‘Hedefi olan nesiller yetiştirmeliyiz'

Her geçen gün gelişen bir dünyada yaşamaktayız. Teknolojik gelişmeler her geçen gün bilim dallarının da gelişmesini sağlamaktadır. Gelişmekte olan çağa ayak uydurabilmek önemlidir. Nesilleri yetiştirerek gelecekte yapacakları mesleklere yönlendirmeliyiz

 

Mezunlar tecrübelerini aktardı

2017-2018 mezunumuz Necmeddin Erbakan Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi öğrencisi Muhammed Ezertuğla 12. sınıf öğrencilerimiz ile bir araya geldi. Öğrencilerimiz ders çalışma ve hedefe ulaşmak için yaşadıkları süreci mezun öğrencimiz ile görüştüler. Mezun öğrencimiz Muhammed Ezertuğla, 12. sınıf okurken yaşadığı problemleri anlattı. “Bu hususta öğretmenlerimiz en büyük yardımcımız oldu. Düzenli çalışma ile bu zorlu sürecin rahatlıkla üstesinden gelerek hedeflerimize ulaşabileceğimizi vurguladı. En önemli noktanın ise hedef belirlemek ve bu hedef için çalışmak olduğuna değindi” dedi. Gençlik Temel Lisesi olarak öğrencilerimizi hedeflerine ulaştırabilmek için gerekli çalışmaların yanında onları tecrübeli insanlar ile bir araya getirerek tecrübeli kişilerin yaşantıları hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlamaktayız. Bu süreci yaşamış mezunlarımızın öğrencilerimiz üzerinde etkileri kalıcı olmaktadır.

 

 

 

 

Mezun ziyaretleri

Gençlik Eğitim Kurumları Kurumsal ziyaretlerde bu haftaki durak 2004 Gençlik İlkokulu / Ortaokulu- 2007 Özel Enderun Liseleri Mezunu Ali Çiftçi oldu. Konya Kent Plaza’da gerçekleşen ziyarete Gençlik Eğitim Kurumları Genel Müdürü Barış Çağlayan Çakır, Gençlik Temel Lisesi Müdürü Enes İlhan Post ve Enderun Liseleri Müdürü Said Turgut katıldı. Ziyarette Ali Çiftçi’ye ‘Hayırlı çalışmalar ve kazançlar’ dilekleri iletildi.

 

 

**

 

 

‘Hedefi olan nesiller’

 

Her geçen gün gelişen bir dünyada yaşamaktayız. Teknolojik gelişmeler her geçen gün bilim dallarının da gelişmesini sağlamaktadır. Bu gelişmekte olan çağa ayak uydurabilmek önemlidir. Nesilleri yetiştirerek gelecekte yapacakları mesleklere yönlendirmeliyiz

 

Gençlik Temel Lisesi olarak bu süreçte öğrenci ve velilerimizi yönlendirmekteyiz. Burada önemli bir sözü sizlerle paylaşmak istiyorum. “ Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez.” İyi bir gelecek istiyorsak iyi hedefler belirlememiz, iyi hedeflere ulaşmak istiyorsak da o hedefe durmadan koşmamız gerekmektedir. Düzenli bir şekilde hedefe ulaşacağımız programlar yapıp sıkı bir takip ile programın gereklerini yerine getirmeliyiz. Hedefi belirlerken yeterliliklerimizi iyi bilmemiz gerekir. Kişisel özelliklerimizi tam anlamıyla bilmemiz icap eder. Osmanlı Medreselerinde yazdığı gibi “ hiçbir balık uçmaya hiçbir kuş yüzmeye zorlanmaz” felsefesine göre kendimizi tanımamız gerekir. Kişilerin yatkın olduğu özelliğin ön plana çıkması lazımdır. İnsanları yeteneğe göre yönlendirmek her alanda yetişmiş insan anlamına gelmektedir. Yeteneği ortaya çıkan kişiler de okuyabileceği alanlara yönlendirilmelidir. Tabi ki bu süreçler kolay gibi görünmektedir. Fakat kişi gündemden haberdar olmalı, meslekleri, yaşantıları bilmeli daha da önemlisi kendini iyi tanımalıdır.

ÖĞRENCİLERİN YATKINLIKLARINA GÖRE YÖNLENDİRME

Gençlik Temel Lisesinde öğrenci ve veli görüşmeleri ile öğrencilerimizin ilgi ve alanlarına göre görüşmeler yapılmaktadır. Bu görüşmeler sonucunda ve uygulanan envanterler ile öğrencilerin yatkınlıklarına göre alan ve meslek yönlendirmeleri yapılmaktadır. Birden fazla yol gösterilerek günümüz meslek olanakları ve ön görülen gelecekteki çalışma şartları hakkında tecrübeli kişiler tarafından yönlendirmeler yapılır. Okul hayatı bittikten sonra yaklaşık 40 yıl seçtikleri meslekleri icra edeceklerdir. Bu yüzden bir ömür boyunca ah, vah, keşke gibi söylemler kullanmadan, severek yapacakları meslekleri tercih etmeleri gerekmektedir. Öğrenciler bu tercihi yaparken mesleklerin günümüzdeki durumları hakkında bilgi sahibi olmaları elzemdir. Bu süreçte öğrencilerimiz, okullarımızdan mezun olan kişilerle tanışarak iş hayatları hakkında bilgi sahibi olmaktadırlar. Ayrıca öğrencilerimiz, üniversite tanıtım gezileri ile de meslekler hakkında ön bilgi edindirilip ilgilerine göre yönlendirilmektedir.

MAKSAT HEDEF BELİRLEMEK

Okulumuzda uygulanan bu uygulamalarda öncelikli ve temel maksadımız hedef belirlemektir ve belirlenen bu hedefe ulaşabilmek için düzenli, azimli çalışmalar yaptırmaktır. Gelecek nesiller yetiştirmekte üstümüze düşen görevleri fazlasıyla yerine getirmeliyiz çünkü şimdi yetiştirdiğimiz nesil gelecekte bizleri ve evlatlarımızı yönetecek insanlardır. İhmal demek geleceğimizin sıkıntıya girmesi anlamına gelmektedir.

Ümit Kemal Yılmaz / Gençlik Temel Lisesi Müdür Yardımcısı

             

 

 

**

 

 

Üniversite seçimi ve gelecek kaygısı

Merhaba sevgili öğrenciler,  4 Şubat 2019 Pazartesi günü dersler başladı. Ders çalışmaya tekrar başladığımızı düşünüyorum. Tatil ortamı insanı ister istemez rehavete sürüklüyor, ders çalışmaktan soğuyoruz.  Sınava hazırlanan arkadaşlarımızın çoğu üniversiteyi, devlette iş bulmak için okumak ister. Tercih dönemlerinde en çok yaşadığım sorun, öğrencinin “Hangi bölümü okursam devlette iş bulabilirim” şeklinde sorularla tercihler için yardım istemesi oluyor. Bizler özel sektörde çalışmayı veya yeni bir iş kurmayı pek düşünmeyiz.  “Risk almadan, mesai saatleri az olan, geliri iyi, sorumluluğu olmayan bir memurluk olsun da ne iş yaparsam yapayım” düşüncesinde oluruz. Bizi bu tür düşüncelere yönelten sebep ailemizin bizi böyle yetiştirmesidir. Bu yanlış düşünceyi değiştirmediğimiz sürece, ders çalışan arkadaşlara tavsiyem şudur:  “Üniversite sınavına hazırlanmasın.” Şu anda ülkemizde yaşanan sorunlardan birini de üniversite mezunu işsizler ordusu oluşturmaktadır. Bu işsizler ordusu okuduğu bölümü isteyerek okumuyor, bölümü hakkında bilgi sahibi olmadığı için de iş bulamayıp polis veya asker olmaya çalışıyor.

BİR GAYEMİZ OLMALI

Hayatımız boyunca mutlu ve huzurlu olmak istiyorsak bir gayemiz, yaşam sebebimiz olmalı. Yaşam sebebimiz doğrultusunda hareket ettiğimizde karşılaştığımız sorunlarla baş edebiliriz. Yaşam sebebimiz olmadığında en ufak bir engelle karşılaştığımızda mücadeleyi bırakır, kendimize bahaneler uydurur, eğitim sistemin yanlışlığından bahsedip kendimize teselli ararız. Bırakalım eğitim sistemini eleştirmeyi de işimize bakalım. Üniversiteye yerleşmeyi bir oyuna benzetirsek, her oyunun bir kuralı vardır. Biz de oyunu kurallarına göre oynamalıyız. Kuralları değiştirmek hakkına sahip değiliz. Şikâyet etmeden en az hata ile bu oyunu kazanmak zorundayız.

ÖNCE KENDİMİZİ TANIMALIYIZ

İlk önce kendimizi tanımalıyız. Üniversitede yeteneğimize ve kişiliğimize uygun bölümler seçmeliyiz. “Yerleştiğim üniversiteden mezun olduğum zaman devlette memur olamazsam özel sektörde iş bulabilir miyim? Bulamazsam kendi imkân ve şartlarımda bu işi yapabilir miyim” gibi düşüncelerle hareket etmeliyiz. İnsan sevdiği işi yaptığı sürece mutlu ve huzurlu olur, problemleri aşar. Çalıştığı işi, bir iş olarak görmez, iş olarak görmediği için çalışmaz, çalışmadığından dolayı yorulmaz, yorulmadığı için de hayat boyu tatil yapmış gibi olur, hep genç kalır

Üniversitede okumak istediğimiz bölümü seçerken kısa vadeli değil uzun vadeli düşünerek hareket etmeliyiz. Ülke olarak hep kısa vadeli düşünüyoruz. Örnek vermek gerekirse,  üniversitede hangi bölümün ataması iyi, Öğretmenlik bölümünün. Devlet her yere Eğitim Fakültesi, Fen Fakültesi, Edebiyat Fakültesi  açıyor öğrenciler oralara yerleşiyor, mezunlar çağlıyor. İlk etapta ihtiyaç olduğu için alımlarda iyi oluyor, zamanla ihtiyaç azalıyor. İhtiyaç azaldığı için alımlar da azalıyor. Ama üniversiteler haddinden fazla öğrenci almaya devam ediyor. Zamanla mezun sayısı artıyor, öğretmen alımı azaldığı için alım da azalıyor. Doğal olarak yığılmalar baş gösteriyor. Buna bağlı olarak da diplomalı işsiz bireylerin sayıları katlanıyor.

ASLAN YA DA CEYLAN OLMANIZIN ÖNEMİ YOK

Hayatımız boyunca mutlu ve huzurlu olmak istiyorsak, ne istediğimizi bileceğiz ve istediğimiz şey doğrultusunda hareket edeceğiz. Yazımı bir Afrika atasözü ile bitirmek isterim.

 Afrika’da her sabah bir ceylan uyanır; en hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini, yoksa öleceğini bilir. Afrika’da her sabah bir aslan uyanır; en yavaş ceylandan daha hızlı koşması gerektiğini, yoksa aç kalacağını bilir. Aslan ya da ceylan olmanızın bir önemi yoktur. Yeter ki güneş doğduğunda koşmak zorunda olduğunuzu bilin.

Mehmet Doğan  / Özel Gençlik Temel Lisesi Rehberlik Öğretmeni

 

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Eğitim Haberleri