Mesut Bakkal ve Hleb
İkisi de yoktu Eskişehir'de...
Kusura bakmasınlar...
İlk yarısı 4-1 önde bitecek maçın sonucu 2-1 geride bitiyorsa, aynaya bakacak Mesut Bakkal...
Faturayı da hakeme kesmeyecek...
Hem futbola hem de takım arkadaşlarına Fransız kalan Belaruslu oyuncuya, 90 dakika sabır gösteriyorsa bir teknik adam, aynaya bakacak...
Sadece Hleb'e mi?
Tabi ki değil...
Marica'ya da...
Ve diğerlerine de...
İlk yarıda ayağına gelen fırsatları kaçıran bu Marica, net pozisyonlardan 1-2'sini değerlendirebilmiş olsaydı, Eskişehir ilk 45'de havluyu atan taraf olurdu...
Ama olmadı...
Atamadı...
Dolayısıyla faturayı hakeme kesmek, eveleyip gevelemek alıcısı olan işler değil...
Torku Konyaspor, cumartesi günü ilk 45'de, Eskişehir'in de geri adım atması ile iyi bir görüntü verdi...
Organize gelişen ataklar sonucunda yakalanan net gol pozisyonları vardı, ancak değerlendiremeyen oyuncular da...
Mesele sadece oyuncuların, teknik adamların veya sahada hiç görünmeyen Hleb'in meselesi değil...
Toplam kaliteyle de ilgili...
Takım, kalitesinin üstüne çıkmadığı gibi, vasatı da yakalayamadı...
İlk maçların havası mutlaka değişik olur...
Eyvallah...
Umarım, Balıkesir maçında ipe un serilmez...
Ben takımın ortaya koyduğu oyundan ziyade, maçtan sonra Mesut Bakkal'ın verdiği demeçlere takıldım...
“Yakaladığımız fırsatlarda ikinci golü bulmalıydık. Bunu yapsaydık rakibin direncini kırıp sonuca gitmemiz kolay olurdu” demiş Hoca...
Aynı şeyleri söylüyoruz...
İkiyi bulsaydık, Eskişehir nanay...
Sonra ne demiş Bakkal...
“Eskişehirspor karşısında deplasmanda kazanmak için 10 pozisyona giremezsiniz” buyurmuş...
Nasıl yani...
11'de Marica, 12'de Uğur İncemen, 23'de Ömer Ali, 24 yine Marica, 42'de bir daha Marica, bağa bahçeye değil, Eskişehirspor'un ceza alanına, dolayısıyla da pozisyona girdiler...
İkinci yarıdakileri saymıyorum bile...
14'de pozisyona girdiğimiz gibi, topu içeri de atmışız...
Bakkal'ın “10 pozisyona giremezsiniz” sözü biraz havada kalmış gibi...
Hoca'nın özellikle de hakemlerle ilgili olan kısmına takıldım...
“İkinci yarının başlaması ile birlikte hakem kararlarında inanılmaz çelişkeler olmaya başladı” demiş...
Sonra da devam etmiş, “Biz artık maç sonuçlarını hakem hatalarının değil oyuncuların saha içerisindeki performansının belirlemesini istiyoruz. Ama maalesef bu maçta böyle olmadı” diyerek hakemlerle ilgili sitemlerini sürdürmüş...
Kendince haklıdır...
Bu yenilgiyi sadece hakemlere fatura ederek, işin daha önemli boyutunu sümenaltı etmek bana göre yanlışların en büyüğü...
Hleb sahada, sen de kulübede değildin sevgili Hocam...
Kime ne anlatıyorsun...
3-5 cümle kurabileceğin sınırlı kelime haznenle, sınırsız laflar söylemeye ya da kitap yazmaya kalkarsan, çuvallarsın, balatayı sıyırır, sonra da motoru yakarsın...
Aman ha...
Keşke, “ilk 45'de iyi oynadık, iyi pozisyonlar da bulduk, ama bunları değerlendirme adına ne ayaklarımız, ne de kafalarımız düzgün değildi” diyebilseydin...
Ne yazık ki, tam tersini söyledin, daha da ileri giderek, yenilginin faturasını hakemlere çıkardın...
Sevgili Hocam; Hakem kötüydü...
Eyvallah...
Peki sen?
Ya da Hleb veya Marica?
Bence bir çuval inciri berbat ettin Bakkal amca.