Konya Ovası'nda hasat sezonu geçen hafta başladı. Biçerdöverler arpaları biçmeye başladı. Çiftçiler bir taraftan ekinlerini hasat ederken, diğer taraftan borçları nasıl öderiz derdinde. Harmanın tadı tuzu yok. 'Harman yerinde yangın var'. Hasat sezonu geldi hala buğday taban fiyatları açıklanmadı. Çiftçi kara kara düşünüyor...
**
Bankalar çiftçiyi kıskacına almış. Harman parası bankalara gidecek. Çiftçiyi önce kuraklık sonra bankalar vurdu. Çiftçi ekiyor, bankalar biçiyor. Bir de MEDAŞ var. MEDAŞ sulamada parayı peşin istiyor. Çiftçi MEDAŞ'a elektrik borcunu zamanında ödemek için bankalardan kredi çekiyor. Bunun faizi, dosya masrafı filan derken borç alıp başını gidiyor. MEDAŞ'a borcunu 3 gün içerisinde ödemezsen elektrik kesiliyor. Konya çiftçisi MEDAŞ'ın insafına terkedildi. Haklarını arayan da yok. Ziraat odaları ise işin şov peşinde.
**
Peki bu ziraat odaları ne iş yapar? Konya'daki bazı ziraat odaları hükümet borazanlığını, hükümet yalakalığı yapmaktan başka bir işe yaramıyor. Geçen hafta Meram'ın Boyalı mahallesinde Hasat Bayramı vardı. 1970 model biçerdöverle Hasat Bayramı yapıldı. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar, dane kaybının milli ekonomiye zararından ve çiftçinin yaşadığı sıkıntılardan bahsetti. Çok iyimser bir tablo çizmedi...
**
Etkinliği düzenleyen ziraat odaları hasat bayramı için için 1970 model biçerdöver bulmuşlar. 5 dönümlük tarlada hasat bayramı yaptılar. Biçilen arpa da hala yaş duruyordu. Bu duruma TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar da bozuldu. Şemsi başkan Konya'daki oda başkanlarının kulaklarını çekmeli. Özellikle bizim kotacı başkanın kulaklarını iyice çekmeli...
**
Harmanın tadı yok, meyveyi don vurdu. Kayısı yok, badem yok. Ama “badem bürokratlar” pembe bir tablo çiziyor. Onlara göre hava hoş. 40 derece sıcakta harman kaldıran onlar değil. Klimalı odalarından çıkmayan insanlar tarımın sorunlarını nasıl bilebilir ki? Tarımdan anlamayanları tarımın başına getirirseniz olacağı buydu. Ne diyelim Allah çiftçimizin yardımcısı olsun. Herkes 30 Mart 2014'te ne ektiyse onu biçiyor...
**
İŞÇİLERİN KIRKI ÇIKTI, HALA İSTİFA YOK!
Soma'da 301 maden işçisinin hayatını kaybettiği facianın üzerinden 40 gün geçti. Şehit işçilerimizin kırkı çıktı ama bir tane istifa yok, görevden alma yok. 301 işçi öldüğüyle kaldı. Geride 430 yetim ve gözü yaşlı eşler kaldı. 301 işçi Türkiye'nin gündeminden çoktan düştü. Peki böyle bir olay başka ülkelerde yaşansa ne olurdu? Almanya'da yaşansa hükümet istifa ederdi, Japonya'da yaşansa kabine toplu olarak intihar ederdi. Güney Kore'de yaşansa yetkililer, vicdan azabına dayanamaz canına kıyardı veya istifa ederdi.
**
Peki bizimkiler ne yaptı? Başbakanın danışmanı gariban bir maden işçisini tekmeledi. Bakanlar ve bürokratlar facianın yaşandığı Soma'da hiçbir şey olmamış gibi pozlar verdi. Enerji Bakanı Taner Yıldız, “3 gün boyunca beyaz gömleğini değiştiremedim” diye dert yandı. Bazı yandaş gazeteler biraz daha uğraşsalar olayı “cemaat”e yıkacaktı. “Sabotaj” diye bile yazan oldu. Başbakanımız “Madenciliğin fıtratında ölüm vardır” diyerek son noktayı koydu. Bir de 1800'lü yıllarda yaşanan maden kazalarını örnek verdi. Ne diyelim “Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir"...
**
NOT:
Geçtiğimiz hafta çıkan 'Merhaba Şehir'in yeni sayısı büyük ilgi gördü. 'Merhaba Şehir 'marka haline geldi. Okurlarımız, dostlarımız, hocalarımız Merhaba Şehir'e tam not verdi. Merhaba Şehir, her geçen sayıda çıtayı yükseltiyor. Merhaba Şehir'in hazırlanma sürecinde bizlere destek veren tüm dostlarımıza ve emek veren mesai arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum..
Harmanda yangın var!
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.