Maltepe Gülsuyu Mahallesi’nde geçtiğimiz yıl uyuşturucu çetesi tarafından silahla vurularak öldürüldüğü iddia edilen Hasan Ferit Gedik’in davasında mahkeme, güvenliğin sağlanamadığı gerekçesiyle duruşmayı yapmadı. Duruşma, 4 Eylül'e ertelendi.
Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya Gedik'in yakınları ve avukatları ile CHP Milletvekili Mahmut Tanal katıldı. Sabah saatlerinde kısa süreli gerginliklerin yaşandığı davada mahkeme, güvenliğin sağlanamadığını gerekçe göstererek duruşmaya başlamadı. Daha sonra duruşmayı 4 Eylül Perşembe gününe erteledi. Gedik'i ailesi ve avukatları ile Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili adliye çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtladılar.
Gedik'in avukatlarından Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi Avukat Ebru Timtik, yaptığı açıklamada, davaya bakan mahkeme heyeti ile bir mahkeme yürütmenin mümkün olmadığını söyledi. Timtik, “Bunların sanıkları cezalandırması mümkün değil. Biz mahkeme heyetine her şeyden önce fiziki imkansızlıklardan dolayı daha büyük bir salon talep ettiğimizi söyledik ancak dikkate alınmadık. Ancak duruşmayı göremediler, içeriye giren milletvekillerini bile koruyamayan bir mahkeme heyeti var karşımızda. Bu mahkeme heyeti adliye duvarlarını gazetecilerden ve avukatlardan koruyor, ama gerçekte ne Hasan Ferit'i koruyabili,r ne de halkın evlatlarını koruyabilir, ne de mahkemeye gelenlere bir zarar verilmesini engelleyebilir.” diye konuştu.
“Hasan Ferit'in katil zanlılarının yargılanmasına başlanacağı için buradayız.” diyen Timtik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hasan Ferit'in adliye önüne çıkartılmamış katilleri de var. Siz de tanıyorsunuz henüz yargı önüne çıkartılmamış ancak katliamda sorumluluğu olan bu güçleri. Bu sorumlulardan biri de yargıdır. Hasan Ferit de yaşadığı Armutlu'da çetelere ve uyuşturucuya karşı mücadele ediyordu. Bu yüzden gözaltına alınmıştır ve hakkında dava açılmıştır. Hasan Ferit 30 Eylül 20013'te uyuşturucu çetelerinin Gülsuyu halkı üzerinde estirdiği terörü teşhir etmek ve dayanışmak üzere Gülsuyu'na gelmişti. Katıldığı yürüyüşte kitlenin gerisinden yürüyordu ve yürüyüş bitmek üzereyken saldırı gerçekleştir. Saldırı gerçekleştiğinde polis olayları izliyordu, sanıkları dinliyordu, takip ediyordu. Ancak Hasan Ferit Gedik vurulduktan sonra harekete geçtiler. Bu olayda sorumluluğu bulunanlardan birisi de yargı ile birlikte İstanbul polisidir.”
TANAL: UYUŞTURUCU ÇETESİNE, KADIN TİCARETİNE DESTEK VEREN BİZZAT EMNİYET MENSUPLARIDIR
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da, Gülsuyu ve Gülensu denildiği zaman akla uyuşturucunun ve fuhuş ile ilgili örgütlenmenin saç ayağını oluşturan yer geldiğini söyledi. Tanal, “Hasan Ferit Gedik vurulmadan önce biz orada basın açıklaması yaptık. Oradaki sorunları öğrenmeye çalıştık. Öğrendiğimiz kadarıyla orada bulunan 3 tane mobese kamerasından hiçbiri çalışmıyor. Polis ekipleri de sadece gündüz devriye geziyorlar. Bütün kurumlara gittik ancak hiçbir tedbir alınmadı. Zamanında tedbirler alınmış olsaydı bugün Hasan Ferit Gedik yaşıyor olurdu. O suça iştirak edenler, bu suça destek verenler, uyuşturucu çetesine kadın ticaretine destek verenler bizzat emniyet mensuplarıdır. Onlar tarafından korunmazsa bu kadar rahat gezemezler. Bu kadar örgütlemeyi yapamazlar. Bu kadar Gülsuyu ve Gülensu halkını tehdit edemezler.” ifadelerini kullandı.
Mahkeme salonuna müdahil avukatları ile Gedik’in yakınlarının alınmadığını söylene Tanal, “Ancak sanıkları ve sanık avukatlarını salona aldılar. Müdahil avukatları almadıkaları için salona, emniyet yetkilileri ile avukatlar arasında arbede yaşandı. Çıkan arbedede bir avukat arkadaşımızın cübbesi yırtıldı. Biz emniyet yetkililerine uzun süre ricada bulunduktan sonra bir avukatı heyetle görüşmek üzere salona aldılar. Ona da siz dışarıda bekleyin biz sizi çağıracağız dediler. O arada zaten sanıklar bizler saldırdılar. 25 yıllık avukatlık yaşamımda duruşma salonundan kaçıp giden heyet ben daha görmedim. Netice itibari ile duruşma günü ne zamana verildi. Ne tutanak tutuldu, gerekçesi nedir bunlarla ilgili açıklama yapması lazımdı. Ama Maalesef yargılama halka açık ve aleni olması gerekirken buralarda duruşmalar halka kapatılıyor. Aleniyet ilkesi ihlal ediliyor, hukuk paspas ediliyor.” diye konuştu.
ANNE GEDİK: ADLİYE İÇERİSİNDE TARTAKLANDIK
Hasan Ferit Gedik'in annesi Nuray Gedik de, Adliye içerisinde tartaklanmaya çalışıldıklarını söyledi. Anne Gedik, “Biz ailesi olarak en başta girmemiz gerekirken Maalesef giremedik. Milletvekilleri girebilmiş sanırım. Duruşma tarihi ne zamana ertelendi, ne oldu, ne bitti? Bir anne olarak ve aile olarak hiçbir bilgimiz yok.” dedi.
Polislerin zor kullandığını ve içeri alınmadığını ileri süren dede Mustafa Meray ise, torunu Hasan Ferit Gedik'in çetelere karşı mücadele ettiğini ileri sürerek şunları söyledi: “Armutlu ve Gülsuyu Mahallesi'nin rant değeri yüksek olduğu için polis işbirlikçi çetelere uyuşturucu sattırıp mahalleleri karalatmaya çalıştılar, gençlerimizi katlettiler. Örneğin Erdoğan Bayraktar Çevre Bakanı olduğu sırada Armutlu mahallesini deprem bölgesi ilan etmiştir. Oysa Armutlu İstanbul'un depreme en dayanıklı bölgesidir.”
Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı ise, mahkeme salonuna alınmadıklarını ve hırpalandıklarını öne sürdü. Kozağaçlı, “Bugün burada sorulması gereken en önemli soru şudur; 'kim yargılanıyor, kimden hesap soruluyor, içerideki sanıklar kimin adamı, kim bu insanların yanında, kim mahallelerde uyuşturucu sattırıyor. Uyuşturucu nereden geliyor', ve eğer polisin uyuşturucu çeteleri ile ilişkisini, inşaat şirketlerinin ve kentsel dönüşümün bu mahallenin çürütülmesi ile olan ilişkisini, hükümetin inşaat şirketleri ile ve havuzlarla ilişkisini ortaya çıkartamazsak daha çok çocuğumuzu katlederler, daha çok gencimizi katlederler. Biz burada uyuşturucu ile mücadele etmek için buradayız, biz burada çeteleşme ile mücadele etmek için buradayız, çete düzenine karşı mücadele etmek için buradayız. Peki bu kadar polis niçin burada. Aileleri hırpalayan, milletvekillerini hırpalayan, şikayetçi olan insanları hırpalayan, adliye koridorlarında hakaret eden, küfreden polis niye burada. Bu polisin uğraşması gereken şey çeteler değil mi, mafyalar değil mi, uyuşturucu satıcıları değil mi, bunları yönlendiren inşaat şirketleri patronları değil mi, bütün bunları organize edip havuzdan para alan AKP hükümeti değil mi bu polisin uğraşması gereken. Mahkeme için hiçbir şey söylemiyorum. Nöbetçi bir heyetin nöbetçi mahkemesi. Bütün uyarılarımıza rağmen, hakimlik yapabilme şansı vermemize rağmen, heyet adliye binasını, bir koridoru bile idare edemedi ve bırakıp gitti. Ortada bir tutanak yok, bu dava ertelendi mi bilmiyoruz, ertelendiyse hangi güne ertelendi bilmiyoruz, tutuklular ne oldu bilmiyoruz. Şikayetimiz ne oldu bilmiyoruz, böyle mahkeme olmaz. Böyle yargılama olmaz, böyle yargıçlık olmaz. Müteahhide para kazandırmak için adliye yaparsan, müteahhidin uyuşturucu dağıttırdığı çocuklar katledildiğinde bu adliyelerde yargılama yapamazsın. Bizler Çağdaş Hukukçular Derneği olarak sonuna kadar buradayız, çetelere karşı mücadelenin, kentsel dönüşüme karşı mücadelenin arkasında olacağız. Halkın bulunmadığı yargılama yargılama değildir, gayri meşrudur. Buna izin vermeyiz. Kendi aralarında, çeteler, polisler, savcılar, yargıçlar kapı kapatıp içeride yargılama yapmalarına izin vermeyeceğiz.”
Adliye önünde bekleyen kalabalık, basın açıklamalarının sona ermesinin ardından olaysız bir şekilde dağıldı.
CİHAN