Halide Tercanoğlu: Eğitimde Fırsat Eşitliği Gözetilmiyor 

Siyasi Partilerin Konya’daki il Başkan yardımcıları; fikirlerini, siyasi görüşlerini, şehrin sorunlarını ve çözüm önerilerini Merhaba Gazetesi Siyasetin Nabzı sayfaları için kaleme aldı.

CHP Konya İl Başkan Yardımcısı Halide Tercanoğlu

Eğitimde Fırsat Eşitliği Gözetilmiyor 

Koronavirüs salgını sebebiyle derinden etkilenen alanlardan birisi de şüphesiz eğitimdir

(UNESCO) tarafından yapılan bir saptamaya göre, eğitim kurumlarında örgün eğitime ara verilmesi nedeniyle, salgından dünya çapında eğitime devam eden öğrencilerin % 90’ının etkilendiği düşünülmektedir.

Milyonlarca öğrenci, öğretmen, okul çalışanı ve veliyi kapsayan eğitim alanı; bütün dünyada etkisini gösteren pandemiye yönelik, yetkililerin hızlıca reaksiyon göstererek tedbirler almaya yöneldiği alanların başında gelmiştir

Ülkemizde 23 Mart 2020 itibarıyla evde eğitim uygulamasına geçilmiş, o andan itibaren öğrenci ve öğretmenler kendi imkanlarıyla baş başa bırakılmıştır. Öğretmenlerimizin teknolojik yeterliliği sorgulanmadan, öğrencilerimizin bu teknolojiye ayak uydurmak için gerekli bilgisayar, tablet hatta internet gibi alt yapıları sorgulanmaksızın bir bilinmezin içinde mücadele başladı. Süresi belli olmayan, Kahramanı öğretmen olan bir mücadele.

Son yıllarda eğitimin neredeyse yalnızca sınıf geçmeye, sınavları kazanmaya ve iş bulmaya yarayan bir araca indirgenmiş olması, pandemiyle birlikte daha da çıkmaza girmiştir.

En önemli sorunların başında ise EBA sürecinde neredeyse öğrencilerin % 25’lik bir diliminin gerek bilgisayar, televizyon gibi ekipmanlara, gerekse internet erişiminin olmamasından kaynaklı ihtiyaçlar yüzünden uzaktan eğitim sürecinin dışında bırakılmıştır. Bu durum çok net bir şekilde eğitimde fırsat eşitliğinin gözetilmediği anlamına gelmektedir.

Uzaktan eğitim süreçlerinde asıl sorun öğrencilerin tamamına ulaşmanın mümkün olmaması olduğu halde bu yönde tedbir alınmamıştır Gerek canlı derslerin planlamasında, gerekse EBA TV yayınlarında çocukların sosyal-toplumsal gelişimine, bireysel ilgi ve yeteneklerine yönelik çalışmaya yeterince yer verilmemiştir. Spor, sanat, müzik dersleri yok sayılmıştır.

İhtiyaçlarını karşılamaya yönelik çalışmaların olmaması çocukların bu süreçte telafisi imkânsız zararlar görmesine neden olmuştur.

Pandemi sürecinde yüz yüze eğitime geçilen ilk gruplardan biri de okul öncesi öğrencileri olmuştur. Ancak ana sınıfı öğrencilerinin eğitimini bu denli önemseyen (!) bir anlayışın, okul öncesi eğitimi neden hala zorunlu eğitim kapsamına dahil etmediği ise oldukça manidardır.

Hijyen kurallarına dikkat edemeyecek yaşta olan bu grubun okula gitmesi evdeki veli ve yaşlılar için de büyük risk taşımaktadır.

Yüz yüze eğitimin başlamasıyla da eğitimde fırsat eşitsizliği sona ermemiştir. Devlet okullarında seyreltilmiş gruplarla 2’şer gün eğitim yapılırken;Özel okullarda 4 yada 5 tam günle eğitim yapılarak,zaten var olan mesafe daha da artmıştır.

Bu iki gruptaki öğrencileri gelecekte aynı kulvarda yarıştırmak sizce ne kadar adil olabilir ki?

Eğitim emekçileri Mart ayından itibaren salgınla mücadelede etkin rol oynamasına karşın, Türkiye’de öğretmen maaşları OECD ortalamasının oldukça altındadır.

Öğretmenler her geçen gün daha fazla yoksullaşmakta, pek çok öğretmen geçim sıkıntısı yaşamaktadır. Öğretmenlerin uzaktan eğitim sürecinde internet ve teknolojik altyapı desteği dahi almadan öğrencilerine daha faydalı olmak için kendi bütçesiyle ek harcamalar yapması öğretmenlerin bu süreçte ekonomik olarak mağdur olmalarına sebep olmuştur.

 Öğretmenlere yönelik ücretsiz internet, tablet/bilgisayar dağıtılması, gibi öneriler Bakanlıkça gündeme dahi getirilmemiştir.

Okulların çoğunda temizlik ve hijyen sorunu yaşanmaktadır. MEB'in bu sorunları ortadan kaldırmak için yeterince kaynak ayırmaması ve okulların da kendi bütçesi olmadığı için bu konularda sorunlar yaşaması kaçınılmazdır.

En önemli husus ise öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin sağlığıdır. Eğitim emekçileri sadece kendilerini değil, öğrencilerini ve dolayısıyla halkın sağlığını ve hakkını korumak için mücadele etmeye devam etmektedir.

Peki aynı hassasiyeti gerekli yerlerden biz öğretmenler neden göremiyoruz?

Mart ayı sona ermesine rağmen hala öğretmenlerin aşılama süreci belirsizliğini sürdürmektedir.

Nisanda, mayısta öğretmenlerin aşı olduğunu düşünsek bile zaten bağışıklık kazanana kadar okullar kapanmış olacak aşı olmanın bir anlamı kalmayacaktır.”

Öğretmenlerimiz yüzyüze eğitimin gerekliliğinin ve öneminin tabi ki farkında, fakat anlayamadığımız durum şu: Öğretmenlerimizin sağlığının hiçe sayılması.

Ben yetkililere şunu sormak istiyorum: “Online eğitim döneminde öğretmenlerimizin aşılarını yaparak,ondan sonra okulları yüzyüze eğitime açmak,öğretmenlerimizin sağlığını.hatta hayatını hiçe saymaktan daha mı zordu?”

. Öğrencilerin, eğitim ve bilim emekçilerinin sağlığını, yaşamını güvenceye almadan eğitim hakkının güvenceye alınması mümkün değildir. Bu nedenle, ilgililerin üzerine düşen sorumlulukları hiçbir bahaneye başvurmaksızın yerine getirmek durumundadırlar.

Küçüklerini koruyan, Büyüklerini sayan, Yurdunu , Milletini Özünden çok seven ,Atatürk’ün izinde, Eğitim ordusu olarak bunu sizlerden bekliyor ve istiyoruz.

Eğitim sistemini iyi yönetmek kısa vadede anlık çözümlerle değil,, kalıcı ve uzun vadeli çözümler üreterek olur. Bu da ancak demokratik bir anlayışla mümkündür. Saygılarımla.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri