Yerel seçimler öncesi yapılan propaganda çalışmaları ile ilgili çok şey söylendi, daha da pek çok şey söylenebilir.
Bu seçim döneminde yapılan propaganda çalışmaları ile ilgili söylenecek ortak şey BU PROPAGANDA SAVAŞININ HAKSIZ VE KİRLİ BİR ŞEKİLDE yapıldığıdır.
Maalesef bu savaş milletin gözü önünde birazda onların ses çıkarmamaları nedeniyle kirli bir savaş olarak başlamıştır ve öylece devam ettirilmek istenmektedir.
Çevrenize bir bakınız lütfen.
Televizyon ekranlarında ve gazete sayfalarında olduğu kadar bilboardlar ve cadde kenarları da dâhil olmak üzere adım başı her yer bu savaşın reklam spotları ile dolu.
Belediye başkan adaylarının verdikleri sözleri yerine getirmedikleri bir yana bundan sonra da yerine getirecekleri şüpheli vaatleri ard arda sıralamaları bu kirli savaş nedeniyledir.
Vatandaşa hizmet için toplanan bütçe ile kendi şahsi propagandalarını yapmaları da bundandır.
Propagandanın yasak olduğu cami ve okullarda propaganda yapmaları da bundandır.
Basın yayın organlarında gönüllü(!) kalemşorların seçim ile ilgili yazıları da kirli savaşın açık göstergelerindendir.
Yerelde bunlar görülürken seçime 5 kala şimdi de ilk mitinginde demokrasi savunuculuğuna soyunan Konya’nın Bakanı(!) Ahmet Davutoğlu’nun dış problemler ötelenerek bu kirli propaganda sahnesine sürülmesi bundandır.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu görevini aksatmak pahasına sanki bir bakan değil de bir belediye başkan adayı gibi tek tek ilçeleri ve beldeleri geziyor. Oy toplamaya çalışıyor.
Bu seçimin bir yerel seçim olduğunu unutturacak şekilde genel başkan ve parti icraatları ardına sığınılarak yapılan haksız rekabet de bu seçim propagandasının bir başka kirliliğidir.
Hatta iktidar partisi bunlarla yetinmemiş olacak ki, son günlerde Konya’ya yapılmayan, yapılması dahi mümkün olmayan icraatları(!)nı Konya sokaklarında reklam etmeye kalkışması da bundandır.
Allah(cc)tan korkun.
İstanbul’a, Ankara’ya, İzmir’e ve diğer illere yapılan yatırımlarla Konya için propaganda yapmanın mantığı nedir?
Tv lerde ise seçim propagandalarında kullanılması yasak olan Bayrak ile propaganda yapmaya çalışılması dahi bundandır.
İktidarın sürdürülemez hale gelmesinden korkulan dış borç yükünü ve cari açığı saklamaya çalıştığı cümle âlemin bilgisi dâhilinde idi ama borç batağındaki Konya belediyelerin böyle haksız ve kirli bir propaganda ile kamufle edilmek istenmesi de bu kirli savaş nedeniyledir.
Hatta Büyükşehir Belediyesi araçları kullanılarak gece saatlerinde Saadet Partisi'nin bayraklarını indirmeye kalkışmaları bile bu kirli savaşın sonucundan emin olamamalarındandır.
Güya Yüksek Seçim Kurulunun verdiği kararlarla iş başındaki belediye başkanlarının belediye bütçesinden yaptıkları seçim reklamlarına yasak getirildi ya.
Kanunsuzlukta sınır tanımaz bir şekilde cadde kenarlarından kaldırılan seçim afişlerinin bu defa hukuksuz bir şekilde, belediyenin hangi şartlarla kiraladığı ve kimler tarafından hangi şartlarla bedelsiz kullanıldığı bu güne kadar Konyalılara bir türlü açıklanamayan bilboardlar ve megalightlarda görülmeye başlanması dahi bu korkunun eseridir.
Bu şartlar altında yapılan haksız ve kirli propaganda faaliyetlerine bakınca insan şu sonuca varıyor.
Konya’da muhalefet partilerinin belediye başkan adayları iktidar partisinin adayları ile yarışmıyorlar, Başbakan ve Bakanlarla yarışıyorlar.
Ve maalesef böylesine haksız ve kirli bir seçim süreci Konya’mızda ilk defa yaşanıyor.