TBMM’de onlarca yargı paketinin çıkarıldığını ancak bunların birçoğunun halkın hukuk ve demokrasi beklentisini karşılayamadığını kaydeden Ekici, şunları söyledi:
“Görevimiz ‘Yasama’ ama uzun süredir yasama işlemlerinden ari, sadece bir şikâyet mercii haline gelmiş bir Meclis formasyonumuz söz konusu. Bu yargı paketinde de bizler, yani halkın yasama görevini verdiği vekiller dışlanmış durumdayız. Buna iktidar partilerinin vekilleri de dâhil. Bakanlık torba yasaları hazırlıyor, bizler maddelerini basından takip ediyoruz, sonra önümüze geliyor, eller kalkıp iniyor, işlem tamam! İçinde bizim tekliflerimiz yok; STK’ların, Baroların, Meslek Odalarının, eleştirilerinin dikkate alındığı bir süreç yok ama sürece dâhil edilmişiz gibi bir hava yaratılarak oldubittilere maruz kalıyoruz.”
BİR HUKUKSUZLUK SÜRECİNİN İÇERİSİNDEYİZ
“Anayasamızın kanun yapma usulüne, bunu düzenleyen 88. maddeye aykırı bir süreci kabul etmek zorunda kalıyoruz” diyen Ekici, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Tasarı sunacak bir Bakanlar Kurulu yok. Her şey Adalet Bakanlığı’nın ya da Külliyenin bir kısım bürokratlarının uhdesinde dönüp duruyor. Bu durum Anayasanın 2. maddesine de aykırı; çünkü hukuk devleti nosyonuna uymayan bir süreç işliyor. Öngörülebilirlik ve belirlilik ilkesi ayaklar altında. Zaten uzunca bir dönemdir bir hukuksuzluk ve anayasasızlaştırma sürecinin içindeyiz. AİHM kararlarının bağlayıcılığına rağmen; AYM’nin son sözü söyleme yetkinliğine rağmen bizler ‘yargısal aktivizm’ suçlamaları; ‘kapatalım’ nidaları arasında, özellikle temel haklar konusunda yol almaya çalışıyoruz. Hele ki yerel mahkemelerin üst yargıyla çatıştıkları alanlarda o kararları uygulamamaları; hele ki üst yargının birbirini suçlayıcı ifadelerinin kamuoyu önünde alenileşmiş olması; rüşvetle suçlama skandalları hukuka olan güveni hem içte hem de dışta sarsıyor.”
ADALET YOKSA BEKA DA YOKTUR
Vatandaşlarının genel beklentisinin adaleti sağlamak olduğunu söyleyen Ekici, “Külliye’nin ya da Adalet Bakanlığı’nın bürokratları bu millet için gerçekten sadra şifa bir şeyler yapmak istiyorlarsa, çarşı pazarın çığlığıyla birlikte adalet saraylarının, cezaevi duvarlarının şahitlik ettiği çığlıklara kulak versinler ve ilk yola çıktıkları ilkeleri tekrar tekrar hatırlasınlar. Unutmayın ki adalet yoksa beka da yoktur! Ve söz konusu adaletse gerisi teferruattır” dedi.
HABER MERKEZİ