Milli Gazete'nin bugünkü manşeti "kumar" idi... Gazete yaşanan yozlaşmayı gözler önüne serdi...
İşte o haber:
Kumarın hacmi büyüyünce medyada daha geniş yer buldu, gişelerin önündeki kuyruklar da arttı. “Süper Loto” adlı “21 milyon liralık büyük kumar”ın akşam yapılacak çekilişi öncesi gün içerisinde Süper Loto satış gişelerinin önünde zaman zaman uzun sıralar oluştu. Bu gişeler önünde ortaya çıkan fotoğraflar ise birer makale konusu olacak cinstendi… İstanbul’da Nimet Abla adıyla tanınan gişenin önündeki başörtülü bayan manzarası içimizi bir kat daha fazla acıttı…
Tersine kürek çekiyorsunuz...
Yozlaşma zamanımızın en büyük tehlikesi. Biz daha farkına varmadan normalleşiyor yabancı olmamız gereken kavramlar. Dilimiz, ahlâkımız, fikirlerimiz derken günümüzün en can alıcı yozlaşmasını da maalesef inancımızda yaşıyoruz. Düne kadar bankaya ödediği fatura için vicdanı rahatsız olanlar bugün bütün bankaların kredi ve faiz oranlarını ezbere bilir olmuş. Öğrendiğimiz ne varsa tersine kürek çekmeye başlamışız. Evimizin baş köşesine ellerimizle koyduğumuz nükleer bombalar televizyonlar her şeyi normalleştirmeyi başardı bize. Kumar devlet eliyle oynatıldığına göre ne zararı olacakmış. İnancınızın tersine kürek çektiğinizin farkında mısınız?
Nereye bu gidiş? Nereye kadar…
Tahammülsüzlüğümüz ve şükürsüzlüğümüzün bizi bataklığın dibine çektiği bu günlerde gördüklerimize şaşırmaz olduk. Büyük ikramiye hayaliyle, eline geçecek paranın haram olduğunu umursamadan çocuklarının kursaklarına sokabileceğini düşünenlerin sayısı hiç de azımsanmayacak rakamlara ulaştı. Kuyruklarda da konjonktürel farklılıklar göze çarpmıyor değil. Sırada modern(!) insanları görmeye alışıktık. Fakat başörtülüleri görünce deformasyonun tehlikesi daha da iç acıtmaya başladı. Arakan’da kadınlar Budistlerin eline düşmektense timsahlı nehirlere atlarken… Afrika’da evine her gün ekmek giren bir aile zenginken… Ey insanoğlu! Şükre yetim dilinizle hiç olmazsa şu soruyu sorun kendinize. Nereye bu gidiş? Nereye kadar…