Ey insan! Sen seni senin sanma! Bilesin ki sen Rabbininsin. Eğer senden iyilik sâdır oluyorsa o senden değil, Rabbinin lûtfundandır, onunla övünme. Ama eğer kötülük sâdır oluyorsa o nefsindendir. O halde nefsini aradan çekmeye bak!
Ey ayıplar araştıran kişi! Ne yapacaksın onları torbana doldurunca? Yiyecek misin yoksa? Sever misin "ölü eti" yemeyi?
Ey ayıpları açıp duran kişi! Yarın mahşer gününde senin de ayıp ve kusurların açılıverdiği zaman ne yapacaksın? Bugün ört ki gördüklerini, yarın seninki de örtülsün.
Ey kişi! Sana düşen şey örtmek değil midir abes ve kokar şeylerin üstünü? Açma da, kokusu seni de, başkalarını da rahatsız etmesin!
Ey benim diyen insan! Aslına baksana ne idin? Bir de sonunu düşün, ne olacaksın? Öyleyse bu gurur niye?
Ey güzel yüz arayan kişi! Bil ki güzel yüzler, güzel gönüllerde saklıdır. Güzel gönüllüleri bul ki, güzel yüzlere kavuşmuş olasın.
Ey gösterişi seven adam! Boşa veriyorsun kazancını. Kim kazandığı paralarını rüzgârın önünde savurur ki!
Ey kardeş! Yerde sürünen bir yaratığa bakıp da iğrenme! Allah (c.c.) seni de ondan yaratabilirdi. İnsan olduğunun kıymetini bil de O'na kul olmaya bak!
Ey insan! Günah kiriyle kirlendiğini biliyorsan ne duruyorsun? Yıkanmaya bak tevbe ve namazla. Baksana, cennet yıkanıp paklananları bekliyor.
Ey insan! Ömrünün hangi vaktindesin bilir misin? Sabah yahut öğle de mi diyorsun? Ya akşamına vardıysan, halin ne olacak o zaman?
Genç insan! Verimli bir toprağa benziyorsun. Bil ki bu toprağına şimdi ne ekersen yarın onu biçeceksin. O halde boşa verme en bereketli çağlarını. Şimdi ilim ek o verimli toprağına, takva ile onu sula da yarın hikmetler alasın/toplayasın.
Bil ki ilim takva ile güzelleşir. Takva ise ilimle süslenir. O zaman mü'min kulun kalbinde hikmet kapıları açılır ve âleme inci ve mercanlar saçılır.
Kul demek hata demektir. Kul hatadan salim değildir. Kullara düşen ise hataları örtmektir. Büyükler "hatasız kul olmaz" demişler.
Gönüller kristale benzer. Kırıldı mı kolay tamir edilemez. O halde ey gönül kıran kişi! Gönül kristallerini kırıp durma! Bir gün senin de kırılar da üzülürsün.
Dünyaya gelip de Allah'ın Cemalini görmeye hak kazanmadan âhirete gitmek ne büyük bir kayıptır. Bilesin ki en kıymetli hakikat Cemal-i İlahiye kavuşmaktır. Ey kardeş! Hesabını buna göre yap!
İnsanı dövmek sadece taşla sopayla değildir. Hani o açılmayası ağızlar var ya! Bir açıldı mı oradan nice taşlar, sopalar dökülür.
Ah şu dil! Ne dikenler saçar o, ne tuzaklar kurar! Ey kardeş! Öyle bir dil sahibi olmamaya bak ve onlardan da Allah'a sığın.
Ey insan! İnsanı bil ki kendini de bilesin. Kendini bil ki Rabbini bilesin. Bil ki gönül kâbelerini bilmeden ne kendini ne de Rabbini tanırsın.
Ey kardeş! Bedenini eğip kaldırırken gönül bedenin nerelerde acaba? Hayret! Başını secdelere koyuyorsun ama nefis atını dizginleyememişsin.
Gönlünde Allah muhabbeti olanların içi dışına yansır. Sadece bedenine değil ha! Asıl, hâl ve yaşayışına akseder.
Eğer bir gönül ehlini bulmak istersen, sözünden çok yaptığına bak. Hani büyüklerimiz demişler ya, kişinin kâline aldanma, haline bak! Bu yol, sözden çok hâl yoludur.
Gönüllerden gönüllere giden yollar ve kapılar vardır. Ey kardeş! Eğer sen gönüllere girmek dilersen, gönül kapılarını kendine kapatma. Gönüller yapmaya bak ki, yolu da kapısı da açık olsun.
Ey tatlı aşına zehir katan adam! Kin ve nefret damlalarını bir yana at da aşını temizleyesin. Baksana, aldığın zehirlerden, gözlerin kan çanağına dönmüş…
Sevgiyle yollar açılır. Sevgiyle çukurlar düzleşir. Sevgiyle yollar alınır. Sevgiyle varılacak menzile varılır.
Ey yolcu! Sevgi bineğine bin de yol almaya bak! Tebessümler oluşsun dudaklarında, gamzeler hâsıl olsun yanaklarında; Selâm eksik olmasın dilinde. Bil ki Allah, ancak böylesi kulları kabul eder huzurunda.
Ey cehaletin esiri olan kişi! Bakışlarını biraz etrafa çevir ki, doğru sandığın yanlışlarından kurtulasın.
Ey güzel ahlâk! Ne güzelsin sen! Girdiğin gönlü bahçelerle donatırsın. Ama sen bir gönülde yoksan, yanmış-yakılmış bir viraneye döner orası.
Ey kardeş! Dünyada cennet bahçeleri istersen Allah Dostlarının ziyaretine git. Meclislerine katıl, sohbetlerini dinle. Bil ki gönlündeki çer-çöpleri ancak onlar temizler.
Ey adam, kafanı dikip durma. Zira sen kafanı kaldırdıkça, cennet kapıları alçalır sana. Giremezsin oraya. Ama tevazu edip alçaldıkça, cennet kapıları yükselir ve seni içeri alır.
Ey dil! Kelâmın daim Hak olmadıkça neye yararsın?
Ey lisanı kara adam! Kötü söylemekle dudakların ne hale gelmiş baksana! Ya gönlün ne halde? Uzak et onları kendinden. Terk et dilini yalayacak cehennem ateşlerini. Baksana Allah'ın en sevgili kulu; "insanları en çok cehenneme koyan şey nedir?" sualine "ağız ve ırz" diye cevap vermişlerdir.
Ey insan! Diline mi inanayım yoksa haline mi? Dilin hak, hak diyor ama halin hiç de öyle söylemiyor.
Ey cennet sevdalısı! Sen muhabbetini Allah'a yönelt ki, cennetler sana sevdalansın.
Ey cehennem korkusu çeken adam! Gönlünü Allah sevdasıyla öyle alevlendir ki, cehennem ateşini söndürsün. Zira gerçek şudur ki, mü'minin nurundan cehennem ateşleri sönüverecek o gün…
Ey ayıplar araştıran kişi! Ne yapacaksın onları torbana doldurunca? Yiyecek misin yoksa? Sever misin "ölü eti" yemeyi?
Ey ayıpları açıp duran kişi! Yarın mahşer gününde senin de ayıp ve kusurların açılıverdiği zaman ne yapacaksın? Bugün ört ki gördüklerini, yarın seninki de örtülsün.
Ey kişi! Sana düşen şey örtmek değil midir abes ve kokar şeylerin üstünü? Açma da, kokusu seni de, başkalarını da rahatsız etmesin!
Ey benim diyen insan! Aslına baksana ne idin? Bir de sonunu düşün, ne olacaksın? Öyleyse bu gurur niye?
Ey güzel yüz arayan kişi! Bil ki güzel yüzler, güzel gönüllerde saklıdır. Güzel gönüllüleri bul ki, güzel yüzlere kavuşmuş olasın.
Ey gösterişi seven adam! Boşa veriyorsun kazancını. Kim kazandığı paralarını rüzgârın önünde savurur ki!
Ey kardeş! Yerde sürünen bir yaratığa bakıp da iğrenme! Allah (c.c.) seni de ondan yaratabilirdi. İnsan olduğunun kıymetini bil de O'na kul olmaya bak!
Ey insan! Günah kiriyle kirlendiğini biliyorsan ne duruyorsun? Yıkanmaya bak tevbe ve namazla. Baksana, cennet yıkanıp paklananları bekliyor.
Ey insan! Ömrünün hangi vaktindesin bilir misin? Sabah yahut öğle de mi diyorsun? Ya akşamına vardıysan, halin ne olacak o zaman?
Genç insan! Verimli bir toprağa benziyorsun. Bil ki bu toprağına şimdi ne ekersen yarın onu biçeceksin. O halde boşa verme en bereketli çağlarını. Şimdi ilim ek o verimli toprağına, takva ile onu sula da yarın hikmetler alasın/toplayasın.
Bil ki ilim takva ile güzelleşir. Takva ise ilimle süslenir. O zaman mü'min kulun kalbinde hikmet kapıları açılır ve âleme inci ve mercanlar saçılır.
Kul demek hata demektir. Kul hatadan salim değildir. Kullara düşen ise hataları örtmektir. Büyükler "hatasız kul olmaz" demişler.
Gönüller kristale benzer. Kırıldı mı kolay tamir edilemez. O halde ey gönül kıran kişi! Gönül kristallerini kırıp durma! Bir gün senin de kırılar da üzülürsün.
Dünyaya gelip de Allah'ın Cemalini görmeye hak kazanmadan âhirete gitmek ne büyük bir kayıptır. Bilesin ki en kıymetli hakikat Cemal-i İlahiye kavuşmaktır. Ey kardeş! Hesabını buna göre yap!
İnsanı dövmek sadece taşla sopayla değildir. Hani o açılmayası ağızlar var ya! Bir açıldı mı oradan nice taşlar, sopalar dökülür.
Ah şu dil! Ne dikenler saçar o, ne tuzaklar kurar! Ey kardeş! Öyle bir dil sahibi olmamaya bak ve onlardan da Allah'a sığın.
Ey insan! İnsanı bil ki kendini de bilesin. Kendini bil ki Rabbini bilesin. Bil ki gönül kâbelerini bilmeden ne kendini ne de Rabbini tanırsın.
Ey kardeş! Bedenini eğip kaldırırken gönül bedenin nerelerde acaba? Hayret! Başını secdelere koyuyorsun ama nefis atını dizginleyememişsin.
Gönlünde Allah muhabbeti olanların içi dışına yansır. Sadece bedenine değil ha! Asıl, hâl ve yaşayışına akseder.
Eğer bir gönül ehlini bulmak istersen, sözünden çok yaptığına bak. Hani büyüklerimiz demişler ya, kişinin kâline aldanma, haline bak! Bu yol, sözden çok hâl yoludur.
Gönüllerden gönüllere giden yollar ve kapılar vardır. Ey kardeş! Eğer sen gönüllere girmek dilersen, gönül kapılarını kendine kapatma. Gönüller yapmaya bak ki, yolu da kapısı da açık olsun.
Ey tatlı aşına zehir katan adam! Kin ve nefret damlalarını bir yana at da aşını temizleyesin. Baksana, aldığın zehirlerden, gözlerin kan çanağına dönmüş…
Sevgiyle yollar açılır. Sevgiyle çukurlar düzleşir. Sevgiyle yollar alınır. Sevgiyle varılacak menzile varılır.
Ey yolcu! Sevgi bineğine bin de yol almaya bak! Tebessümler oluşsun dudaklarında, gamzeler hâsıl olsun yanaklarında; Selâm eksik olmasın dilinde. Bil ki Allah, ancak böylesi kulları kabul eder huzurunda.
Ey cehaletin esiri olan kişi! Bakışlarını biraz etrafa çevir ki, doğru sandığın yanlışlarından kurtulasın.
Ey güzel ahlâk! Ne güzelsin sen! Girdiğin gönlü bahçelerle donatırsın. Ama sen bir gönülde yoksan, yanmış-yakılmış bir viraneye döner orası.
Ey kardeş! Dünyada cennet bahçeleri istersen Allah Dostlarının ziyaretine git. Meclislerine katıl, sohbetlerini dinle. Bil ki gönlündeki çer-çöpleri ancak onlar temizler.
Ey adam, kafanı dikip durma. Zira sen kafanı kaldırdıkça, cennet kapıları alçalır sana. Giremezsin oraya. Ama tevazu edip alçaldıkça, cennet kapıları yükselir ve seni içeri alır.
Ey dil! Kelâmın daim Hak olmadıkça neye yararsın?
Ey lisanı kara adam! Kötü söylemekle dudakların ne hale gelmiş baksana! Ya gönlün ne halde? Uzak et onları kendinden. Terk et dilini yalayacak cehennem ateşlerini. Baksana Allah'ın en sevgili kulu; "insanları en çok cehenneme koyan şey nedir?" sualine "ağız ve ırz" diye cevap vermişlerdir.
Ey insan! Diline mi inanayım yoksa haline mi? Dilin hak, hak diyor ama halin hiç de öyle söylemiyor.
Ey cennet sevdalısı! Sen muhabbetini Allah'a yönelt ki, cennetler sana sevdalansın.
Ey cehennem korkusu çeken adam! Gönlünü Allah sevdasıyla öyle alevlendir ki, cehennem ateşini söndürsün. Zira gerçek şudur ki, mü'minin nurundan cehennem ateşleri sönüverecek o gün…