KCK ana davasından tahliye edilen kapatılan DEP’in eski milletvekili Hatip Dicle, Yüksek Seçim Kurulu tarafından milletvekilliğinin düşürülmesiyle ilgili ilk kez konuştu. Dicle, 80 bine yakın oy alıp bağımsız milletvekili olduktan sonra YSK, kesinleşmiş hapis cezasını gerekçe göstererek milletvekilliğini düşürmüş yerine AKP’den Oya Eronat Diyarbakır Milletvekili olmuştu. Konuyla ilk konuşan Dicle, “Seçmen iradesine yapılan bir müdahaleydi. Bu bapta hareket edersek onu bir bütün olarak AK Partiyi sorumlu tutmak gerekir. Yani ben ilk günden itibaren Oya hanımın(Oya Eronat) böyle günah keçisi yapılmasını doğru bulmadım. Çünkü sonuçta o projeyi uygulayan o oyunu tezgâhlayan bir parti bir güç vardı arkasında. Bu nedenle bence bunu şekilde değerlendirmek yeterli. ” dedi.
KCK ana davasından tahliye olan Hatip Dicle, BDP Diyarbakır İl Başkanlığı'nda basın toplantısı düzenledi. Güçlerini halkın kadirşinaslığından aldıklarını anlatan Dicle, “ Şuna emin olun biz gücümüzü halkımızdan haklılığımızdan alıyoruz. Biz halkımızın desteği ve kadirşinaslığından gücümüzü alıyoruz. Dayanma gücümüzü de her türlü baskıya rağmen zulme rağmen gücümüzü oradan alıyoruz.” dedi.
"BİZİM NE SERMAYEMİZ NE DE KARUN GİBİ ZENGİNLİĞİMİZ VAR"
Yıllardır Kürt siyaseti içinde olduğunu ve hiçbir makam talebinde bulunmadığını anlatan Dicle, kendisini bir dava olarak gördüğünü kaydetti. Dicle, “ Bizim ne büyük sermaye güçlerimiz var ne de başkaları gibi Karun gibi bir zenginliğimiz var” dedi. Kürt siyasetinin öncülerinin sürekli baskıya maruz kaldığını anlatan Dicle, “ Mesela ilk Şark Islahat Planıyla birlikte Şeyh Said hareketinin başlamasıyla birlikte o dönem Kürt halkının öncüleri siyasetçilerinin ne büyük zulme uğradığı yazılı tarihte gerekse sözlü tarihte biliyoruz. O zaman Diyarbakır İstiklal Mahkemesi savcısı Süreyya bey ki İstiklal Mahkemelerinin savcıları hukukçu bile değil atanmış insanlardır. Bu Süreyya bey, İsmet İnönü’ne mektup yazmış. Bu Kürdistan mücadelesini sona erdirmek için Kürdistan’da potansiyel tehlike, baş olabileceği herkesi halledin. Yani siz bu halledin meselesini darağacı olarak anlayın. Hiçbir suç bulunmayan insanlar için suçlar oluşturdular. Kürdistan’ı başsız bırakmaya çalıştılar. Aradan yıllar geçti. Kürdistan burada metfundur dedikleri topraklar insanlar bir süre sonra tekrar özgürlükleri için ayağa kalktı. Bu sefer faili meçhul cinayetler başladı ve Kürt halkının siyasi öncüleri öldürüldü.” şeklinde konuştu.
"KENDİSİNİ İLERİ DEMOKRESİ OLARAK TANIMLAYAN İKTİDAR 2009 YILINDA SOYKIRIM YAPTI"
2008 yılında başlayan ve 2009 yılında kendisini ileri demokrasi vaadiyle tanıtan bir iktidar ve onun ortakları tarafından yeni bir soykırım süreciyle bu sefer cezaevleriyle yaşandığın anlatan Dicle, “ Hatta bazı bakanlar şunu söyledi: Aslında biz teşekkür etmemiz lazım. Biz sizi kuyulara atmadık bu sefer cezaevlerine doldurduk. Dikkat eden bu üç dönemde de özü aynı Kürt halkının öncü siyasi güçleri yok edildi. Kazanan mazlumlar olmuştur. Kaybedenler zalimler olmuştu. Cezaevinden den buruk çıktık. Barışın mimari Öcalan’ın da en kısa zaman da aramızda olacağına inancım tamdır.” ifadelerini kullandı. Dicle, hükümetin Meclis'e sunduğu çözüm süreciyle ilgili 6 maddelik yasa tasarısıyla ilgili ise şunları söyledi: “Tabi ki olumlu değerlendiriyoruz. Umarım hükümet bu diyalog aşamasındaki ağırdan alan, olayın çözümünü zamana yayan, günü kurtarmaya çalışan politikalarından tamamen vazgeçer, Ortadoğu'nun da yangınını dikkate alarak Türkiye'yi hep birlikte el ele halkların kardeşliği temelinde bir huzur adasına çevirebiliriz."
CİHAN