'Herkes Birbirinden Korkar Hale Geldi'

Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, hükümetin ırkçı, tekçi, mezhepçi politikaları sebebiyle herkesin birbirinden korkar hale geldiğini söyledi. Demirtaş, seçim öncesi son mitingini İzmir Gündoğdu Meydanı’nda yaptı. Mitinge HDP...

Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, hükümetin ırkçı, tekçi, mezhepçi politikaları sebebiyle herkesin birbirinden korkar hale geldiğini söyledi. Demirtaş, seçim öncesi son mitingini İzmir Gündoğdu Meydanı’nda yaptı. Mitinge HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, HDP İstanbul milletvekilleri Levent Tüzel ve Sırrı Süreyya Önder katılırken Demirtaş sahneye eşi Başak Demirtaş ile birlikte çıkarak halkı selamladı.

'TÜRK’Ü KÜRT’Ü BİRBİRİNE DÜŞMANLAŞTIRMAYA ÇALIŞIYORLAR'

Hükümetin ırkçı, tekçi, mezhepçi politikaları ve 90 yıldır devletin kronikleşmiş hastalıkları sebebiyle herkesin birbirinden korkar hale geldiğini savunan Demirtaş, şunları söyledi: “Kim kendi kimliğini, inancını, mezhebini inkar ederek yaşayabilir? Bizler kimliklerimizden vazgeçmeden, yaşam tarzımızdan taviz vermeden formülü bulamazsak işte böyle her gün düşman ettirmeye devam ettirecekler. Ortadoğu’daki facialar acı tablo olarak önümüzde. Bu kadar zenginlik içinde bu yoksulluğu yaşamayı hak etmiyoruz. El ele yaşamayı başarırsak aşamayacağımız zorluk yoktur. Bunlar oy devşirmeyi ucuz ve kolay politika olarak benimsemişler. Belki oy getiriyor olabilir, iktidarda tutmaya yetebilir ama iktidarı güçlendirecek diye biz birbirimize düşman olmayalım. Aleviyi yuhalatıyorlar. Sünnilere sesleniyorum, onlar yuhalattıkça Aleviye daha fazla sahip çıkın, boynuna sarılıp ‘Kardeşim’ diyelim. Türk’ü Kürt’ü birbirine düşmanlaştırmaya çalışıyorlar. Nerede biribirinizi görseniz etnik kimliğimizi sormayın, kardeşçe sarılın. Nerede Ermeni görseniz, ‘Kardeşim’ deyin ki ırkçı politikaları siz boşa çıkarın.”

Seçimde Kürt olduğu için oy vermek istemeyenlerin yanlış yapacağını söyleyen Demirtaş, kimlik siyaseti yapmadığını belirterek şöyle konuştu: “Eğer, ‘Bir cumhurbaşkanı düşünün’ dediğimizde düşündüyseniz, bu alanı dolduranlar ve gelmeyenler olarak kararınızı verdiyseniz sandık başında pratikleştirme zamanı. Kürtüm diye oy vermem tavrına girerseniz yanlış olur. Etnik kimliğimi inkar etmedim. Direnerek bugünlere geldik. Kimlik siyaseti yapmadık. ‘Kürt aday var, oy vermeyiz’ diyenler diğerlerine baksınlar, hangi ilkeleri savunuyorlar.”

İzmir halkının, güçlü destekle uzatılan barış elini tutması gerektiğini kaydeden Demirtaş, “Hep birlikte masanın ezilenler tarafında olacağız. Özgürlüğü, kardeşliği dayatacağız. Birlikte yaşamı dayatacağız. Eğer İzmirliler barış elini tutma sözü verirse önümüz olacak. Çatı adayın ilkelerinde ne buluyor olacaksınız? Irkçı dayanışma ile ortaya aday çıkaracaklar, sonra da, ‘Tıpış tıpış sandığa giderek oy vereceksiniz.’ diyecekler. Kim olursa olsun sandığa tıpış tıpış değil coşkuyla, onurunuzla gümbür gümbür gidin ki el mi yaman bey mi yaman halk mı yaman herkes anlasın.” dedi.

'DEVLET SANATÇISI OLUR MU, HALKIN SANATÇISI OLUR'

Demirtaş, üniversitelerde bilim adına hiçbir şey yapılmadığını, cumhurbaşkanı seçilirse rektörlerin öğrenciler tarafından seçilmesini sağlayacaklarını söyledi. Demirtaş, “Seçilirsem, devlet sanatçısı ödülünü kaldıracağız. Halk sanatçısı ödülünü getireceğiz. Devlet sanatçısı olur mu, halkın sanatçısı olur.” dedi.

'KÜRTLERİN ANA DİLİNİ EN ÇOK TÜRK HALKI SAVUNMALI'

Kimsenin aynı düşünceye sahip olmak zorunda olmadığını, böyle bir yaşamın yaşam değil, zulmün kendisi olduğunu belirtten Demirtaş, etnik kimlikler arası dayanışmayı geliştireceklerini ifade ederek şöyle konuştu: “Kürt kardeşlerimin ana dilini en çok Türk halkı savunmalı. ‘Ana dilde eğitim hakkı, kardeşimin hakkıdır’ demeli. Halklar kendi gönlünde çözer bu işi. Ondan sonra Anayasa’da çözmek kolay olur. Zorla dayatılan bu ayrılığı gayrılığı bir ortadan kaldıralım. Diğerine baskı yapmadan, yaşam tarzını dayatmadan, görüşünü dayatmadan yaşayabiliriz. Kemalist, sosyalist, İslami olan da var. Bunların hepsi gerçektir. Birbirimizle temas kurmaya, birbirini anlamaya çalışmalıdır. Birbirinin alanın daraltmaya çalışmak bize huzur getirmez.”

Özgürlük ve demokrasiden yana olmak için önce kimliklere saygı duyulması gerektiğini belirten Demirtaş, kadınlara da şöyle seslendi: “Sizin kaderiniz evde hakaret görmek, dayak yemek, tacize, tecavüze uğramak olamaz. Size biçilen rol, 'Üç çocuk, sesinizi kesin' olamaz. Şen kahkahalarınızla toplumun özgür geleceğini yaratacaksınız. Yarın doğru yere mührü basıp, ‘Kadın temsiliyetine önem veren olacak.’ diyeceksiniz. Neden sizi yok sayanlara, kimliğinize hakaret edenlere oy vereceksiniz? Kadınların bu seçimdeki tavrı, Türkiye’nin önünün açacaktır.”

'ORADA İKİ FOTOĞRAF VAR, ORTADA KÜÇÜK BİR AYNA VAR'

Demirtaş, “Gençliğe dair yapabildikleri tek şey, kindar ve dindar nesil yetiştirmek. Gençlerin genç adaydan yana tavırlarının olması lazım. Gençler üç fotoğrafa baktığında çok da düşünmeye gerek yok. Kabinde üç fotoğrafa baktığınızda, düşünecek fazla bir şey yok. Orada iki fotoğraf var, ortada küçük bir ayna var,baktığınızda kendinizi göreceksiniz. Kadınlar, gençler, işçiler, Türkler, Kürtler, Gürcüler kendini görecek. Demirtaş’a değil, kendinize, özgür geleceğe oy verin ki iradeyi ortaya çıkaralım” ifadelerini kullandı.

'KASIMPAŞALI MI? VIZ GELİR, YETER Kİ YAN YANA DURALIM'

İzmir’in Diyarbakır’la, Antalya’nın Samsun’la el ele vermesi gerektiğini kaydeden Demirtaş, şu ifadeleri kullandı: “Kardeşliğimizi tamir ederek güçlendirmek istiyorsak, yeni yaşam çağrısına güç vermek boynumuzun borcu olmalıdır. İlkelerin yanında mı yoksa ilkelerini bir kenara bırakıp, 'İlke umurumuzda değil, biz koltuğu kazanalım' diyene mi oy vereceksiniz? İşte bu kadar kritik bir tercihtir. Tek adamlığa giderken tedbir almadan, demokratik tedbir almadan yürüyemeyiz. Tedbir, bugün ortaya koyduğumuz birliktelikle mümkündür. Yeni yaşama dair güçlü mesaj çıkarırsak tek adam mı olur, Kasımpaşalı mı, vız gelir. Yeter ki yan yana duralım. Yeni yaşam, her birimizin özgürlüğünü ifade edecek.”

'ÖZERKLİK DEDİĞİMİZ ŞEY BUDUR'

İzmir’in meselelerine de değinen Demirtaş, yerinden yönetim anlayışı ile ilgili şunları söyledi: “İzmirliler, buranın zorlukları, antidemokratik uygulamalarını iyi biliyorsunuz. İzmir halkının iradesi CHP’den yana oldu fakat yüzde 50 oy almasına rağmen İzmir’i yönetemiyorlar, yetkileri yok. Merkezî hükümet, Ankara’dan İzmir’i yönetiyor. Çılgın projeleri oradan gerçekleştiriyorlar. İzmir’in ekolojik yaşamını tarumar ediyorlar. Belediyenin yetkileri, parası yok. Meclis kararı alamıyor. İzmir halkı, Türkiye genelinde yüzde 50 alıncaya kadar bu zulmü çekmek zorunda mı? Yeni yaşam bunun çağrısıdır. Özerklik dediğimiz şey budur. En çok da İzmir’e yakışır. Kime oy verdiyseniz yetki onda olsun. Belediye başkanı seçmişsiniz ama vali hakaret ediyor. Vali yardımcısı, ‘Soma'da kurtulanlar, akıllı olanlardı.’ diyor. Emekçiye, madenciye yaklaşım bu. Eğer burası yerinden modelle yönetilseydi, o vali yardımcısını bir günde görevden alabilirdiniz. Belediyeden yeteri kadar hizmet bile alamıyorsunuz, bütçesini kısıyorlar. 20 yıldır metroyu bitirmiyorlar. Sadece İstanbul, Ankara’daki metro için bile İzmir’deki bütçenin birkaç katını harcayarak bir an önce faaliyete soktular. Niye destek sunmuyorlar? Çünkü AKP’ye yeteri kadar oy çıkmıyor. ‘Oy çıkmıyorsa cezalandırırız’ diyorlar. Üçüncü büyük şehir ama işsizlikte yedinci sırada. İşsizliğin başkenti oldu. Ne olacak çaresi? İlla AKP’ye mi oy vermelisiniz? Formülü yeni yaşamda gizli. Geçen yıl İzmirliler 32 milyar vergi ödemişler. Ankara’ya göndermişsiniz ama yatırım kalemi olarak 704 milyon harcamış. Çaresi yok mu? Var. AKP’ye oy vermeden de özgürce yaşayabilirsiniz. Onun formülü, çağrımızın detaylarında gizlidir.”

Türkiye’de ayrımcılığa uğramayan kimse olmadığını savunan Demirtaş, “Kürt halkı 90 yıldır bunu yaşıyor. Dili, kültürü ötekileştiriliyor. Köyü yakılıyor, katlediliyor. Israrla kardeşlik ve barış duygularını geliştirmek için çaba sarf ediyoruz, hükümet izin vermiyor. Israrla düşman olalım, nefret edelim diye ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. El ele vermemiz lazım. Açın Kürtü, Türkü, Alevisi, Sünnisi yok. Neden yoksulluk kader gibi davranalım. Hazinenin üstünde fakir fukara olarak olup bitenleri izleyecek miyiz? Bu işe dur demenim zamanı geldi. Ortak muhalefet anlayışı ile yarattığımız modelle Ortadoğu halkları için de umut ışığı olabiliriz. Suriye’de, Mısır’da, Irak’ta, Kürdistan Federal Bölge’de sorunların vahşi sonuçlarını görüyoruz. Halklar birarada duramadığı için büyük bir barbarlık yaşanıyor. Başarabilseydiler, bir meydanda bu şekilde rengarenk el ele verebilseydiler hiçbir güç onları düşman edemezdi.” dedi.

Demirtaş, şöyle devam etti: “Şengal’de bir avuç kalmış, zor zahmet yaşam içinde yaşayan Türkmenleri yok etmek için IŞİD barbarlığı işgal etmiş durumda. Katliamı büyütmek için tehdidini arttırıyor. 100 bine yakın kişi, su bile bulamıyor. Bazı anne babalar, çocuklarının açlıktan öldüğünü görmemek içim intihar ediyorlarmış. Biz sessiz kalmayalım. Gazze’ye de Şengal’e de sessiz kalmayalım. IŞİD barbarlığını hafife alarak çanak tutuyorlar. Dışişleri Bakanı, IŞİD’in öfke sonucu ortaya çıktığını anlatıyor. Böyle bir dış politika olur mu? İzmir halkı burada sizin zulmünüze direnirken IŞİD’e terörist diyemiyorsunuz. 'Aman IŞİD’i üzmeyelim.' diyorlar. Ya iktidarı değişeceğiz ya da biraraya gelip iktidarı değişmeye zorlayacağız. Muhalefeti büyütmemiz lazım.”

'TÜRKLER BİR TEK GÜN BU DEVLETİ YÖNETMEDİLER'

90 yıllık cumhuriyet tarihinde halktan yana cumhurbaşkanı, hükümet, parlamento olmadığını savunan Demirtaş, devletin hiçbir zaman halkların devleti olmadığını ve buna izin vermediklerini iddia etti. Devletin çıkarlarının halkın çıkarlarının üstünde olduğunu belirten Demirtaş, “Sömürüldük, katledildik. Devletin çıkarını düşündüler. Zannetmeyin ki devlet, Türkün de devleti oldu. İsmine Türk devleti dediler ama Türkler bir tek gün bu devleti yönetmediler. Uyanmayalım diye ısrarla Türkü, Kürtü katlederek karşı karşıya getirmek istediler. Acıları kaşıyarak, acılardan dolayı suçlayarak kardeşlik inşa edemeyiz. Kürt anasının acısının karşısına, Türk anasının acısını çıkaramayız. Acı çekmiş bütün halkların, acı çekmişlerin cumhurbaşkanı olsun. Cinsel yönelimi farklı olandan etniği, inancı farklı olana kadar korkmadan çekinmeden, ‘Devlet benim devletim’ diyebilsin. ‘Devlet haksızlık yapamaz, çünkü insan hakları, avukatı var, kardeşimiz var, korkmuyoruz. Bu devlet, bizim devletimiz oldu.’ desin.” diye konuştu.

Söylediklerinin hayal olmadığını, halkın mesajlarını taşımak üzere aday olduğunu kaydeden Demirtaş, sözlerini şöyle tamamladı: “Koltuk hasreti ile aday olmadım. Geldiğimiz noktada, ‘Halklar olarak el ele veriyoruz’ dediniz. Mesajı dört bir tarafa taşıdım. Sizin göreviniz mesajı büyütmekti, başardınız. Mücadelenin asıl sahibisiniz. İsimsiz kahramanlar sizlersiniz. Orada fotoğrafı olanlar sizlersiniz. Seçimin tek kazananısınız.” CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri