Bizim memleketimizde en kolay ve en çok yapılan şey maalesef Müslümanların gündemini değiştirmek veya değiştirmek mümkün değilse saptırmaktır.
Aslında derinlemesine baktığımızda Müslümanların gündemini değiştirenlerin düşmanlardan ziyade dost görünenler olduğu sonucuna varılır.
Bu dostlar yerine göre yakın arkadaş ve aile çevresinden başlayarak ve dalgalar halinde genişleyerek sonunda siyasetçilere kadar ulaşır.
Gerçi bu ülkede uygulanan şeyin siyaset mi yoksa politika mı olduğu da açıklığa kavuşturulmadan kimlerin dost kimlerin de düşman olduğu da açıklığa asla kavuşturulamayacaktır.
Müslümanlar dostlarını ve düşmanlarını kendileri belirleyemedikleri için kendi gündemlerini de kendileri belirlememektedirler.
Müslümanların kendi gündemlerini kendilerinin belirlemedikleri ülkeler ya işgale uğrar yada sömürüye uygun hale getirilmeye çalışılır.
Bunun en temel yolu ise küresel emperyalist ülkelerin sömürülerini devam ettirebilmeleri için uyguladıkları sinsi manevra olan insanların gündemlerini değiştirmek olur.
İnsanların hayatlarında oluşturan gündem değişikliği toplumda önce kısmi ihtilaflara sonra da büyük kısır döngülere sebep olacağı için saldırganların oyun alanı olarak seçtikleri ülkeler işin başında bağımsız gibi görünse de sonunda kendi eliyle teslim oluverir.
Ülke insanının gündem değişikliği ile maruz kaldığı zihinsel açmazlar sonunda tağut olarak gördükleri her mefhum sanki sihirli bir el değmişçesine kurtarıcı oluvermiştir.
Ya da ülke kaynaklarını sömürmek için her tür demokratik sinsi manevrayı yapmaktan çekinmeyen düşman ülkelerin suni gündemlerle oyalanan insanlar için çok kısa bir zaman dilimi içinde dost ve müttefik olduğu görülüverir.
Topluma ve olaylara biraz daha geniş açıdan bakabilmeyi becerebilen ve kendilerine entelektüel veya akademisyen denilen insanların da gündemleri başkaları tarafından oluşturulmaya veya değiştirilmeye başladığında ise çoğunlukla adına ideolojik önderlik denilen bir kavram oluşturulur ve bir kişiye bu kisve giydirilerek insanlar güdülenmeye devam edilir.
Siyasetin insana ve toplumsal vicdana yönelik bir değerler bütünü olduğunu kavrayan derin ve ince görüşlülüğü ve entelektüel donanımı ile maddi olmaktan manevi yol gösterici olan ve ortaya koyduğu moral destek ile topluma önderlik yapan insanların varlığı o ülkede gündem oluşturmuyorsa toplumsal dinamikler de yok olmaya başlamış demektir.
İnsanların yeterince bilinçli olmadıkları ve olayların art alanında olan bitenlerin de farkına varamadıklarında kişisel ve toplumsal enerjilerini boşa harcadıkları konuların başında gelen gündem değiştirmeyi örnekleyecek olursak önceliği toplumdaki farklılıkların artırılmasına dönük faaliyetlerde yer almaya davet edildiklerini görürüz.
İkinci olarak eğitimin toplumdaki sorunları çözmek yerine insanlara sadece okuma yazmanın öğretildiği ve ellerine verilen diplomalar ile toplumdaki işsizler orduna katılan güruhtan başka bir işe yaramadığını görmüş oluruz.
Biraz daha somutlaştıracak olursak insanları birbirine yaklaştıracağı iddia edilen başta spor olmak üzere tüm sosyal ve kültürel faaliyetlerin toplumdaki en büyük ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı ajanlar oldukları gerçeği ile karşılaşırız.
İnsanların çok önem verdiklerini söyledikleri din ve inanç konularında yapılan gündem değişiklikleri de bu sayılanlardan farklı değildir.
Daha düne kadar tağut dedikleri kişi ve kurumlar gündemlerinin belirlenmesine razı olan gafil Müslümanların takip ettikleri suni gündemler onları asıl hedeflerinden saptırmaktan başka bir işe yaramaz.
Artık hilafet diye bir derdi olmayan güruh haline getirilmiş olan Müslümanların farkına varamadıkları en büyük tehlike dinlerini kimden ve nasıl öğrenecekleri gerçeği konusunda göstermeleri gereken titizliği uzunca bir süredir göz ardı ediyor olmalarıdır.
FARKINDA MISINIZ?
Çok uluslu basın yayın organları ve satılmış kalemler vasıtasıyla küresel sömürü sisteminin bir taraftan insanları istediği gibi etkileyip yönlendirmesiyle insanların pek çoğunun gıda ürünlerine ve ilaca ulaşması engellenirken, diğer taraftan siyonist saldırgan terör devleti israilin Filistinlileri bomba ve silahla her gün bir kaç kişiyi öldürmesi televizyonlardan naklen yayınlanır hale geldi.