Kîanâtın rakipsiz rehberi Peygamber aleyhisselam her hususta hakikaten model alınması gereken tek önderdi. Gerek şahsi hayâtında gerekse toplumsal hayatta O’nun uygulamaları incelendiğinde görülecektir ki, insanlığa örnek olabilecek en mükemmel misaller O’ndadır elhamdülillah aleyhissalâtu vesselam. Biz de O’nun o zirve davranışlarına her minvalde her zeminde hem yazarız, hem söyleriz ama burada da şöyle bir göz atalım istiyoruz efendim:
Özel hayâtın dokunulmazlığına dâir şu hadislere ne mükemmel ölçülerdir; ‘Açıkça günah işleyenler hâriç ümmetimin hepsi affedilmiştir. Şu da günahı açıkça işlemek sayılır: Kişi gece (günah olan) bir davranışta bulunur, Allah onun bu fiilini örtmüş olarak sabahlar, sonra başkasına: ‘ey falan, ben gece şunu yaptım, bunu yaptım’ der. Allah onun günahını örttüğü halde, o sabah olunca Allâh’ın gizlediğini açığa vurur.’(Buhârî, Edeb 60) Allah Rasûlü buyurdular; ‘Kim bir Müslüman’ın (kusûrunu, günahını) örterse, Allah’da kıyâmet günü onun (kusûrunu) örter.’(Müslim, Birr 58)
İnsanlarla güzel iletişim sağlamak adına şu hadisler de ne hoş tavırlardır; ‘Hediyeleşin, sevginiz artar; hicret edin, çocuklarınıza izzet mirâsı bırakırsınız, cömert kimselerin kusurlarını affedin.’(Heysemi, Mecmau’z-zevâid, Beyrut, 1967, IV. c, S.146-147) Yine; ‘Sizden biriniz kendi için arzuladığı şeyi, din kardeşi için de istemedikçe gerçek anlamda iman etmiş sayılmaz.’(Buhârî, İman 7)
Dünya ve ahret dengesine yönelik uygulamalarından bahseden hadisleri; ‘Allâh'a yemin olsun Allah'tan en çok korkanınız ve yasaklarından en ziyâde kaçınanınız benim. Fakat buna rağmen, bâzen oruç tutar, bâzen yerim; namaz kılarım, uyurum da; kadınlarla berâber de olurum. (Benim sünnetim budur), kim sünnetimi beğenmezse benden değildir’ buyurdu.’ (Buhârî, Nikah 1) Rasûlullah aleyhisselam buyurdular ki; ‘Dünya tatlı ve hoştur. Allah sizi ona vâris kılacak ve nasıl hareket edeceğinize bakacaktır.’ (Müslim, Zikr 99, Hadis No:2742) ‘Ben kim, dünya kim? Dünya ile benim misâlim, bir ağacın altında gölgelenip sonra terk edip giden yolcunun misali gibidir.’(Tirmizî, Zühd 44, Hadis No:2378)
Eğitim ve öğretimde de o devre göre eşsiz uygulamaları vardır. Bilindiği üzere Kur’ânı Kerim’in ilk nâzil olan âyeti “ikra=oku” olmuştur. Aynı zamanda “kalem” üzerine de sûre vardır. Dolayısıyla okuma ve yazmanın ehemmiyetine vâkıf olan Efendimiz aleyhisselam yaşadığı devirde Kur’ân’ın hakikatleri çerçevesinde insanları değiştirme ve dönüştürme adına ashabıyla yakînen ilgilenmiş, ilim meclisleri düzenlemiştir.(Buhârî, Savm 13/ Muslim, Sıyâm, 15) Kadınlara dînî bilgiler öğretmek için onlara bizzat bir gün tahsis etmiştir. (Buhârî, İlim 32-35-36) Yine sevgili peygamberimiz kâinâtın en büyük mûcizesi olan Kur’ânı Kerim’i öğrenmeyi ve öğretmeyi en büyük fazilet saymıştır. (Buhârî, Fezâilü’l Kur’an, 21)
Mâzaretleri ve işleri sebebiyle ilim meclislerine katılamayanlar diğer sahabe arkadaşlarıyla nöbetleşe devam ediyor, gelenler gelmeyenlere o günkü öğrendiklerini aktarıyorlardı.(Buhârî, İlim 27) Sahih hadis kitaplarında daha küçük yaşlardan beri Kur’ân’ı iyi öğrendiği için büyük sahabelere imamlık yapan temyiz yaşında olan çocuklardan bahsedilir.(Buhârî, Megâzi 53) (Temyiz yaşı: Çocuğun söylenenleri tam olarak anlayıp, doğru cevap vermeye başladığı yaşdır.)
Peygamberimiz aleyhisselam yine insanın eğitimi husûsunda şu hadislerini de zikretmek gerek; ‘Hikmet (yâni ilim) müminin yitiğidir, onu bulduğu yerde alır.’ (Buhârî, İlim 10) Çocuğun baba üzerindek hakları sadedinde; ona yazı öğretmesini, zikretmiştir. (İbn. Mâce, Zühd 15/ Tirmîzî, İlim 19) Âile reislerinin kendi âilelerinin eğitimleriyle ilgilenmelerini emretmiştir. (Buhârî, İlim 31)
Hicretten evvel ilk Akabe biatında bulunan Medineli on kişi memleketlerine dönünce onlara Kur’ân’ı ve İslâmiyeti öğretmek üzere ilk öğretmen olarak Mus’ab ibni Umeyr’i vazifelendirmiştir. (İbni Hişam, es-Siretü’n-nebeviyye, Neşredenler: Mustafa es-Sekkâ ve dğr, Kâhire, 1955, I.c, s.434) İslâm’ın Arap yarımadasında hızla yayılması üzerine fevc fevc guruplar hâlinde Müslüman olan insanlara dînin anlatılması için pek çok sahabe rehber öğretmen olarak görev almıştır. Muaz bin Cebel, Amr bin Hazm, Ebû Ubeyde bin Cerrah, Râfî bin Mâlik el-Ensârî, Useyd bin Hudayr, Halid bin Sâid b. Âs bunlardandı. (Bknz: Yönetici Peygamber Hz.Muhammed, İst, 2015, s.53)
Bu hususlar yazmakla bitmez. Bize düşen kıssadan hisse kâinâtın eşsiz Nebîsine ümmet olmakla şereflenmişiz bundan daha büyük ne ola ki!