Hiç kimseyi kırmazdı

Konya Aydınlar Ocağı’nda, Hakk’a yürüyüşünün 60.yılında Hacıveyiszâde’yi anlatan Araştırmacı-Yazar Mehmet Ali Uz, “Hocaefendi, halkın ve Müslümanların dertleriyle dertlenir ve onların isteklerini hiç kırmaz, geri çevirmezdi” dedi

Konya Aydınlar Ocağı’nın Selçuklu Salı Sohbetleri’nde, Konya’nın manevî mimarlarından Hacı Veyiszâde Mustafa Kurucu Hoca Efendi anıldı. Araştırmacı Yazar Mehmet Ali Uz, Hacı Veyiszâde Hoca Efendi ile ne zaman ve nasıl tanıştığını anlatarak başladığı sohbetinde, Aziziye Camisi’nde bir ikindi vakti kandil gününde kuyruğa girerek Hacı Veyiszâde Hoca’nın elini öptüğünü belirterek “Elimden tuttu ve o meşhur dualarını sıralamaya başladı. Uzun uzun dua etti. Başımı okşadı ve ben tekrar elini öptüm. Camiden böyle ayrıldım. Yâni Hoca Efendi’yi tanımam böyle oldu” dedi. Son görüşmeleriyle ilgili hatırasını da anlatan yazar M. Ali Uz, “Konya İmam Hatip Lisesi’ni bitirdikten sonra ben ve bazı arkadaşlar askere gitmeye karar verdik. İkindi vakti hocamla vedalaşayım diye Aziziye Camisine gittim. Merdivenlerden inerken beni gördü ve güzel bir tebessümle yanıma geldi ve elini öperek “Hocam askere gidiyorum. Hakkınızı helal edin” dedim. Küçük bir çantası vardı. Onu açtı ve içerisinden 5 Lira çıkartarak bana uzattı. Parayı almayınca eli bir süre havada kaldı. Sonra kaşlarını çattı. Vücut diliyle bu al demekti. Parayı aldım ve 1,5 sene bu para askerde benimle dolaştı. Harcayamadım ve askerden geldikten sonra da o 5 lirayı sakladım. Şimdi size gösteriyorum. Hatıra olsun diye hâlâ saklıyorum” diye konuştu.

MÜSLÜMANLARIN DERDİ, HOCAEFENDİ’NİN DERDİYDİ

Uz ayrıca, yaşanmış bir olaydan hareketle Hacı Veyiszade Hoca Efendi’nin “Babam ben namazdayken, Hz. Peygamberin adı anıldığı zaman ve birde misafir geldiği zaman kendimi kaybederim” dermiş. Sınıfta yazılı imtihan yapardı ve kendisi de namaza dururdu. Ben ilk sıralarda onu seyrederken o kendinden geçerdi. Vatandaşın ne derdi varsa hayır demez, gider duaysa dua eder, açılışa katılır, inek hastalandıysa onun da duasını yapar, insanları kırmazdı. Halkın ve Müslümanların derdi, Hoca Efendi’nin derdiydi” şeklinde konuştu.

BİR ÖĞRETMEN OLARAK HACI VEYİSZADE”

Araştırmacı Yazar Ahmet Çelik de, ilk defa “Bir Öğretmen Olarak Hacı Veyiszade Mustafa Sabri” başlıklı sunumuyla Hakk’a yürüyüşünün 60.yılında Hacı Veyiszâde’nin hayatı, eğitimi, öğretmen olarak öğrencilerine yönelik hitabı, ders ahlâkı ve icazetnamesi hakkında bilgi verdi.

Özlük Dosyasında Hacı Veyiszâde Hocaefendi’nin, “İsmim Mustafa, mahlasım Sabri. Pederim Konya ulemasından Hacı Üveys Şükrü Efendir. Meşhur bir sülaleye intisabım yoktur. Mezhebim ise Sünni ve Hanefi’dir. Konya’nın Durak Fakih Mahallesinde elli dört numaralı hanede sene 1305/1889 tarihinde tevellüt etmişim.” şeklinde açıklamaları olduğunu belirten yazar Çelik, Mustafa Sabri’nin eğitimine 1899-1912 yılları arasında ilk mektebi Sadırlar İbtidaisi’nde tamamladığını ifade ederek “Köprübaşı’nda bulunan Hacı Adil Efendi Medresesi’nde babası Hacı Veyis Efendi’den tahsil gördükten sonra Ebu Bekir Sami Paşa medresesinde Muhammed Bahaeddin Efendi ile Konya Islah‐ı Medarisi’nde Ahmet Ziya Efendi’den tahsil gördü” dedi.

Çelik, Hacıveyiszâde’nin resmi görevlerini de şu şekilde sıraladı: “Islahı Medaris (1912‐1917), Aziziye Cami (1919‐1924), Sultan Selim Cami (1922‐1924), Medarisi ilmiye (1923‐1924), Konya Vaizliği (1924‐1960). Konya Müftülüğünde bulunan Hizmet Cetveli’ne göre Hacı Veyiszade Mustafa Efendi Konya Merkez müderris vaiz olarak 1 Mart 1339/1923’de naklen göreve başlamıştır. 4 Mart 1340/1924 tarihinden vefat tarihi olan 5 Şubat 1960 kadar Konya Merkez vaizi olarak görev yapmıştır. İHL Öğretmen Kayıt defterine göre 13 Aralık 1951 tarihinde İmam Hatip Okuluna Arapça öğretmeni olarak tayin edilmiş ve 5 Şubat 1960’a kadar görevine devam etmiştir. Konya Bekir Sami Paşa medresesi mezunudur. Arapça temel becerileri (konuşma, okuma yazma tercüme bilgisi) pekiyi’dir. Yazdığı ya da tercüme ettiği eseri yoktur. Evli olup altı çocuğu vardır. Bunlardan biri bekâr kaydı düşülmüştür. Ayrıca 25 lira asli maaşla Aziziye Camii İmam hatibidir.”

HACI VEYİSZÂDE GERÇEK BİR ÖĞRETMEN İDİ”

Çelik, Hacıveyiszâde’nin öğretmenliği hakkında da şu bilgilere yer verdi: “O gerçek bir

öğretmen idi. Öğrencilerine verdiği imanla her bakımdan hayırlı nesiller yetiştirmeye çalışırdı.

Fırsat buldukça kitap okur, derslere hazırlıklı gelir, öğrendiklerini öğrenciye aktarır, Bazen takrir, bazen de soru cevap tarzında dersini işlerdi. Derse başlamadan önce öğrencilere koro halinde besmele ve hamdele okuturdu. Sınıflara girdiği zaman, öğrenciler selam için ayağa kalkar, selamlaşmadan sonra otururlar ve hemen onunla birlikte “Elhamdü lillahi rabbi’l‐alemin, Ekmele’l‐hamdi ala külli hal. ve’s ‐selatü ve’s‐selamü’l‐etmemmani’l‐ekmelani ala seyyidina mürselin ve imami’l‐müttakin”i okur, daha sonra takip edilen kitaplardan bir miktar okur ve açıklamalar yapardı. Arkasından ya cennetlik on sahabe ya da Hz. Peygamberin hanımlarının isimlerini hatırlatırdı.”

DAİMA SÜNNETE İTTİBA ETTİ VE ÜMİT VERDİ

Çelik, Hacı Veyiszade Mustafa Efendi hakkında şu ifadelere yer verdi: “İslami ilimlere uğraşan bir babanın oğlu olarak çocukluğundan itibaren iyi bir terbiye ile yetişti. İlmin amelle, amelin de ihlasla yapılması gerektiğini savundu. Daima sünnete ittiba etti. Yaşadığı beldenin her kesiminin derdi ile meşgul olup onları irşad etmeye çalıştı. Daima ümit verdi. Tek parti döneminde İslâmî ilimlerin yeni nesillere aktarılması için gizlice eğitim ve öğretime devam etti.” İl Halk Kütüphanesi’nde gerçekleştirilen anma toplantısının sonunda Konya Aydınlar Ocağı Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, yazar M. Ali Uz’la birlikte eğitimci-yazar Ahmet Çelik’e “Büyük Selçuklu Mirası” adlı üç ciltlik kitabı hediye etti. Anma toplantısına Hacıveyiszâde merhumun torunu Hasan Kudsî Küçükaşcı, Dr. Ahmet Baltacı ve gönül dostları katıldı.

HABER MERKEZİ

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri