Yeni seneye başladık efendim, bu yazı yeni senenin ilk yazısı başlayalım bakalım. Hayırlar çıksın inşaALLAH.
‘Hayat iki kapılı handır’ derler ya o kapıdan girenlerin çıkanların haddi hesâbı yok. Dünya denen bu âlemde hayat denen ömür günlerini herkes bir ayrı yaşıyor. Dünyâyı şenlendiren varlıkların en mükemmeli olan insanlar, kendilerine yüce Yaratıcı tarafından takdim edilen hayâtı, har burup harman savurarak kullanırsa zarâra uğrayanlardan olacağı eğer Hakk’ı bilerek O’nun istediği doğrultuda hayat geçirirler ise mükâfatlandırılacağı kutsal kitapta bildiriliyor. Ancak bu gerçeklerden uzak, hayâtı öylesine, gününü gün ederek yaşayanlar bütün bir geleceği ziyan etmiş olurlar.
İşte hayattan bir sene daha gitti. Artık geçen senenin günleri bir daha geri gelmeyecek. Geçmiş senede insanlar pek çok güzellik yanında da birçok kötülükler işledi. Hem dünya çapında hem fert bazında hoş olmayan hatta zulüm boyutunda olan hâdiseler gerçekleşti. Gördüğünüz gibi, yine hayat devam ediyor. Ve devam ettiği sürece ayni yanlışlar veya hayırlar gene gene işlenecek. Önemli olan hatâyı fark edip bir daha işlememeye çalışmak. Yeni senede geride kalan hatâları, günahları işlememe gayretine girmek, geleceğe dâir önemli yatırımdır. Tabîki de bu, “tevbe” ile olur. Tevbesizlik vucûdun en nezih organı olan yüreği kirletir. Arınmayan kalp tekrar tekrar günah işlemeye meyleder. Bir de önemli olan bu hâlin farkında olmaktır. Bâzıları; ‘Din benim neyime, yaşayıp gidiyorum, dîne ihtiyaç duymuyorum’ yanlışıyla hem demler. Doğrusu hayatlarına yazık ediyorlar Zira dünyâya bir defa geliyoruz. Ne kazanırsak bu dünyâdan götürülecek gelecekteki ebedi âleme.
Kimileri hayâtı öyle erdemlice yaşıyor ki bu dünyâdan göç ettikten sonra hayat boyu geride hep güzellikleri konuşuluyor, hayırla yâd ediliyor. Kimileri de geride üzüntü, kırgınlık, acı ve keder bırakıyor arkasından, ‘iyi ki gitti’ deniyor. Kimi yaşadığı hayat günlerinde başına gelenlere, ‘Batsın bu dünya’ ya da, ‘hayat harcadın beni’ derken kimileri; ‘Sen ya Rabb’i!- ‘Aman ya Rabb’i!’ diyerek başına gelene isyan etmeden tahammül gösteriyor, sabrediyor. Sıkıntısı olmayan insan yoktur aslında. Her dert her bela kişinin imtihanıdır onu olgunlaştıran. Tüm güzellikler de sabrın ardı sıra gelir. Böylesi bilir ki; ‘Hiçbir şeyin yetmediği yerde, yüce ALLAH her şeye yeter.’ O inanır ki; ‘insanın başına gelen kötü şeyler, üzülmek-yanmak-sızlanmak için değil yalnızca Rabb’e dayanıp daha güçlenerek yeniden ayağa kalkmak içindir.
Pek tabi insan, hayâtı kendi gönül penceresinden baktığı gibi değerlendiriyor. Bâzıları ağlanacak şeylere gülüyor bâzıları gülünecek şeylere ağlıyor. Sevinmek, üzülmek, gülmek, ağlamak içinde bulunduğumuz ruh hâlini yansıtır. Oysaki gözyaşı varsa orada rahmet vardır. ‘Gözyaşı kalbe abdest aldırır’, derler. Dert ve sıkıntılar olaylara hikmet gözlüğüyle bakana, Cenâbı Hakk’ın hediyesinde başka bir şey değildir. Yüce Yaratıcı katında değerli olana hediye sunulur. Hak dostları buyurur; ‘Mevlâ için ne kadarsa değerim. İşte ben o kadar ederim.’ Sözdeki inceliğe dikkat etmeli insan…
Hayâtı yaşarken bir gün gideceğimizin hesâbı muhakkak yapılmalı, etrâfımızdakileri kırmamalı, kimseyi incitmeden zarifçe yaşamalı. Hatta hayvanlar ve diğer canlılara da ayni hassâsiyet gösterilmeli. ‘Rabb’im beni hiçbir gönlün kırılma sebebi eyleme’ diye dua dua yalvarmalı. Kâinâtın rehberinin mübârek şu sözü akıldan hiç çıkartılmamalı; ‘Haksız yere kırdığın insanın gönül sadakasını iki cihanda ödeyemezsin.’
Hayâtı iyi yaşamak için yüce Mevlâ’dan duâlar yoluyla isteriz de isteriz. Nefislerimiz doymak bilmez. Diyelim ki, istediğimize eriştik bu sefer daha iyisini isteriz ve isteme hep devam eder gider. İsteklerimiz olmaz ise bu sefer şikâyet ederiz. Büyük aşk sultânı Şemsi Tebrîzî der ki; ‘Ben Allah Teâlâ’dan isterim. Verirse yüceliğindendir, vermezse imtihanımdır.’ Ve ‘İmtihan, istediğini almak değil, verilene râzı olmaktır.’
Hz. Mevlânâ’nın şu ibretkâr sözleri hayâtı yaşarken zihnimizin ölçüsü, yüreğimizin mihengi olsun: ‘Ey cân! Hiç kimseye hak ettiğinden fazla değer verme. Ya onu kaybedersin ya da kendini mahvedersin.’ ‘Bir cümle yeter sözden anlayana. Destan yazsan fark etmez laftan anlamayana.’ Değil mi?
Hepinize hayır, güzellik, iyilik ve mutlulukla geçireceğiniz bir sene diliyorum efendim. Ama çirkinlikler ve kötülükler de var hayatta onlar unutulmasın. Nasıl savuşturacağımız yazımızda gizli aslında. Ayni zamanda yeni sene tüm İslam âleminin gafletten uyanışına, kardeşliğimizin dirilişine vesile olsun inşaALLAH.