Kardeşinin doğum gününde karşıdan karşıya geçerken annesinin elini bırakıp yola fırlayan küçük Canberk’e kamyonet çarptı. Yere yığılan oğlunu öldü zanneden anne, Mevlana Üniversitesi Hastanesi’ne geldi. Beyin Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Gölen tarafından ameliyata alınan talihsiz çocuğun kafatasında birçok kırık görüldü. Başarılı geçen ameliyat sonunda 40 gün yoğun bakımda kaldı. Taburcu olduğunda vücudunun hiçbir yerini oynatamıyordu. Gördüğü rehabilitasyon, egzersiz ve dualarla Berkcan şimdi geçte olsa kardeşinin doğum gününü kutluyor.
KAZA ANINDA FİLİSTİN’DEKİ ANNELER AKLIMA GELDİ
“Küçük oğlum Berat Kaan’ın doğum gününde çocuklarımı alarak babaannelerine gitmek istedik” diyerek acı günü anlatmaya başlayan anne Gülistan Sarkurt, “Karşıdan karşıya geçmek isterken benimde dalgınlığımı fırsat bilerek Canberk bir anda yola fırladı. Komyonetin aynası direkt oğlumun başının sol tarafına çarptı. O an öldü zannettim. Onu kanlar içinde görünce ilk aklıma Filistin’deki çocukları vurulan anneler geldi. ‘Allah’ım sen Filistin’deki annelere nasıl sabır veriyorsan, bana da öyle sabır ver’ diye dua ettim. Daha sonra kardeşim yanıma geldi: ‘Abla bak nefes alıyor’ dedi. İnanmadım, eğilerek bir baktım gerçekten nefes alıyordu. O andan itibaren hep, ‘Rabbim evladıma şifa ver’ diye dua etmeye başladım. O nefes alıp verişini gördüğümden beride hiç ümidimi kaybetmedim” dedi.
HİÇ YANINDA AĞLAMADIM, HEP DUA ETTİM
Kazadan sonra ambulansla Mevlana Üniversitesi Hastanesi’ne geldiklerini anlatan Gülistan Sarkurt (30), “Yaşaması zor deniliyordu. 40 gün yoğun bakımda kaldı. Her gün hastaneye geldim ve doktorların izniyle Canberk uyurken yanına gidip konuştum. Hiç yanında ağlamadım. Hep dua ettik. Hacda olan yakınlarımızdan dua istedik. Uyandıktan sonra ilk zamanlar burnundan hortumla besleniyordu. Doktorumuz Mustafa Beye, ‘Hortumlar bir gün çıkar mı? ‘ diye soruyordum. O da ‘Belki bir gün’ diyordu. Taburcu olmadan önce burnundaki hortumdan daha fazla beslenemeyeceği midesine açılan direkt bir horum vasıtası ile beslenmesi gerektiği ifade edildi. Araya bayram girdi. Bayramdan sonra doktorumuzun da bilgisinde ağızdan beslenmeyi denedik. Denedik ve Canberk yemeği yedi. Bu bizi çok mutlu etti” diye konuştu.
KOMŞULARIMIN YÜREKLERİ DAYANMIYOR DIŞARI ÇIKIYORLARDI
“Taburcu olup evde yattığında bile ne vücudunu ne de başını hareket ettirebiliyordu” diyen anne gözyaşlarıyla o günleri şöyle anlattı: “Yeni doğan bir bebek nasıl kucağa alınca başını tutamaz aynı o şekilde başını taşıyamıyordu. Ömür boyu öyle yaşamasından çok korkuyordum. Moraller iyi olsun diye evde hep onun yanında güldüm eğlendim. Bıkmadan usanmadan günde 4 saat egzersiz yaptırdım. Egzersiz yaptırırken dokunmama ağlıyordu. Sanki nefessiz kalan bebeğin ağlaması gibi ağlıyordu. Komşularım ben egzersiz yaptırırken çocuğun ağlamasına yürekleri dayanmıyor ve gidiyorlardı. Egzersizlerle kıpırdayamayan elleri, kolları bacakları açılmaya başladı. Şimdi o açılmayan elleriyle kendisi bardakla su içiyor. Bel, boyun ve bacak destekli tekerlekli sandalyeyi artık kullanmıyor. Şimdi gayet güzel kendi işini kendisi yapabiliyor. Sadece şu an konuşamıyor. Dualarla çok şükür bu hale geldi.”