Gençlerle birlikte…(1)
Sevgili Gençler,
Bu yazımda sizlere Kur’an-ı Kerim’de Kehf Suresi’nde geçen Hazreti Musa ve Hızır kıssasını (hikâyesini) anlatmak istiyorum.
İçerisinde birçok ders alınacak gizli ve açık sırların bulunduğu bu kıssayı (hikâyeyi) iyi öğrenirseniz, hayatınız boyunca karşılaştığınız her olayda size örnek olacaktır. Karşılaşacağınız zorluklara sabredecek, kolaylıklar karşısında ise gevşemeyecek çalışmalarınıza devam edecek gücü kendinizde bulabileceksiniz.
Musa (a.s – aleyhisselam – selam ona olsun) Kur’an-ı Kerim’de isimleri geçen Peygamberlerdendir. Ben-i İsrail (İsrail oğullarına Peygamber olarak gönderilmiş, onları Allah’ın birliğine çağırmış ve kendisinin de Allah’ın peygamberi olduğuna inanmalarını istemiş, onları putlara tapmaktan men etmiştir (yasaklamıştır).
“Musa (a.s) bir gün kavmi Ben-î İsrail'e hutbe irad etmek (konuşmak) üzere ayağa kalktığında kendisine sordular;
Ya Musa (a.s) "İnsanların en bilgini kimdir?" dediler.
O da, "Benim" diye cevap verdi.
Cenabı-ı Hak, Hazreti Musa’nın kendinden emin konuşmasında "Allahulalem (Allah bilir)" demediği için Musa'yı azarladı. Ve:
"İki denizin birleştiği yerde bulunan bir kulum senden daha âlimdir" diye ona vahyetti (onu bilgilendirdi).
Musa (a.s) ın kalbine bu ilim sahibi insanla tanışmak ve görüşmek isteği geldi.
Hz. Musa (a.s.) Allah’a iltica ederek (sığınarak): "Ey Rabbim ben onu nasıl bulabilirim?” dedi. Kendisine:
"Bir zembile (torbaya) bir balık koy, onu sırtına al. Balığı nerede yitirirsen o zat oradadır" dendi.
Hazreti Musa dendiği gibi yaptı, yanında hizmetçisi Yuşa adında bir genç de vardı.
Beraberce uzun bir yolculuk yaparak bir kayanın yanına geldiler ve dinlenmek için oturdular. Biraz sonra uykuları geldi ve orada uyuya kaldılar.
Bu esnada balık canlandı ve kımıldayarak zembilden çıkıp denize kaydı gitti.
Bunu hizmetçi gördü. Ancak Hz. Musa'ya balığın gittiğini söylemeyi unuttu.
Oradan kalktılar ve bir hayli yol daha yürüdüler. Hz. Musa (a.s.) hizmetçisine:
"Hele yemeğimizi getir de yiyelim. Yolculuk bizi epeyi yordu ve acıktık" dedi.
Hizmetçi bu istek karşısında balığın canlanıp kaybolduğunu hatırladı ve;
"Hani bir kayanın yanına gelmiş ve orada yatmıştık ya! Balık orada zembilden çıkarak denize gitmişti, dedi. Ben unuttum ve size söyleyemedim. Bunu bana mutlaka şeytan unutturdu" dedi.
HIZIRLA(a.s) TANIŞMA
Musa (a.s.): “Bizim aradığımız yer işte orasıydı" dedi ve hemen izlerinin üzerine geri döndüler, yürüyerek o kayalara kadar geldiler.
Musa (a.s.) orada örtüsüne bürünmüş bir adam gördü ve ona selam verdi. Hızır (a.s.):
"Bu sapa bir yerde selâm veren kimdir?" dedi. Musa (a.s):
"Ben Musa'yım."dedi.
Hızır (a.s): "Ben-i İsrail'in Musa'sı mı?" Musa (a.s) da;
"Evet" dedi. Ve devamla "Sen, Allah'ın sana öğrettiği bir ilmi bilmektesin ki ben onu bilmiyorum. Ama ben de Allah'ın bana öğrettiği bir ilmi bilmekteyim ki, onu da sen bilemezsin” dedi.
"Musa (a.s):"Allah'ın sana öğrettiği hakkı (ilmi) bana öğretmen şartıyla sana uymamı kabul eder misin?" Hızır (a.s):
"Sen benimle beraber olmaya dayanamaz, sabrını gösteremezsin. Mahiyet ve hikmetini (içeriğini) bilmediğin şeye nasıl sabredeceksin ki?" Musa (a.s):
"İnşallah sen beni çok sabırlı bulacaksın. Hem ben senin hiç bir emrine karşı gelmeyeceğim." Hızır (a.s):
"Öyleyse gel. Ancak, madem bana tabi olacaksın, ben sana haber vermedikçe bana hiç bir şey sormayacaksın! Tamam, mı?" dedi. Hz. Musa (a.s.):
"Tamam!" dedi.
Sevgili çocuklar, yazımın devamını bir sonra “Esrarlı (sırlı) olaylar” adında ki makalemden (yazımdan) okuyabilirsiniz.