Hasan Mutlu: Hastane Demek Sadece Şehir Hastaneleri Midir?

Siyasi partilerin Konya’daki il başkan yardımcıları; fikirlerini, siyasi görüşlerini, şehrin sorunlarını ve çözüm önerilerini bugün Merhaba Gazetesi “Siyasetin Nabzı” sayfaları için kaleme aldı.

Gelecek Partisi Konya İl Başkan Yardımcısı Hasan Mutlu'nun yazısı şu şekilde:

Hastane Demek Sadece Şehir Hastaneleri Midir?

Dünyada gelişmelere bağlı olarak ülkemizde de sağlık sisteminde önemli mesafeler katedilmiştir.Gelişen teknolojilerle yeni cihazlar ve gereksinimler artmış ve hastanelerimizde kullanılmaya başlanmıştır. Bu süreçte yeni hastaneler açılırken bazıları da sermayenin tekelinde yenilenmiştir.Hatta bazıları ise kaderine terk edilip tarihin sessizliğine gömülmüştür. Dahası Covid-19 sürecinde sağlık çalışanlarımızın olağanüstü performansı, özlük ve zorlu çalışma koşulları, hekim ve sağlık çalışanlarına şiddet,sistem üzerinden randevu alabilmede yaşanan zorluklar, efektif sağlık hizmeti alabilmede eskisi gibi büyük kentlere yönlendirmiş ilçe merkezlerinden illere talebı oluşturmuştur.

Özellikle son yıllarda başımıza büyük dertler açacağı öngörülen hatta evlatlarımıza kadar uzanan büyük bir borç yükü olacak ŞEHİR HASTANELERİ’nin durumu yönetimsel nedeniyle hekimlerin ve uzman hekimlerin zorunlu olmadıkça bu hastanelerde çalışmak istemediğini, yönetimsel sıkıntıları, baş hekimlerin sık sık ayrıldığı, hastaneye ulaşım ve içerde hizmet alma açısından hiç de muntazam olmadığını görmekteyiz.

Peki büyük yatırımlarla açılarak yapılan hastenelerin daha sıkıntıları çözülememiş ve bize kambur olacak projelerin yanında ilçelerdeki hastanelerimizin, sağlık ocaklarının durumu nedir?

İlçelerden edindiğimiz bilgilerde vatandaşlarımız bizlere bazı hastanelerde röntgen cihazlarının olmadığını,bazı bölgelerde hekim ve hemsıre sayılarının yetersizliğinden dert yakınmaktadırlar.Vatandaşımız ilçelerdeki hastanelerde tedavi olamayıp hatta muayene bile olamadan direk illere yönlendirilmeleri ve hal böyleyken daha merkezdeki sağlık sorunları karmaşık Haldeyken çıkmaza yol açmıştır.

Bir yatırım ya da hizmet verirken büyük şatafatlı yerlerden vatandaşlarımızın daha rahat ve kolayca sağlık hızmetıne ulaşmalarının önemini görmüş bulunmaktayız Ayrıca korona virüs sürecinde ilçelerdeki hastalarımız illerdeki hastaneye gelmeden COVID 19’a bulaşmışları yönlendirmiş ve izole etmişlerdir. Sadece reçete yazılan yer olmadıklarını bu süreçte görmüş olduk. Sağlıkta büyük ve gıderı çok olan yerine maliyeti çok daha düşük olan koruyucu sağlık hizmetlerine daha önem vermeliyiz.

**Coronavac aşısı mı Çin malı aşı mı ?

Çin de Sinovac firması tarafından üretilen aşı geleneksel yöntem olan inaktif aşı yöntemidir.Yani öldürülmüş m.o.ları içeren aşı anlamına gelip avantajı ise inaktif aşıların canlı aşılara göre bağışıklık süresi daha hızlı olmasıdır. Pfizer BioNTech aşısı ise mRNA molekülü işlenmiş, redaksiyona uğramış olarak değerlendiriliyor.Yani mRNA aşısı gibi aşılar yeni teknolijılerle üretilmektedir.

**Peki geleneksel yöntemlerle üretilen aşılara neden güvenmiyoruz?

Burada ki problem yayınlanan bilimsel verilerden ziyade aşı üreticilerinin önümüze sunduğu bir kaç açıklamadan ibaret. Henüz Dünya da ve özelde Türkiye’de aşı çalışmaları tam anlamıyla bitmemiş ve sonuçları açıklanıp üzerinde bilime dayalı uzmanlar tarafından tartışılmadan kullanıma sunulmuştur.

Tartışmalar sürerken bir aşı çalışması da Faz 3 çalışmaları bitmeden milletlerin kullanımına sunan Rusya’nın ürettiği Sputnık V aşısıdır.Maalesef daha çalışmalar tam anlamıyla tamamlanmadan Çin ve Rusya gibi ülkeler bunu yaparak aşılara olan güveni sarstı.

Baktığımızda geleneksel yöntemlerle üretilen iki aşı çeşidi yıılardır uygulanan teknikler olmasına rağmen güven noktasında sorular içeriyor.

Nedeni belki de Çin ve Rusyanın dünyaya kapalı iki ülke olmasıdır.Gelinen noktada aşılama da bu denli spekülasyonların yapılması da ŞEFFAFLIK ve BİLİM e gereken önemi vermememizden kaynaklı olabilir.Peki insan sağlığını, koruyuculuğu belli olmayan bu denli tartışmaların merkezinde ki aşılardan tek bir aşı çeşidi siparişi verilmesi yerine diğerleriyle beraber bir aşı sepeti yapılamazmıydı ?

Sanıldığı gibi asıl tartışma konusunun aşıdan ziyade ülkemiz de daha geçen aylar da gerçek vaka sayılarının açıklanmayışı ve dünyaya kapalı, bilimsel verılerının şeffafça açıklanmadığı Çin,Rusya gibi ülkelere olan güven problemidir.

Coronavırus pandemisin de toplumsal bağışıklık bu kadar önemliyken ülkece bir aşıya yönlendirmek tehlıkeli ve dikkat edilmesi gereken bir süreçtir.

Ne olursa olsun bir sağlık çalışanı olarak Bilim kurulu üyemizin de açıkladığı gibi En kötü aşı koronavirüsten iyidir.

Buradan da Pandemi sürecinde tüm kaybettıklerımıze Allah rahmet eylesin.Rabbim yakınlarına sabır versin..

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri