Güleryüz ve kaosun harmonisi: Bangladeş

Öğrenci hareketleriyle gündeme gelen ve geçtiğimiz aylarda hükümet değişikliğinin yaşandığı Asya ülkesi Bangladeş, mülteciler, ekonomik ve siyasi istikrarsızlık yüzünden sorunlarla boğuşmaya devam ediyor.

Öğrenci hareketleriyle gündeme gelen ve geçtiğimiz aylarda hükümet değişikliğinin yaşandığı Asya ülkesi Bangladeş, mülteciler, ekonomik ve siyasi istikrarsızlık yüzünden sorunlarla boğuşmaya devam ediyor. Ülkeden yoksulluk derinden hissediliyor. Müslümanların yoğun olarak bulunduğu yerlere bir vesile ile giden yakınlarınızla konuştuğunuzda, her biri dünyanın dört bir yanından gelen Müslümanların geldikleri coğrafya ile ilgili birtakım tespitlerde bulunacak. Eğer siz de çok fazla seyahat eden veya yabancı ülkelerden Müslümanlarla hemhal olan biriyseniz, pekâlâ sizin için de geçerlidir bu durum. İstanbul’daki üniversite yıllarımda, ev arkadaşlarımdan ikisi Endonezyalı idi. Beraber kaldığımız süre içerisinde, herhalde en iyi öğretmenlerimdendi kendileri. Çokça şey paylaştık. Hem öğrenci hem de öğretmen olduk birbirimize. Yunus Emre’nin öğretisi olan “Yaradılanı sev Yaradandan ötürü!” sözünü yaşayan insanlardı. Daha sonra o bölge ile olan irtibatlarımızla gördük ki, aslında bu durum o bölge insanının tamamı için geçerli olan bir durummuş.

YOKSULLUK VE YOKSUNLUĞUN PENÇESİNDE BİR ÜLKE

Bu iki arkadaş herhangi bir sebepten ötürü kavga ettikleri zaman, eğer birbirlerini kıracaklarını düşünürlerse, hemen iki uç odaya kaçarcasına giderlerdi. Bir müddet bekledikten sonra ise, sanki hiçbir şey olmamış gibi, koşarak yine ortada buluşur, birbirlerinden helallik ister ve yanlış bir söz söyledilerse özür dilerler, helallik isterlerdi. Annem ve babam Hac ibadetlerini yapmak için Kabe’ye gittikleri zaman, onlardan da Uzak Asya Müslümanları için aynı şeyleri duyduğumu hatırlıyorum. Her milletten insanın hemhal olduğu Hac ibadeti esnasında, elbette her bir millet de kendine özgü birtakım yaklaşımlarda, davranışlarda bulunabiliyorlardı. İşte Bangladeş de insanını ve misafirperverliğini unutamayacağınız, her ne kadar yoksulluk ve yoksunluk içinde olsalar da yüzlerinden gülümsemenin eksik olmadığına şahitlik edeceğiniz bir coğrafya.

DHAKA’DA TRAFİK TAM BİR KAOS ORTAMI

Dünya üzerinde en karmaşık şehir neresi diye sorulduğunda, ekseriyetle Hindistan cevabını verildiğini bilirsiniz. Filmlerde de aynı şekilde bu bize dikte edilir. Hindistan’a hiç gitmedim. Bir görev çıkmazsa da gider miyim, bilmiyorum. Çok sıcak gelen bir coğrafya değil zira. Ama Malezya, Endonezya, Japonya ve Bangladeş gibi Uzak Asya ülkeleri ile Afrika’dan Avrupa’ya, Balkanlara birçok ülkeye gitmiş biri olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, ben Bangladeş kadar karmaşık, gürültülü bir şehir görmedim! Bir ülkenin veya şehrin ne olduğunu veya sizi nelerin beklediğini havalimanına indiğiniz zaman az buçuk anlarsınız. Bangladeş’in başkenti Dhaka havalimanına indiğiniz zaman da anlıyorsunuz ki bu şehir kaostan besleniyor. Şehir merkezine doğru giderken geçen o on beş dakikada, zannediyorsunuz ki bu ülkede korna basmayanı, trafik kurallarına uyanı, nazik davrananı dövüyorlar! Her yerden bir arabanın, otobüsün, rikşanın çıkma ihtimali var Dhaka’da. Kapısı açık otobüs son sürat giderken bir anda arabanızın önüne doğru direksiyonu kırıp yolcu indirebiliyor. Veya en sol şeritte olan birisi bir anda en sağa dönmek için sinyalsiz işaretsiz harakirivari bir geçiş yapabiliyor. Bir de İngiliz sömürgeciliğinden olsa gerek, direksiyonlar sağda ve sürüş yönü de bizimkinin tam tersi. Bir garip geliyor her şey size yani. Kısacası, ülkeye girer girmez bir dumura uğruyorsunuz. Zaten yıllardır dünyanın en karmaşık şehirlerinden birisi olarak seçiliyormuş Dhaka. Şehir meydanında olan ve turistik açıdan ülkeye gelenlerin gitmesini isteyeceğiniz eski şehir meydanına gidemiyorsunuz mesela. Zira sadece yirmi kilometre uzaktaki meydana üç buçuk saatte gidiliyormuş gün içerisinde. Hal böyle olunca da biraz geri duruyorsunuz. Rikşalar ülkenin en gözde ulaşım aracı. Aynı zamanda en turistik olanı da. Bazıları motorlu bazıları ise insan gücüyle hareket ediyor. Emin olun inesiniz gelmiyor. Her şeyden önce çok pratik, dilediğiniz yere girebiliyor, fazlaca trafiğe takılmadan ilerleyebiliyorsunuz. Bizdeki motorlar gibi düşünebilirsiniz ilk etapta. Ama bir rikşa motordan çok daha fazla iş görebiliyor Bangladeş’te. Zira buzdolabı, inek, onlarca koli eşya taşınabildiğini gördük. Hatta 7-8 kişinin bir rikşaya bindiğini de.

BANGLADEŞ UCUZ İŞ GÜCÜNÜN MERKEZİ

Bangladeş’in en önemli özelliği, dünyaca ünlü birçok markanın ana fabrikasına ev sahipliği yapması. Özellikle tekstil alanında almak istediğiniz ama gücünüzün yetmediği markalar var ise, emin olun onda biri fiyatına buradan alabiliyorsunuz. Özel günlerde çok önceden tükeniyormuş çeşitler ve bedenler. Ama bize de birkaç parça eşya alabilmek nasip oldu gezimiz esnasında. Bangladeş seyahatimizde, Dhaka ile Arakan kamplarının bulunduğu şehir olan Cox’s Bazar’a da gidebilme durumumuz oldu. Okyanus kıyısında, Dhaka’ya nazaran çok çok daha sakin, doğal güzellikler bakımından ülkenin belki de en güzel şehirlerinden bir tanesi Cox’s Bazar. Pırpır uçaklarla olan seyahatimiz esnasında, uçağa biner binmez host veya hostes hemen yolculuk duası ile sizi karşılıyor. Çok güvensiz bir seyahat gibi dursa da yine gayet zevkli ve güzel bir deneyim bu pırpır uçaklar. Normal uçak ile bir farkı yok işin aslı ama insan bu tip uçaklarda düşünmeden edemiyor “Acaba başıma bir şey gelir mi?” diye. Veya Feyyaz’ın o meşhur sahnesindeki repliği aklınıza geliyor hemen, “Her şey vida abi günümüzde, tonlarca demir gökyüzünde uçuyor. Saçma sapan!”

SOKAK LEZZETİ OLDUKÇA MEŞHUR

Uzak Asya ülkeleri malumunuz üzere sokak lezzetleri ile de oldukça meşhurdur. Diğer ülkelerde pek fazla tadamamıştım. Ancak özellikle Cox’s Bazar’da rehberlerimizin yerli ve orayı çok iyi bilen insanlardan olması ile denemeden de geçmeyelim dedik. Mısır patlağı, tropikal meyveler, Bangladeş’e özgü dondurma, Hindistan cevizi suyu gibi birçok lezzeti deneme fırsatımız oldu. Özellikle baharat ve acı noktasında olan başarılarına değinmeden geçemeyeceğim. Ve bir de tabi kıymetini pek de bilmedikleri tropikal meyvelere. Gerçekten enfes lezzetliler. Dünyanın birçok yerinde mango, ananas tatma imkânım oldu ama bu coğrafyadaki aroma bambaşka. Cox’s Bazar okyanus kıyısında bir şehir olduğu için iklimi biraz Akdeniz iklimini anımsatıyor. Ondan ötürü nemli ve yer yer rüzgârlı bir ortam. Aynı zamanda deniz ürünleri bakımından da oldukça zengin. Nüfus çok olunca ve ülkenin ekseriyeti fakir insanlardan oluşunca da deniz ürünleri ile araları çok iyi ve bu ürünleri nasıl yapacaklarını, nasıl lezzetlendireceklerini gayet iyi biliyorlar.

Birkaç cümle de Arakan için etmem gerek hazır yeri gelmişken.

ARAKANLI MÜSLÜMANLAR KAMPLARDA KALIYOR

Yoksulluk ve yoksunluğu dibine kadar hissettiğiniz yerler Arakanlı insanların yaşadıkları kamplar. Giriş için özel izin gerekiyor. Ve izni alırken sizi hemen uyarıyorlar, “Sakın 17.00’den sonra kamplarda kalmayın!” Birçok millet buraya yardım ulaştırmış. Ancak Türkiye’nin yeri bambaşka. “Türk Tepesi” diye adlandırdıkları bir yer var misalen. 6. bölge içindeydi diye hatırlıyorum. Hastane, okul, meslek edindirme kursları vs hemen her şey mevcut bu tepede. İnsanlar için artık bir mihenk taşı mesabesinde. Neden diye sorduğumuz zaman ise iki cevap veriyorlar; “Diğer ülkeler getirdikleri yardımlarla şov peşindeler. Ve kendilerine verilmiş olan emanetlerin çoğunu harcırah olarak kendileri harcıyorlar. Tamam buraya da bir hizmetleri var ama olması gerekenden çok çok daha düşük seviyede. Bir diğer sebep de Türkiye bize ilk kucağın açan ülke. Dünyada kimse bizim yerimizi dahi bilmezken rahmetli Erbakan Hoca bizimle ilgilendi, temsilciler & elçiler gönderdi ve bizim durumumuzla her daim yakından ilgilendi. Ondan dolayı sizin yeriniz bizde çok ayrı.”

ZEKİ GENÇLER ÜLKEYİ TERK EDİYOR

Bangladeş gidilip görülmesi gereken coğrafyalardan bir tanesi. Dünyanın en verimli topraklarına sahip olmalarına rağmen yoksulluk ve yoksunluk halen had safhada. Çünkü sömürülmek onların da kaderi olmuş maalesef. Organizasyon yetenekleri de yeni yeni oluşunca bu halde olmalarına pek de şaşırmıyor insan. Türkiye ile olan bağları çok iyi. Her yıl yüzlerce zeki gençlerini gönderiyorlar bizim ülkemize eğitim almaları için. Ve o gençlerin hemen hemen tamamı artık birer iyi niyet elçisi oluyor. İlişkilerimizin sıkılaştırılmasına vesile oluyorlar. Ve bağlarımızı kuvvetlendiriyorlar. Her ne pahasına olursa olsun sahip çıkılması gerektiğini de coğrafyaya gittiğiniz zaman görüyorsunuz. Karmaşanın hakim olduğu kaostan beslenen şehirlere sahip ama insanların yüzlerindeki gülümsemenin eksik olmadığı kardeş ülkelerimizden, Bangladeş’ten kucak dolusu sevgiler.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yaşam Haberleri