Hafta sonu iki değerli misafirimiz vardı…
İkisinin de belki birbiriyle örtüşen temel ortak özelliği;
Beyefendilikleri…
Ve Türkiye’nin geleceği konusunda taşıdıkları endişeleri…
Farklı metotları var, farklı siyasi pencerelerden bakıyorlar meselelere ama her ikisi de genç, umut vaat ediyorlar… Her ikisinin de peşinde ümit taşıyan azımsanamayacak bir kitle var…
***
MHP Genel Başkan Adayı Sinan Oğan ve Necmettin Erbakan Vakfı Genel Başkanı Fatih Erbakan’dan bahsediyoruz…
Hafta sonunda her iki isimle de ayrı ayrı oturduk…
Gündeme nasıl baktıklarını ve kendi gündemlerini de öğrenme fırsatımız oldu…
***
FATİH ERBAKAN
Uzunca beklemiş ya da bekletilmiş bir insanın kırgınlığı var gibi sanki üzerinde…
Belki Ramazan’dan, belki yolculuktan birazcık yorulmuş ve yıpranmış hissi veriyor… Etrafındaki herkes ve çevresinde olup biten her şey ona babasını defaatle hatırlatıyor… Bu açıdan yükü hayli ağırlaşmış gördüm…
Etrafındakiler bir lidere davranır gibi davranıyorlar Fatih Erbakan’a…
Korumaları, eskort araçları, asistanları her daim etrafında…
Söylemlerinde daha temkinli, sözlerini normalin üzerinde daha bir titizlikle seçiyor… Hükümete yönelik eleştirilerinde ‘özenli bir dil’ kullanmaya dikkat ediyor…
SİNAN OĞAN
Kendinden hayli emin bir havası var…
Farklı, zengin bir dil kullanıyor… Hükümete yönelik eleştirileri sert ve pervasız… Muhalefet Partisi Genel Başkanı gibi konuşuyor…
Etrafındakiler tarafından her konuda çok hızlı bir enformasyonla bilgilendiriliyor… O’na da etrafı bir lidere davranır gibi davranılıyor… Sosyal medyayı çok iyi kullanıyor…
İddialı…
Bir dönemlik TBMM tecrübesine rağmen, yapılacak Olağanüstü Kurultay’da daha şimdiden muhalifler arasında Meral Akşener ile neredeyse başa baş bir yarış götürüyor izlenimi veriyor…
KADERLERİNİ DURUŞLARI MI BELİRLEYECEK?
Hem Fatih Erbakan hem de Sinan Oğan, farklı siyasi görüşlere sahip olsalar da, Türk siyasetinde isimlerinden bahsettirebilmek için oldukça istekli ve heyecanlı görünüyorlar… Cenab-ı Hakk nasip ederse, her ikisinin de ismini önümüzdeki dönemde çok sık duyacağımızı tahmin ediyorum…
İkisinin kaderini de, söylemlerinden ziyade önümüzdeki süreçteki eylemleri belirleyecek…
Birinin çok acele etmesi diğerinin ise çok sabırlı durması gerekiyor…
Bu anlamda çok fazla bir şey yapmalarına gerek yok aslında… Çünkü daha bu yaşta her ikisini de ülke genelinde kalabalık bir kitle yakından takip ediyor…
Bana göre bundan sonraki DURUŞLARI, siyaset sahnesindeki yerleriyle birlikte, kaderlerini de belirleyecek…
Kim sabırlı olmalı, kim acele etmeli onu da size bırakıyoruz…