Sohbet konuları yazı serisi
Ahlak insanda olması gereken bir takım güzel huylar ve davranışlardır. İnsanın olduğu her yerde ve her yapılan iş de ahlak aranır. Ahlak, sadece eğitim yoluyla değil aynı zamanda terbiye yoluyla kazanılır. Güler yüzlü olmak, temiz olmak, merhametli olmak, tevazulu olmak, affetmek, doğru konuşmak, sabretmek, güzel ahlakın bazı şubelerdir.
Hayatımızın her safhasında karşılaştığımız her olay ve kişilere karşı, onların memnun ve mutlu olmasını sağlayan sözler ve davranışlar, ahlaklı davranışlardır. Başta anne ve babamız, sonra kardeşlerimiz, eşlerimiz, akrabalarımız, arkadaşlarımız, kendisinden ilim öğrendiğimiz Hocalarımız, komşularımız ve misafirlerimiz, ticaret yaptığımız insanlar, işçi işveren münasebetleri gibi bütün sahaları kaplamaktadır.
Çevremizdeki insanlar bizim davranışlarımızdan ya memnun olacak veya memnun olmayacaktır. Memnun olmayınca insanlar arası ilişkiler zayıflayacak, toplum gücünü kaybetmeye başlayacaktır. Hâlbuki ahlaklı bir toplumda insanlar arası ilişkiler çok yüksek sevidedir ve bu durum toplumun güçlü olmasını sağlar.
“İki kere iki, dört eder” kesinliğinde bilmemiz gereken şey, “Ahlaklı insanlardan oluşan bir toplum güçlü toplumdur. Ahlaksız insanlardan oluşan bir toplum ise güçsüz veya zayıf toplum yapısını sergiler.”
Ahlakın kaynağı dindir ve ancak İslam’dır. Yeryüzünde birçok din vardır ama bunlar materyalist ve çıkarcı olduklarından bunların ahlak anlayışı ya yoktur veya kendi ailesine, yakınlarına ve kendi ırkını aittir. Böyle dar bir ahlak anlayışının başta kendileri de olmak üzere kimseye faydası olmaz.
Bir önemli esası daha yazmam gerekirse; “Müslümanlardan başka iyiliğe programlanmış başka din mensubu yoktur.” İşte buyurun; “hayrun nas, men yenfeun nas – İnsanın hayırlısı diğer insanlara karşı hayırlı olandır.” hadis-i Şerifi bunun açık örneğidir. Güya teknolojide büyük üstünlükler gösteren Batılı, insanını yetiştirirken bir Terminatör (öldürücü yok edici) olarak yetiştirir. Onların felsefesinde “İnsan insanın kurdudur” esası bulunmaktadır. Bu sözün ülkemizdeki versiyonu, “Büyük balık küçük balığı yutar” şeklinde ifade edilmektedir.
ZAMANIMIZDA AHLAK (AHLAKSIZLIK)
Günlük gazetelere, TV programlarına, devlet istatistiklerine bakarak her sahada “Nereye gittiğimizi…” daha iyi anlayabilirsiniz. Soygun, dolandırıcılık, hortumculuk, yalan, rüşvet, iftira, gasp gün geçtikçe daha da artmaktadır. İçki, kumar, zina, kız kaçırma, tecavüz o kadar artmıştır ki bir gün bizim evlatlarımızı da içine alarak yakacağından korkar olmuşuzdur.
Bu ahlaksız düzen de annenin adı kocakarı, babanın adı moruktur. “Komşunun tavuğu komşuya kaz, karısı da kız görünür” mantığı çok yaygın bir hal almıştır.
Diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de % 10 civarında olması gereken “Sezeryanla doğum” Sağlık Bakanının Sayın Akdağ’ın açıklaması ile % 60’larda ise bu, normal doğumlarda yeteri kadar para alamayan doktorların, doğum yapacak hanımı keserek ona doğum yaptırmasıdır. Para hırsıyla hanımları yarım insan haline getirtmesidir.
Ahlaki değerlere sırtını dönmüş bir müteahhit, yaptığı inşaatın demirinden, çimentosundan çalarak o binayı yapmış ve o binayı müşterisine satmışsa o binada oturmak çok tehlikelidir. İstiap haddinden fazla yüklenen veya küçük bir depremde sallanan bina içinde oturanların üzerine göçecektir.
Kasap kıymanın içine tavuk ve sakatat karıştırıyorsa, bütün sebze ve meyvelerimiz ya hormonlu veya GDO’lu yetiştirilmiş ise, içeceklerimizde bir takım yabancı maddeler bulunmaktaysa siz bu işleri yapan insanları ahlaklı insan olarak sınıflandırabilir misiniz?
“Devletin malı deniz, yemeyen domuz” anlayışı mı yoksa “Rüşvet alan da veren de mel’undur” esası mı insanları mutlu kılar. Hangi davranış ahlakidir.
Bizans entrikalarını devletin bütün kademelerine sokanlar mı ahlaklı, “Halka hizmet, Hak’ka hizmettir” düsturu mu daha ahlaklı bir davranıştır.
ASR-I SAADET VE AHLAK
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v); “Ben ahlakı kemale erdirmek için bas olundum (gönderildim)” buyurmaktadır. Her açıdan örneğimiz olan Peygamberimiz, ahlaki açıdan da bizim tek örneğimizdir.
Ahlak üzerine bazı ayet ve Hadis-i Şerifler verelim. “Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.” Nahl 90
“Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz, Allah kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.” Nisa 36
“Hani, “Birbirinizin kanını dökmeyeceksiniz, birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayacaksınız” diye de sizden kesin söz almıştık. Sonra bunu böylece kabul etmiştiniz. Kendiniz de buna hâlâ şahitlik etmektesiniz” Bakara 84
Allah Resûlü (s.a.v) buyurdu: "Kıyamet günü, müminin terazisinde, güzel ahlâktan daha ağır bir şey yoktur. Allah teâlâ, çirkin konuşan ve ne konuştuğunu bilmeyenlerden nefret eder." Ebû Derda radıyallahu anh. Tirmizî.
“Şu altı şeyi yapın. Cennete girmenize ben kefilim: Konuşunca doğru söyleyin, verdiğiniz sözü yerine getirin, emanete riayet edin, namusunu koruyun, gözlerini haramdan sakının, ellerini kötülükten çekin.” [İ.Ahmed]
Kendi mutluluğumuz için, aile efradımızın, milletimizin ve bütün insanlığın mutluluğu için güzel ahlaka sahip, güçlü bir toplumu oluşturmak için hep birlikte bir “ahlak seferberliği…” yapalım, kendimizi böyle bir toplumu oluşturmak için görevli kabul edelim.