Allah (cc) Rasulü’nün (sav) Sahih Sünneti ve Hadisleri üzerinde şüphe uyandırmak ve Peygamber siz ve sünnetsiz bir din oluşturmaya çalışanların son zamanlarda konuşmalarında sıkça telaffuz ettikleri bir sahih(!) hadis var.
Peygamber siz, sünnetsiz ve mezhepsiz bir din isteyenler hadislere inanmamakta, güvenmemekte ve hatta red etmekte olmalarına rağmen neden ise bu hadise Sahih Hadis muamelesi yapmaktan çekinmiyorlar.
Bu sahih(!) kabul ettikleri hadiste Rasulullah (sav) şöyle demiş:
"Benden size gelen şeyi Allah'ın (cc) Kitabı'na arz edin. O'na uygunsa, Ben söylemişimdir; şayet O’na uygun değilse, Ben söylememişimdir."
Bu meselenin 3 farklı tarafı vardır.
1- Allah (cc) Resulü (sav) Efendimiz gerçekten böyle bir söz söylemiş midir?
2- Bu söz Sahih bir Hadis olarak hadis külliyatlarına girmiş midir?
3- Eğer Rasulullah (sav) böyle bir Sahih Hadis dediyse, bunu nasıl anlamalıyız?
Hadis konularında çalışmış olan hemen herkes bilir ki Hz. Rasulullah’ın (sav) böyle bir söz yani “Benden size gelen şeyi Allah'ın (cc) Kitabı'na arz edin” şeklinde bir söz söylediği konusu kesin değildir.
Hatta daha ileri giderek bazı hadisçiler arz fikrine dayanak olarak alınan bu sözü zındıkların uydurduğunu, dolayısıyla mevzu hadis olduğu için hiçbir şartta amel edilemeyeceğini savunmaktadırlar.
Yani bu söz hadis olsa bile hadisçiler arasında ihtilaflıdır ve kendilerine Kur’ancılar denen hadis sünnet düşmanı kişilerin itikadına göre ihtilaflı olan sözler zan ifade eder ve zan ifade sözler ise hüküm kurmaya elverişli değildirler.
Hal böyle olunca ihtilaftan daha ileri olan uydurma hadis(!) ile amel edilemeyeceği tartışmasız bir hale gelmektedir.
İkinci farklı düşünceye göre bu söz Sahih ve Sünnet olarak hadis külliyatlarına da girmemiştir.
Hadis külliyatlarına girmemiş olması bir yana, Rasulullah’ın (sav) Sahih olarak kabul edilen Hadislerinin çokluğuna itiraz ederek bu kadar çok Sahih Hadis mi olurmuş diyenler, bu konuda da kendileri ile tenakuza düşmüş olmakta ve çok olduğunu iddia ettikleri Sahih Hadislere bir yeni sahih(!) hadis daha ilave etmek suretiyle Sahih Hadislerin sayısını artırmış olmaktadırlar.
Kur'an-ı Kerim ve Hz. Rasulullah’ın (sav) din ile ilgili konulardaki Sahih Hadisleri ile Sahih Sünnetinin aynı kaynağa dayandığı, dalayışıyla her ikisinin de vahiy olduğu, vahiyle desteklenen ve korunan Hz. Peygamber (sav)’in hata üzere devam etmeyeceği gibi hususları göz önünde bulunduran âlimler her ikisinin asla birbirine zıt olmayacağı hakikatini ortaya koymuşlar ve buna delil olarak da Hz. Peygamberimiz ’in (sav) çoğu kere din ile ilgili hüküm olarak bir Sahih Hadis söyleyince sözlerini takiben o hadisle ilgili daha önceden nazil olan bir ayeti okumasını göstermişlerdir.
Rasulullah (sav) gerçekten kendisinin sözlerinin sahihliğinin tespiti konusunda o sözlerin Kur’an-ı Kerim’e arz edilmesi konusunda bir söz söylemiş ise bu konuyu Sahabe Neslinin (ra) Fakihlerinden Rasulullah’ın (sav) 2. halifesi Hz. Ömer (ra) gibi anlamamız gerekir.
Hz. Ömer (ra)’in, Fatıma binti Kays’ın (R.anha) rivayetinde olduğu gibi “Biz unutup unutmadığını bilmediğimiz bir kadının sözüyle Allah’ın (cc) Kitabını ve Resulünün (sav) sünnetini terk edemeyiz.” sözünü ele alıp, Sahih Sünneti ve Sahih Hadisleri Kur’an’a arz etme adına heva ve hevese arz ederek bütün hadisleri yeniden gözden geçirip, Kur'an’a uyanlar alınmalı, uymayanlar atılmalı anlayışı yerine, ilk defa duyduğu bir sözü Kur'an ve sünnetin tamamına bakarak değerlendiren Hz. Ömer (ra) gibi davranmak daha doğru olacaktır.
Çünkü Hadislerin Kur’an’a arz edilmesi anlayışını aşırılığa götürenler, nihai noktada Rasulullah’ın (sav) ve Sahih Sünnetinin kaynaklığını red etmekten başka bir sonuca varamıyorlar.