Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Avrupa Birliği ile ilgili değerlendirmelerde bulunarak “Türkiye, AB’ye üye olmak için tüm kriterleri yerine getirmek zorunda. Bizim yapmamız gereken ev ödevimizdir. Ev ödevimizi yaparken sizin yardımınıza ihtiyacımız var.” dedi.
Avrupa Birliği Konseyi Dönem Başkanlığı Nezdinde İtalya Büyükelçiliği, İktisadi Kalkınma Vakfı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, ortaklaşa TOBB merkez binasında kahvaltı programı düzenledi. Programa İtalya'nın Türkiye Büyükelçisi Gianpaolo Scarante, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve büyükelçiler katıldı. Programda konuşan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, İş dünyası olarak, birleşik bir Avrupa’nın kıtasında barış ve güvenliği sürdürmenin en güvenilir aracı olduğuna inandıklarını belirterek “İş dünyası olarak, birleşik bir Avrupa’nın, küreselleşme baskısıyla baş etmenin en güvenilir aracı olduğuna inanıyoruz.” şeklinde konuştu.
Bunun tüm ülkeler için geçerli olduğuna dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, “21 inci yüzyılın getirdiği sorunlarla hiçbir ülke tek başına baş etme gücüne sahip değildir. Türkiye, 28 AB üyesi ülke gibi, birçok nedene ilaveten, küreselleşme baskısıyla mücadele etmek için AB içinde yer almak istiyor.” ifadesinde bulundu.
Türkiye’nin AB’ye üye olmak için tüm kriterleri yerine getirmek zorunda olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “Bizim yapmamız gereken ev ödevimizdir. Ev ödevimizi yaparken sizin yardımınıza ihtiyacımız var. Bugüne kadar, Türkiye’nin ev ödevlerini yerine getirmek için gerçekleştirdiği reformlara sağladığınız katkıyı takdirle karşılıyoruz. Zira, bu reformlar, toplumumuzun modernleşmesi ve halkımıza daha iyi hizmet için zorunlu adımlardır.” diye konuştu.
“AB’YE KATILIM SÜRECİNİN GEREKTİRDİĞİ KONUYU SADECE TEKNİSYENLER ÇÖZEMEZ”
Türkiye’nin AB’ye katılım sürecinin gerektirdiği hiçbir konuyu sadece teknisyenlerin çözülemeyeceğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, “Aksine, süreç son derece siyasidir. Sürecin başarılı olması için, cesur siyasilerin liderliğine, gözetimine ve rehberliğine ihtiyaç vardır. Avrupa fikrine inanan sizin gibi mükemmel diplomatlara ihtiyaç vardır. Bu nedenle, İtalya Dönem Başkanlığı'nın genişleme sürecine ve Türkiye-AB ilişkilerini derinleştirmeye dönük inancını, çabasını takdirle karşılıyorum. Bu çerçevede, 2015 yılında Letonya ve Lüksemburg dönem başkanlıklarından da benzer yaklaşımı ümit ediyoruz.” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin küresel ekonomi ve çevre coğrafyasının oldukça zorlu bir dönemden geçtiğini açıklayan Hisarcıklıoğlu, “Her gün yeni bir sorunla karşı karşıya kalıyoruz. Yeni dengenin ne zaman ve nasıl oluşacağını da hiçbirimiz kestiremiyoruz. Bu dönemde, doğal olarak AB de, hem içerde, hem de dışarda birçok tehdit ile karşı karşıya kalıyor. İçeride, ekonomik krizden kurtuluşun yolları aranıyor. Avro bölgesinin geleceği sorgulanıyor. Avrupa demokrasinin en eskisi olan ve Avrupa entegrasyonunda son derece önemli rolü olan Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılmayı isteyebileceği konuşuluyor.” dedi.
Hisarcıklıoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye olarak Avrupa entegrasyonunda geri adım manasına gelecek her türlü ihtimali son derece sakıncalı görüyoruz. Avrupa entegrasyonundan herhangi bir çözülme, kuşkusuz, Avrupa karşıtı güçleri ateşleyecektir. AB karşıtı güçler, son dönemde AB içinde maalesef önemli zemin kazanmıştır. Bu çok ciddi bir gelişmedir. AB’nin içinden gelen tehditlerin yanı sıra, AB dışında da birçok sıkıntı bulunmaktadır. Ukrayna’da yaşananlar hepimizin malumu. Enerjide arz güvenliği ile komşularında açık bir tehdit arasında kalan bir AB hepimizi rahatsız ediyor. Bunun yanında yanı başımızdaki Orta Doğu ve Kuzey Afrika coğrafyasında giderek artan istikrarsızlığın ne zaman çözüme kavuşacağı belirsiz. Böyle, bir portre ile karşı karşıyayız.”
“İĞNEYİ KENDİNE, ÇUVALDIZI BAŞKASINA BATIRMAK”
Türkiye’de “İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batırmak” diye bir laf var olduğunu söyleyen Hisarcıklıoğlu, “Başkasının hatalarını konuşurken, özeleştiri yapmayı da ihmal etme deriz. Burada, AB’nin karar almadaki ataletinin ve özellikle genişleme sürecindeki duraksamanın bugün gelinen noktada çok önemli olduğu kanaatindeyim. AB’yi “sadece bürokrasi üreten kurum” imajından kurtarmak gerekiyor. Güçlü bir liderlikle, karar alan bir Avrupa Birliği, bugün her zamankinden daha önemlidir.” diye konuştu.
Hisarcıklıoğlu, konuşmasını “Avrupa Birliği Ukrayna ile entegrasyon sürecini çok daha erken başlatabilseydi, AB’nin enerji arz güvenliği açısından çok önemli olan Türkiye ile enerji faslı müzakereleri tamamlanmış olsaydı, belki bugün çok daha istikrarlı bir konumda olabilirdik. Genişleme politikasını Avrupa Birliği üzerinde bir yük olarak görmek son derece yanlıştır. Avrupa Birliği, mevcudu korumayı değil, geleceği planlamayı seçtiği zaman “kazanan güç” olacaktır. Avrupa Birliği’nden bu liderliği bekliyoruz. Avrupa Birliği’nin bu liderliği hak ettiğini düşünüyoruz. Bu hem Avrupa Birliği, hem Türkiye, hem de küresel sistem için çok önemlidir. AB tarafında genişleme yönünde açık bir taahhüt olursa, güçlü bir irade ortaya konulursa, Türkiye’de reform süreci için motivasyon daha yüksek olur.” diye tamamladı.
CİHAN