Mefhumu zaman, merhumu insan olan bir dünyanın döngüsel hızına ve dengesel hızına uzanılan baltalama süreci büyük bir maymun iştahı ile devam ediyor.
Değişen genelgeleri ve gelenekselleşen günlerine, ritüelleşen, vizyonlarında koşturan bizonlara dönüşmesine, tropik eylemlere, trajik yaklaşımlara bakınca insanın gözleri kararıveriyor.
Dijital takimlerde, gündelik insanlığımızın bir parçası haline gelmiş, dönemlere ve dönümlere…
Mart kedileri, köşelerinden miyavlıyor.
Şiddetli şeddeli, yazılar yazıyorlar.
Makamlarından makale düzüyor bazı, promosyon profesörleri.
“Kadın Hakları” eşitlik, özgürlük naraları ve davulları çalınıyor.
Basında yer alan haberlerden derlediğimiz veriler şu şekilde:
Kadınlar 2012 yılının ilk altı ayında da öldürülmeye devam etti. Ocak’ta 14, Şubat’ta 13, Mart’ta 12, Nisan’da 21, Mayıs’ta 17, Haziran’da 15 kadın hayatını kaybetti.
-Öldürülen 93 kadının 29’u boşanma, ayrılma, reddetme ve kıskançlık gibi sebeplerle katledilirken, 11’i kriz ve işsizliğin tetiklemesiyle, 8’i intihar ederek ya da intihar süsü verilerek, 6’sı çocuğunu ya da başka bir kadını korumak istediği için, 3’ü aile meclisi kararıyla, 2’si cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği sebebiyle, 2’si ise tecavüz sonrasında öldürüldü. 17 kadının ise neden öldürüldüğü tespit edilemedi.
-34 kadın, kocası ya da eski kocası ve akrabaları, 12’si sevgilisi ya da eski sevgilisi, 6’sı erkek kardeşi, başka 6 kadın ise tanıdığı biri, 3 kadın oğlu, 2’si iş arkadaşı, başka 2 kadın torunu ve 2 kadın daha komşusu, 1 kadın babası, 1 kadın damadı ve 1 kadın daha kayınbiraderi tarafından katledildi. 19 kadının ise faili meçhul olduğunu görüyoruz.
Görünürdeki olaylar silsilesinin sistematik ve problematik noktası, doğru ve gerçekçidir. Ama çözüm ve bu problemin ortadan kaldırılmasına yönelik atılan adımlar, rahvan ve sehven bir şekilde yürütülmektedir.
Sistem ortaya koyduğu bir terazi ile “Pamuk ile Demir”i tartıp eşitlemeye ve denklemeye çalışırken büyük bir yanlışın içine sürükleniyor.
Kadına şiddeti önlemenin en büyük yolu “Erkeğe Şiddeti” önlemekten geçiyor.
“Ateş ve Barut”un birlikte kullanımdaki bir güç misalidir Aile. Bu aile silahı toplumun en büyük savunucusu ve koruyucusudur.
Mehmet Akif; “Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar.” diyor ya hani.
Bu tek dişi kalmış canavar, toplumları yutabilmek için yumuşak lokma haline getirmek gerekliliği hisseder.
Bu gereklilikten meydana gelen, insan şekillendirmesi ve insana cinsiyet elbisesi içerisinde gösterilen provaları uygulaması, muhteşem bir ruhiyat provokasyonudur.
Hoca yolda bir leylek bulmuş.
Almış onu evine götürmüş.
Daha önce hiç leylek görmemiş.
Uzun gagası ve bacaklarını çok yadırgamış.
Tutup bir güzel kesivermiş onları.
Sonra da yüksekçe bir yere koymuş. Karşısına geçmiş. Yaptığı işten memnun, seslenmiş:
- Bak şimdi kuşa benzedin.
Fıkra-ı timsali bir davranışla erkeklerin üzerine dökülen, yumuşatıcı, nezaket budalası, kibarlık tozuna bulanmış, romantizm manyakları türetilmiştir.
Kısacası Karikatürize Karakterler, meydana gelmiştir.
Ilımlaşan, inançlarımız, gevrekleşen değer yargılarımızın üstüne birde, ılımlı erkek modeli türetilmiştir.
Ilımlı erkek elde etmenin, en büyük etmeni ise alımlı-çalımlı kadın olmayı ve bakım merkezli bir mutluluğu öngören bir yaklaşımla.
Pohpohlanan kadınlar meydana gelmiştir.
Elindeki ütü yerine, statü..
Ayağındaki çarık yerine, topuk..
Başında ki yazma yerine, peruk..
Bağrındaki saygı ve şefkat yerine, dekolte..
Annelik yerine, aşiftelik.
Saygı yerine kaygı…
Sevgi yerine kavga…
Huzur yerine muzurluk türevlerine girdiği andan itibaren, türlü türlü evrim sürecinden geçerek bir kadın devrimi meydana getireceklerini düşünenlere sesleniyorum.
“Erkeğe şiddete” hayır…!
Cinsel ayrımcılığa, pozitif yada negatif cinsiyet projelerine gerek yok.
Çünkü eşitlik, çeşitliği içinde çeşnilenmiş bu yeni medeniyet çorbasının lezzeti olmaz.
Kadına şiddeti önlemenin, en büyük çözümü “Erkeğe Şiddeti” engellemekten geçer.
Bütün insanların huzurlu olmasını istiyorsanız…!
İnanç denkliği ve denklemi kurulmalı ve çözüm ona göre şekillenmelidir.
Mart’aval okunan bu hikayenin, bütün figuranları ve kahramanları unutmayın ki..!
İnsaniyetin, cinsiyetle alakası yoktur.