Dünyada peygamberlerden sonra güneşin üzerine doğup battığı bütün insanların en hayırlısı olan Hz. Ebu Bekir (RA) halife seçilince minbere çıkıp, hamdü senadan sonra şöyle bir konuşma yapıyor:
“Ey Müslümanlar, Allah’a yemin ederim ki en hayırlınız olmadığım halde başınıza halife seçildim. Benim bu vazifeye seçilmem, aranızda benden daha iyi insanların yok olduğu anlamına gelmez.
Şu bir gerçek ki ben böyle bir görevi de istemiyordum. Keşke içinizden biri halife seçilse de bu ağır yük benim boynuma yüklenmeseydi.
Ben Allah ve Rasülüne itaat ettiğm müddetçe siz de bana itaat edin.
Ben Allah ve Rasülüne isyan edersem sizin de bana itaat etmeniz gerekmez.
Hesaba çekilmeden evvel nefsinizi hesaba çekiniz.
Cihadı terk etmeyiniz, Allah yolunda cihadı terk eden bir millet zillete düşer.
Aranızda fuhuş yayılırsa Allah hepinize birden umumi bela verir.
Her ne kadar ben Rasülullah’ın halifesi olarak onun yerine geçmişsem de; siz O’ndan beklediklerinizi benden beklerseniz ben bunu yapamam, buna gücüm yetmez. Çünkü Allah, nebisini vahiyle takviye ederdi ve O’nunla beraber hep bir melek vardı, O şeytanlardan korunmuştu. Ben ise sizin gibi bir insanım ve beni rahat bırakmayan bir şeytanım vardır.
Ben bir beşerim, doğru da yapabilirim, yanlış da. Doğru yaparsam Allah’a hamdedin. Yanlış yaparsam beni ikaz edin, düzeltin.
Ben öfkelendiğim zaman benden uzak durun, size bir fenalık yapabilirim.
Gözleriniz hep üstümde olsun. Eğer doğru yolda gidersem bana yardım edin. Yanlış yola saparsam beni doğrultun. Beni devamlı kontrol edin, yaptıklarımı gözetin.
Sizin en kuvvetliniz, onda diğer insanların alacağını alıp ödeyesiye kadar benim nazarımda en zayıf insandır.
Sizin en zayıfınız da onun başkalarındaki hakkını alıp da kendisine veresiye kadar, benim nazarımda en kuvvetliniz hükmündedir.
Şunu bilin ki dünya ve ahirette insanların en bedbahtı sultanlardır. Dünyada hükümdarlığın ağır yükü onun ömrünü bitirir, korku ve kederden salim olmaz. İnsanların elindekine göz dikip aç gözlü olur. İyi yiyip iyi giyinir gözükse de geçimi dar olur.
Ahirette de en şiddetli hesabı yine onlar görür. Sonunda ya affedilir, ya da affedilmez. Affedilme, hesapdan kolayca sıyırma ihtimali de zayıftır.
Allahın affına en layık olanlar güçlü sultanlar değil, zayıf fakirlerdir, zayıf fakirlerdir, zayıf fakirlerdir.”
(Kaynak: Müttaki el-Hindi, Kenzü’l-Ummal)