Gelecek Partisi Konya İl Başkanı Hasan Ekici'nin yazısı şu şekilde:
Sizin Enflasyonunuz Yüzde Kaç?
Değerli Merhaba Gazetesi okurları, sizlerle bu sütunlarda buluşmanın mutluluğunu yaşarken Türkiye’de ve Konya’da yaşanan gelişmeler ve sorunları sizlerle paylaşmaya devam ediyoruz.
Eline yüzüne bulaştırdığı her işi birilerine fatura ederek Konya deyimi ile “Zeytinyağı gibi suyun yüzüne çıkan” iktidar ülkemizde yaşanan hayat pahalılığının faturasını da 5 market zincirine çıkardı. Şu anda bu marketler denetlenecek, yaptırım uygulanacak ve ülkemizdeki hayat pahalılığı sona erecek. Bu yüzden çok mutluyum.
ZAMDA ŞAMPİYONUZ, SOSYAL KONULARDA SONLARDAYIZ
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2018'den bu yana mesken abonelerinin elektrik faturaları yüzde 122 civarında zamlandı. Doğalgaz ve akaryakıt zamlarının hızına biz de yetişemiyoruz. TÜİK bugün Eylül ayı enflasyon rakamlarını açıklayacak. Aylık ve yıllık bazda makyajlanmış rakamları paylaşacak. Halkımıza enflasyon rakamlarının nasıl hesaplandığını, hangi ürünlerin ve fiyatlarının, hangi katsayı rakamları ile hesaplandığını halkımıza anlatırlarsa sanırım “makyajlanmış rakamlar” sözümüzün ne anlama geldiği daha iyi anlaşılır.
Bugün iktidarın durumu çıkmaz sokakta ilerleyen bir araç gibi. Maalesef duvara çarpacak ve bunun faturasını bizler ödeyeceğiz.
Ülkemizin sorunları sadece ekonomi ile sınırlı değil elbette. Hukukun Üstünlüğü Endeksinde toplam 128 ülke arasında 107’nci sırada yer almamızın faturasını kime keseceksiniz?
Ülkemizin Siyasal İstikrar Endeksinde 194 ülke arasında 174’üncü sırada yer almasının faturasını kime keseceksiniz?
Ülkemizin OECD ülkeleri öğrencilerine uygulanan PISA testi sonuçlarına göre yeri 37 OECD ülkesi arasında 31’inci sırada yer almasının faturasını kime keseceksiniz?
Ülkemizin Kamu Görevi Etkinliği Endeksinde 38 ülke arasında 32’nci sırada yer almasının faturasını kime keseceksiniz?
Ülkemizin Dünya Basın Özgürlüğü Endeksinde 180 ülke arasında 153’üncü sırada olmasının faturasını kime keseceksiniz?
Sosyal medya ve basın üzerinden algı ile halkı yönetmeye devam eden iktidarın mensupları dahi bu kötü gidişatın farkında ancak ellerinden bir şey gelmiyor ya da mevcut sistemden nemalanmaya devam ettikleri için mutluluk oyunu “Pollyannacılık” oynamaya devam ediyorlar.
HESAP SORACAĞIZ
Bu düzen değişecek mi? Elbette değişecek. Milletin hakkına girenler hesap verecek mi? Elbette verecekler. Gelecek Partisi olarak Genel Başkanımız Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun öncülüğünde hepsinden tek tek hesap soracağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Konya ile ilgili de tarafımıza birçok dosya ulaşıyor ve zaman içerisinde bu dosyaları kamuoyu ile paylaşmaya devam edeceğiz. Konya’da imar rantına çanak tutanlar ve bu yolla testisini dolduranlarla, paçasına kadar yolsuzluğa bulaşıp boğazına kadar kul hakkına girenlerin akıbetini yeni dönemde hep birlikte göreceğiz.
Ülke nüfusumuzun büyük bölümünü gençlerimiz oluşturuyor. Maalesef gençlerimizin okuyanları yurt bulamıyor, çalışmak isteyenleri de iş bulamıyor. Gençlerimiz de sandığa ilk gittikleri seçimde bunu kendilerine yaşatanlara gereken dersi verecektir.
ÇİFTÇİMİZ İLE DALGA GEÇİLİYOR
Tarımda ise durum oldukça vahim. Enflasyonun %19.25 olduğunu zanneden iktidar “-Şeker pancarına %25 verdik” diyerek çiftçilerimizin aklı ile dalga geçiyor. Çiftçilerimizin enflasyonun farkında olmayan iktidara sadece gübre, yem, mazot ve ilaç fiyatlarındaki artışa bakarsa bu konuda biraz bilgi sahibi olabilir. Maalesef tarımdan anlamayan ve önüne konulan notları okuyarak basına açıklama yapan bir Tarım Bakanı’na sahibiz. Geçen yıla göre gübre fiyatları en az 2 kat arttı. Bu yüzden gübrenin ihracatı sınırlandırıldı. Mazot ve tarımsal ilaçlar ortalama %120 ile %150 arasında arttı. Şimdi gelin de çiftçimize enflasyonun %19.5 olduğunu anlatın.
BURNUNDAN KIL ALDIRMAZSAN…
İktidarın durumunu çok iyi anlattığını düşündüğüm bir fıkra ile yazımızı sonlandıralım.
Zengin yaşlı bir adam bir sabah müthiş bir baş ağrısıyla uyanır. İlaç alır geçmez. Bir iki gün bekler, ağrı devam eder. Doktor çağrılır. Doktor muayene eder, ağrının sebebini anlayamaz sadece ağrı kesiciler verip gider. Fakat adamın baş ağrısı geçeceğine daha da artarak sürer. Baş ağrısının yanında gözleri de yaşarmaya baslar. Başka doktorlar çağrılır. Adam ağrıyı kesene servet vaat eder. Ama doktorların hiçbiri ağrıyı kesemediği gibi sebebini de bulamaz.
Baş ağrısından geceleri de uyuyamayan adam iyice kötüleşmiştir. Baş ağrısı ve devamlı gözyaşları hayatı çekilmez kılmıştır. Tedavi için yurtdışına da giderler, hastanede uzun bir süre kalır, çeşitli testler yaparlar bir türlü doktorlar teşhis koyamaz.
Memleketine evine dönmesini orda dinlenmesini daha doğrusu son günlerini evinde geçirmesi tavsiye edilir. Zengin adam ne yapalım kaderimiz böyleymiş deyip çaresiz evine döner.
Bir gün, yaşlı adam kendini iyi hissetsin diye eski berberi çağrılır. Berber yataktan kalkamayan yaşlı adamı tıraş ederken, adamcağız derdini anlatır ve ölümü beklediğini söyler. Berber bir an düşünür ve der ki;
– Sakın sizin burnunuzda kıl dönmüş olmasın.
Adamın burnunu kontrol eder;
– Hah işte! Kıl dönmüş. Sorun değil ben hallederim.
Deyip yaşlı adamın şaşkın bakışlarına aldırmaksızın çantasından cımbızı kaptığı gibi kılı çeker. Ev halkı yaşlı adamın müthiş çığlığıyla odaya koşar. Berber canı çok yanmış olan yaşlı adamın elinden zor alınır ve cımbızın ucunda tuttuğu yirmi santimlik kılla evden kovulur.
Adamın burnu kanlar içindedir. Pansumanlar yapılır, adam yatıştırılıp tekrar yatağına yatırılır. Ertesi sabah yaşlı adam aylardır ilk defa rahat bir uykudan uyanır. Gözlerinin yaşarması geçmiştir. Baş ağrısından ise eser kalmamıştır. Dönen kılın sinire değip gittikçe uzayarak dayanılmaz ıstıraplara yol açtığını doktorlar ancak o zaman keşfeder. Çözümün bu kadar basit olabileceği kimsenin aklına gelmemiştir. Sapasağlam ayağa kalkan yaşlı adam, vaadini yerine getir. Berberi çağırtır ve ona bir servet bağışlar…
Burnundan kıl aldırmamak başı çok ağrıtır.
Bazen büyük sorunların çok basit çözümleri olabilir. Bu çözümlere ulaşmak için herkesi dinlemeyi bilmek, herkesin fikirlerine açık olmak gerekir