Hak-iş: Kıdemde Masadan Kalkılması Söz Konusu Değil

HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, kıdem tazminatı çalışmalarında işçi taraflarının masadan kalkmadığını söyledi.

HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, kıdem tazminatı çalışmalarında işçi taraflarının masadan kalkmadığını söyledi. Arslan, kıdem tazminatındaki sorunların çözümü için bazı konfederasyonların ilk defa ‘garanti kıdem tazminatı fonu kurulsun’ gibi ifadeler kullandığını kaydetti.

Muhmut Arslan, çalışma hayatında özellikle taraflarla görüşülmeye devam eden kıdem tazminatı ve taşeron işçilik konuları ile ilgili olarak Cihan Haber Ajansı’na (Cihan) açıklamalarda bulundu. Öncelikle kıdem tazminatı konusuna değinen Arslan, kıdem tazminatı fonunun 1999 yılında kurulan bilim heyetinin çalışmalarından ortaya çıkan bir taslak olduğunu hatırlattı. HAK-İŞ’in de bugün önerdiği fon uygulamasının o gün ki taslaktan çıkan sonuç olduğunu belirten Arslan, “Biz o zamanda kıdem tazminatı sorununun çözümünün fondan geçtiğini söyledik. Maalesef o günde sosyal tarafların bazıları buna itiraz ettiler, bugün de benzer durum söz konusu.” diye konuştu.

“BÜYÜK SERMAYE GRUPLARI ‘KIDEM TAZMİNATI FONU’NA KARŞI”

Kendileri dışındaki konfederasyonların konjektürel davrandığını savunan Arslan, ‘bugün buna dokunmayalım’ diyen konfederasyonlara tepki göstererek, işçilerin yüzde 90’ının kıdem tazminatı alamadığı bir modeli devam ettirmenin, Türkiye işçi hareketine büyük haksızlık olacağını söyledi. Arslan, çalışanların mağdur edildiğinin altını çizerek, bu mağduriyeti giderecek modelin fon olabileceğini vurguladı. Arslan, “Büyük sermaye grupları kıdem tazminatı fonuna karşı. Bunların neye karşı olduğunu biliyoruz. Çünkü bunlar kendilerine fon oluşturmuşlar. Fonu finanse etmişler, prim yatırmışlar; şuanda çalışanların kıdem tazminatını karşıladıkları gibi ayrıca fonu ucuz kredi olarak da kullanıyorlar. Dolayısıyla onların kıdem tazminatına karşı oluşları çıkarları ile çeliştiği içindir. Büyük sermaye gruplarını anlıyorum, bir çıkar çatışması var orda. Yani ‘yeni bir fon gündeme gelirse devlet garantili, bütün işçiler buraya katılacak’. Buna itirazları var. İşçi sendikalarının itirazlarını anlayamıyorum.” şeklinde konuştu.

“KIDEM TAZMİNATI ÜÇLÜ DANIŞMA KURULU’NDA DOĞRUDAN YER ALMADI”

Üçlü Danışma Kurulu toplantısında kıdem tazminatı konusunun doğrudan yer almadığına işaret eden Genel Başkan Arslan, “O konu gündemin dışındaydı. Bizim son Üçlü Danışma Kurulu’nun alt işverenlik ve esnek çalışma ile ilgiliydi. Ancak alt işverenlik tartışmaları içerisinde kıdem tazminatı konusu da sorun olarak yer alıyor. Burada dolaylı bir yer almış oldu.” şeklinde konuştu.

“BAKAN ÇELİK’İN SAMİMİ ÇABALARI KARŞILIKSIZ BIRAKILMAMALI”

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in çabalarının takdirle karşılanması gerektiğini belirten Arslan, Bakan Çelik’in samimi ve sorun çözmeye yönelik bir çabasının olduğunu bildirdi. Bakanın bu samimi çabasını karşılıksız bırakmamak gerektiğinin altını çizen Arslan, HAK-İŞ olarak bu çabaları karşılıksız bırakmamaya çalıştıklarını söyledi. Hükümetin duruşunu değerlendiren Arslan, şöyle konuştu:

“Açıkçası hükümetin şuana kadar, bir bütün olarak bir kıdem tazminatı modeli, ayrıntılı hazırlanmış, somut bir model hazırlığı yok. Hükümetin ve Sayın Bakanın çabası ‘bunu birlikte oluşturalım’. Tabii ki diyor ‘bizim elimizde veriler var, bazı bilgiler var, bazı hedeflerimiz var, bazı önerilerimiz olacak ama bu çalışma bakanlığının önerisi olarak gelmesin.’ Bakan beyin bu yaklaşımı makul bir yaklaşım. Ancak tarafların bir kısmı ‘biz bu işin içinde yokuz derse’ o zaman bir karar vereceksiniz, olanlarla mı devam edeceksiniz, yoksa rafa mı kaldıracaksınız?”

Bakan Çelik’in çabalarının karşılıksız kalmaması gerektiğini yineleyen Arslan, ilk defa geçtiğimiz toplantıda hem Türk-İş’in hem de DİSK’in Sayın Başkanlarının açıklamaları, açıkçası beni biraz daha umutlandırdı. İlk defa mevcut kıdem tazminatındaki sorunların çözümü için bazı konfederasyonlar ‘garanti kıdem tazminatı fonu kurulsun’ gibi ifadeler kullandı. Bu yeni bir şey. Bence konfederasyonlar bunu daha çok çalışması gerekiyor.” sözlerini dile getirdi.

“HÜKÜMETİN TALEBİ, ‘30 GÜNÜN YARIYA İNMESİ’ DEMEK”

99 yılı modellerinde kıdem tazminatı gün sayısının 30 gün kabul edilmesi ve yüzde 8’lik bir aylık primin belirlenmesinin olduğunu kaydeden Arslan, Çalışma Bakanı Çelik’in teklifi ile ilgili olarak da Çelik’in mevcut sistemle devam etmek isteyenin devam edeceği, isteyenler için ve yeni işe girecek olanlar için de bir fonu gündeme getirdiğini belirtti. Arslan, yine teklifin içeriği ile ilgili olarak, şu ifadeleri kullandı: “Bu fonda bireysel emeklilik fonlarından olsun. Ama işçinin tercih ettiği yerlerde değerlendirilsin. Burada da fonun nemalandırılacağı düşünülerek yüzde 3 ile yüzde 4 buçuk arasında bir prim kesintisinden bahsediliyor. Bu şu demektir; 30 günün yarıya inmesi demektir. Dolayısıyla hem gün sayısında hem fonun içeriği itibariyle bizim taleplerimizi karşılamıyor.”

“MASADAN KALKMAK GİBİ BİRŞEY SÖZ KONUSU DEĞİL”

Bir gazetenin ‘işçi temsilcileri masadan kalktı’ şeklindeki haberini yalanlayan Arslan, kendileri adına böyle bir şeyin söz konusu olmadığını vurguladı. Sosyal tarafların bir iki gün önce bir araya geldiğini kaydeden Arslan, orada 3 konfederasyon olarak ortak bir öneri hazırladıklarını ve bakanlık yetkililerine sunduklarını dile getirdi. Arslan, o toplantının içeriğine ilişkin de, “Ortak önerimiz bakanlık yetkililerine ve oradaki sosyal taraflara sunulmuştu. Ancak ortak hazırladığımız önerinin dışında, kıdem tazminatı ile ilgili görüşlerini HAK-İŞ orada da savunmuştur. Bir konfederasyonumuz toplantı öncesi başka bir toplantı için ayrılmıştır. Zaten biz yoktuk orada. Teknik komitede çalışan konfederasyon yetkililerinden birisi erken ayrılmıştır. Bir başkası da biz kıdem tazminatı konusunu konuşmayız deyip, toplantıdan ayrılmıştır. HAK-İŞ temsilcileri daha önceki görüşlerini orada da ifade etmiştir. Medyaya yansıdığı gibi bir durum söz konusu değil.” ifadelerini kullandı.

“BAKAN ÇELİK’İN TAŞERON İŞÇİ MAAŞINA BİR TABAN ÜCRET ÖNERİSİ VAR”

Taşeron işçilik konusundaki çalışmalar hakkında da bilgi veren Arslan, alt işverenliği kamu ve özel sektör olarak ikiye ayırdı. Şuanda özellikle kamudaki taşeronlukla ilgili ciddi bir sıkıntının söz konusu olduğunu anlatan Arslan, yasada hangi hizmetlerin taşerona verilebileceğinin belli olduğunu belirterek, yasada esas işçilerin yapması gereken işlerin belli olduğunu ve taşeron işçilerinin yapması gerekenlerinin belli olduğunu ifade etti. Kendi önerilerinin İLO sözleşmesi olduğunu belirten Arslan, Bakan Çelik’in bu konudaki önerisini aktardı. Çelik’in ‘Esas işverenin yaptığı işleri tanımlayalım. Alt işverenlere verilecek işleri tanımlayalım. Alt işveren işçilerine de asgari bir limit koyalım. Yardımcı işler taşeron işçiler tarafından yapılır ama alt işveren işçilerine de bir taban getirelim. İşte orada çalışan esas işçilerin ücretinin şu kadarından az olamaz.’ Şeklinde bir önerisinin bulunduğunu aktaran Arslan, “Yani tamamına olmasa da bile alt işveren işçilerine belli bir ücret skalası getirme gibi olumlu bir yaklaşımı var. İkinci de alt işveren işçileri ile toplu sözleşme yapabilmenin önünün açılmasını istiyor. Orada da ihale yasasında değişiklik yapılarak, kamuda yapılan ihaleler üzerinden bir zam yapılabileceği modeli Sayın Bakanın önerilerinde görebiliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Ekonomi Haberleri