Kurultayın açılış konuşmasını yapan Osman Aşkın Bak, Türkiye’nin en köklü spor dallarından olan güreşin bugün en görkemli günlerini yaşadığını söyledi. Ata sporu yağlı güreşin eski cazibesini yavaş yavaş kaybetmeye başladığına işaret eden Bak, “Yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan yağlı güreşi yeniden cazip hale getirmeliyiz” dedi.
Toplantılarda güreşin öldüğü ve geriye gittiğiyle ilgili serzenişlerle karşılaştıklarını anlatan Bak, şöyle devam etti:”Bu tespitleri yapanların başka yerlerde konuşmak yerine düzenlediğimiz toplantılara katılarak bizlere destek olmalarını, öneri ve görüş bildirmelerini istiyoruz. Bu sporun yeniden cazip hale getirilmesi için bizler hakemler, güreşçiler, ağalar ve diğer güreş ögelerimizle görüşüyoruz. Bize yardımcı olmak isteyen ve öneri getiren herkese kapımız açık. Ortak çözümler üretelim.
Geliştirilen projelerle nasıl bu sporu uluslararası alanda daha etkili hale getiririz bunu konuşalım ve konuştuklarımızı yapalım. Seyircinin ilgisini yeniden nasıl çekeceğimizi konuşalım.” Bak, 2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul etkinlikleri çerçevesinde Türklerle özdeşleşen yağlı güreşleri Avrupalılara daha iyi tanıtmak için fırsat olduğunu, bunun için de projeler geliştirdiklerini söyledi.
Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi de yağlı güreşlerin yavaş yavaş ölmeye başladığını ifade etti. Güreşlerin eski heyecanının yok olduğunu anlatan Sedefçi, “Güreşçi yorulunca kendini rölantiye alıyor. Güreş uzuyor. Bu da izleyiciyi sıkıyor. Puanlama kaldırılmalı. Süre 45 dakikadan 30 ve daha aşağılara çekilmeli. Güreşçi oyun yapıp puan aldım diye güreşini yavaşlatmamalı. Bizim güreşçilerimiz böyle yaptığı için sumo güreşleri Türk halkına daha heyecanlı geliyor” dedi.
Yağlı güreşlerin uluslararası camiada tanıtılması gerektiğine işaret eden Sedefçi, şunları söyledi: “Artık bu spor önce Türk cumhuriyetlerinde, sonra Balkanlar’da ve daha sonra da Avrupa ve Amerika’da yayılmalı. Milli sporumuzu herkes tanımalı. Nasıl Japonların sumosu, Korelilerin tekvandosu varsa, bizim de yağlı güreşimiz var. Yağlı güreşlerimizde gelenekselliği bozmadan çağdaşlığı yakalamalıyız. İnsanları sıkmadan heyecanlı bu güreşi yeniden yaratmalıyız. Güreşimizin durumu gerçekten iyi gitmiyor, her geçen sene seyirci kaybediyor. Heyecan azalıyor. Kötü bir gidişat var. Kafa yapısını değiştiremezsek 25 yıl sonra bu spor kaybolur. Yağlı güreşleri günümüze uyarlamak zorundayız. Japonların sumosu dünyanın her yerinde nasıl yapılıyorsa, insanlar Türkiye’ye gelip yağlı güreş yapsınlar. Her türlü imkanımız var. Dünya çapında bunu yapabiliriz.”
Geliştirilen projelerle nasıl bu sporu uluslararası alanda daha etkili hale getiririz bunu konuşalım ve konuştuklarımızı yapalım. Seyircinin ilgisini yeniden nasıl çekeceğimizi konuşalım.” Bak, 2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul etkinlikleri çerçevesinde Türklerle özdeşleşen yağlı güreşleri Avrupalılara daha iyi tanıtmak için fırsat olduğunu, bunun için de projeler geliştirdiklerini söyledi.
Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi de yağlı güreşlerin yavaş yavaş ölmeye başladığını ifade etti. Güreşlerin eski heyecanının yok olduğunu anlatan Sedefçi, “Güreşçi yorulunca kendini rölantiye alıyor. Güreş uzuyor. Bu da izleyiciyi sıkıyor. Puanlama kaldırılmalı. Süre 45 dakikadan 30 ve daha aşağılara çekilmeli. Güreşçi oyun yapıp puan aldım diye güreşini yavaşlatmamalı. Bizim güreşçilerimiz böyle yaptığı için sumo güreşleri Türk halkına daha heyecanlı geliyor” dedi.
Yağlı güreşlerin uluslararası camiada tanıtılması gerektiğine işaret eden Sedefçi, şunları söyledi: “Artık bu spor önce Türk cumhuriyetlerinde, sonra Balkanlar’da ve daha sonra da Avrupa ve Amerika’da yayılmalı. Milli sporumuzu herkes tanımalı. Nasıl Japonların sumosu, Korelilerin tekvandosu varsa, bizim de yağlı güreşimiz var. Yağlı güreşlerimizde gelenekselliği bozmadan çağdaşlığı yakalamalıyız. İnsanları sıkmadan heyecanlı bu güreşi yeniden yaratmalıyız. Güreşimizin durumu gerçekten iyi gitmiyor, her geçen sene seyirci kaybediyor. Heyecan azalıyor. Kötü bir gidişat var. Kafa yapısını değiştiremezsek 25 yıl sonra bu spor kaybolur. Yağlı güreşleri günümüze uyarlamak zorundayız. Japonların sumosu dünyanın her yerinde nasıl yapılıyorsa, insanlar Türkiye’ye gelip yağlı güreş yapsınlar. Her türlü imkanımız var. Dünya çapında bunu yapabiliriz.”