Antalya Demokratik Hukuk ve Evrensel İnsani Değerler Platformu Başkanı Avukat Mücahit Gündoğdu, bir ülkede, hukuk, yürütmenin vesayetinden kurtulmadan, bağımsız yargıdan bahsedilemeyeceğini söyledi. Ülkede son bir yıldır yargının yürütme kuşatması altında olduğunu ve savunmanın da susturulmaya çalışıldığını belirten Gündoğdu, 17 ve 25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu sonrası ülkede 'hukukun üstünlüğü değil, üstünlerin hukukunun hakim' olduğunu kaydetti. Aynı zamanda Gündoğmuş Baro Temsilcisi olan Gündoğdu, "Yargı yürütme vesayeti altına yeni adli yıla kolu kanadı kırık ve budanmış bir şekilde giriyor. " dedi.
Ülkede 18 Aralık'ta yürütme eliyle yargıya darbe yapıldığını savunan Gündoğdu, Manavgat'ta yaptığı açıklamada, 10,5 aydır hukukun ayaklar altında olduğunu ve yargının 1 Eylül'de yeni adli yıla boynu bükük, kolu kanadı kırık bir şekilde girdiğini ifade etti. 4 yıl önce, halkın, 12 Eylül referandumunda ileri demokrasi adına sandıkta verdiği yetkinin siyasi iradenin kendi ikballeri adına bir bir yok ettiğini savunan Gündoğdu, "İleri demokrasi vaatleriyle sivil anayasa yapacaklarını iddia edenler Kenan Evren'in 1982 Anayasası'nı mumla arar hale getirdi. Ülkemizde hukuk 10,5 aydır askıya alındı. Bağımsız yargı yürütmenin emrine verilerek etkisiz hale getirildi. HSYK'nın Adalet Bakanlığı'nın memuriyeti haline gelmesi ülkede yargının iflas ettiğinin açık göstergesidir. Yargıya, yürütme eliyle darbe yapanlar şimdide şimdide adli yıl açılışında Türkiye Barolar Birliği(TBB) hedef haline getirilerek savunma susturulmaya çalışılıyor. Ülkemiz maalesef ileri demokrasi söylemlerinden 'Kaç İsmail Kaç dönemine girdi. Bağımsız yargı yürütmenin kıskacında can çekişiyor.Anayasa'nın kuvvetler ayrılığı ilkesi yok edildi. Bir ülkede hukuk herkes için lazım. 10,5 aydır yargının gen yapısıyla oynandı hukuk fakültelerindeki kelli felli profesörlerden tık yok. Acaba bu profesörlerimiz 10,5 yaşanan süreçle ilgili öğrencilerine ne anlatıyor avukatlar adına merak ediyoruz?" diye konuştu.
Türkiye'nin, hukuk alanında maddi gerçekler ortaya konmadan insanların yargısız infaza tabi tutulmasının Afrika ülkesi Angola ile yarışır hale geldiğini vurgulayan Gündoğdu, Angola'da insanların 5 asırdır Portekiz Yasaları'n göre yönetildiğini ifade etti.
"FEVZİOĞLU'NUN SUSTURULMASI, SAVUNMANIN SUSTURULMASI DEMEKTİR"
Türkiye'de insan hakları ihlallerinin son bir yıldır zirveye ulaştığının altını çizen Gündoğdu, bu yıl içinde kişi hakları ihlaline bağlı Avrupa İnsan Hakları Mahkekesi tarafından yüklü tazminat cezasına çarptırılabileceğini kaydetti. Gündoğdu, sözlerini şu sözlerle tamamladı:"Bir ülkede yargı susturulursa herkes susturulur. Bir ülkeyi ayakta tutan çimento harcı hukuk ve bağımsız yargıdır. Ülkemizde bir yıldır hukuk siyasallaştı. Yargıçlar, siyasi işaretle yargılama yapılır hale geldi. Maalesef ülkemizde cumhuriyet tarihinde ilk defa savcı ve hakimler tarafından avukatların azarladığı bir dönemde yaşıyoruz. Duruşmalarda savunmanın tartaklandığına şahit oluyoruz. Savunmanın susturulmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Hüküm giyinceye kadar her insan masumdur. Ne acıdır ki ülkemizde insanlar önce gazete manşetlerinde yargılanır hale geldi. Hüküm giyinceye kadar herkesin masum olduğu bilinci ülkemizde hakim olursa, ileri demokrasi adına ümitlerimiz yeşerir. Savunma hakkı kutsaldır. "
Türkiye Barolar Birliği(TBB) Başkanı Prof.Dr. Metin Fevzioğlu'nun 85 bin avukatı temsil ettiğini belirten Gündoğdu, "Fevzioğlu'nun susturulmasına yönelik her türlü girişim 85 bin 'savunma bülbülünün susturulması anlamını taşır. Fevzioğlu'nun adli yıl açılışında yapacağı konuşmasına sınırlandırılma getirilmesini istemiyoruz. " ifadesini kullandı.
CİHAN