Büyüklerimiz “nasipten öte yol yok” derlermiş...
Ben bu söze çok inanan ve değer verenlerdenim...
Bu güzel söz bugün bir kez daha karşıma çıktı...
Efendim...
2017'nin son yazısının konusu “Bedesten”, “Türbeönü”, “Aziziye Camii”, “Kadınlar Pazarı” olacaktı...
Aslında iki başlıklı bir yazı da olabilirdi, ancak mevzu o kadar “derin” ve bir o kadar “nazik” olunca, “Bedesten” ve Türbeönü” yazımızı 2018'e ciro yaptık...
Söz...
Yeni yılın ilk yazısı “Bedesten” ve “Türbeönü” olacak.
xxx
HASAN ANGI VE KONYASPOR
AK Parti Konya İl Başkanı sevgili Hasan Angı, gazetemize nezaket ziyaretinde bulundu...
Memnun olduk...
Sadece bize değil, Konya'da yayımlanan diğer gazetelere de vakit ayırmış...
Sağolsun...
“Siyaseten atılmış en güzel adımlardan” birisi diyebiliriz...
Selam-kelam faslı bir kenara, esas konumuza gelelim...
Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Konya Şube Başkanı olmam hasabiyle, yani sporun STK'larından önemli kurumlarından da birinin en tepesindeki insan olarak, Konya ve Konyaspor'a aidiyeti olan biri olarak da sevgili Hasan Angı'ya yutkunmadan, eveleyip gevelemeden Konyaspor'daki krizleri sordum...
Allah var, kendisi de yutkunmadan, eveleyip gevelemeden net cevaplar verdi...
Hem de açık yüreklilikle...
Hem de komplekssiz...
Dedi ki, “Ben futboldan anlamam, keşke Muzaffer abinin (Hançerli) bildiğinin onda biri kadar futbolu bilseydim, ama bilmiyorum” dedi...
Sonra mı?
Dört başlıkta topladığım soruları önüne koydum...
Yakın gözlüğünü taktı ve kelimesi kelimesine okudu...
İlk iki soru çok hoşuna gitmese de cevapladı...
Hiç yutkunmadan...
Mevcut yönetimle ilgili daha önce yaptığı açıklamalarının arkasında olduğunu, yönetimin hiç vakit geçirmeden olağanüstü genel kurul kararı alması noktasındaki tavrının bugün de sürdüğünü söyledi...
Yani...
Yanisi şu; geri vites yok Hasan Angı'da...
Yönetimin gitmesi noktasında kararlı görünüyor...
Dedim ki, “Sevgili Başkan; siyasiler Konyaspor üzerinden birbirlerine yürüyorlar. Sokaktaki insanlar bunu 'Konya'da 1 numara kim?' kavgası diye yorumluyor, sahi böyle bir kavga var mı?”
Cevap net...
“Recep Bey, ben birilerin ya da kurumların, daha açıkçası Konyaspor üzerinden kimseyle kavga etmem. Söyleyeceğimi dan diye yüzüne söylerim. Onun için bu tür polemiklere girmem” diyerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kasım ayının 3'ünde gerçekleşen il başkanları toplantısında yaptığı şu açıklamayı hatırlattı...
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İllerde kesinlikle belediye ile parti il teşkilatı arasında bir gerginliğine izin vermeyeceğiz. İllerde, ilin patronu il başkanı olacak. Belediye başkanı da il başkanına tabi olacak. Belediye başkanının il başkanını ezmesine müsaade etmeyiz. Her şeyi il başkanı ile istişare ederek yapacak. Bazı belediye başkanı arkadaşlar, parti politikalarından bağımsız işler yapıyorlar. Aslolanın parti ve parti politikaları olduğunu unutmuş gibiler. Belediye başkanları, illerde grup başkanlarının il başkanı olduğunu unutmamalı. Adeta dükalık gibi davrananlar oldu. Buna izin veremezdik.”
Sorumuzun cevabını Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan almış olduk...
Yorum sizlerin.
xxx
Uzatmayacağım...
Futbolu çok bilmese de, şehrin kulübü Konyaspor'da bir kıyamet halinin olduğunu, dolayısıyla işlerin kötüye gittiğini ve kulübün kötü yönetildiğini düşünüyor...
Açık açık, “Ben futboldan anlamam, ama Konyaspor'da herşey yolunda gidiyor dersem, şehrime ve şehrimin kulübüne ihanet etmiş olurum” diyor...
Kaygılı...
Sanki geleceği okuyor gibi bir ruh haline sahip...
Şunu da ıskalamamak lazım; yaptığı bu açıklamalar ya da çıkışlarla, bir bakıma ateş topunun kendi kucağına düşmesinin önüne de geçmiş oluyor...
“Ben bu konudaki rahatsızlığımı ifade ettim, beni dinlemediniz” deme hakkını cebine koymuş durumda il başkanı Hasan Angı...
Yani, sorumluluğu üzerinden atmış oluyor....
“Konyaspor kulübü zorda kalırsa bunun sorumlusu ben değilim” diyor...
Yani, olası bir başarısızlıkta topu karşı tarafa atıyor...
Yani, mevcut yönetime ve mevcut yönetimin devam etmesini isteyenlere...
Ben büyük fotoğrafa bakıyor ve Hasan Angı'nın bu konuşmalarından, bu açıklamalarından neyi mi anlıyorum?
Beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz, benim anladığım şu; Hasan Angı'nın derdi kesinlikle bağcıyı dövmek değil...
Üzüm yemek.