Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor:
“Kötülüğünden dolayı bir mümini ayıplayan, o kötülüğü yapan gibidir. Ayıplayan kişiyi, Allah’ın hataya düşürmesi haktır. Müminin günahını ayıplayan kişi aynı hataya düşmeden, insanlar tarafından kınanmadan dünyadan ayrılmaz.” (Beyhaki, Şuabu’l İman, nr. 6697.)
Mümin olan kişi bilerek ve kasıtlı olarak günah işlemez. Allah (c.c) bu konuda,
“Allah, size imanı sevdirdi ve onu gönlünüze sindirdi; inkarcılığı, yoldan çıkmayı ve emre aykırı davranmayı da size çirkin gösterdi.” (Hucurat, 49/7.)
Allah (c.c) tarafından günah işlemek müminlere çirkin gösterildi. Mümin olan kişi bilerek günah işlemez. İşlediği günahları gaflet halinde yapmıştır. İşlediği günahlara karşı tövbe ettikten sonra o kişiyi geçmiş hayatından dolayı ayıplamak uygun bir davranış değildir. Ayıplama hakkı ve cüreti gösterilemez.
İbn Abbas (r.a) şöyle buyurmuştur: “Kul işlediği günahlara tövbe ederse, Allah (c.c) onun tövbesini kabul eder. Kötü amelleri kayda alan meleklerin bu yaptıkları kendilerine unutturulur. Azaları ile işledikleri günahları azalarına unutturulur. Gökyüzü ve yeryüzü makamlarına dahi unutturur. Günahlara şahitlik edecek kimse olmadan diriltilir.” (Münziri, et-Terğib ve’t-Terhib, 4/95.)
Hz. Ali (r.a)’dan gelen bir rivayette Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Mahlukatın hepsi ve kâinat yaratılmadan dört bin sene önce Arş’ın etrafında,
“Doğru yoldan ayrılmayan, günahlarına tövbe edip salih amellerde bulunanları pek affediciyim.” (Ta-ha, 20/82.) yazılı idi.” (Deylemi, Müsnedü’l Firdevs, 6708.)
Rabbimiz bizlere karşı merhameti çok olandır.
Hata edeceğiz, ister istemez hata yapacağız. Lâkin bu hatalardan ders alacak, tekrardan üstüne düşmemek için elimizden gelen mücadeleyi vereceğiz.
Allah’ın rahmeti çoktur diyerek günahlara daha rahat bir şekilde dalmayacağız. O’nun rızasını gözeterek yaşamaya özen göstereceğiz. Günahı yüzünden birisini ayıplamayacak, birisine nefret beslemeyeceğiz. Nefret olacaksa da günahkâra değil günaha olacak nefretimiz.
Gününüz bereketli olsun.