Göz Kararı Hayatlardan Tecrübeli Zamanlara

Asiye Saç

İlk yaptığınız kek ile son yaptığınız kek hiç birbirine benziyor mu? Denedikçe, yanıldıkça, hatalar yaptıkça düzeni kurabiliyor, doğruyu bulabiliyoruz.

Kabarmıyor, unu az, şekeri çok bazen de cıvık oluyor mesela. Sonra milimi milimine ölçerek koyuyorsun, sonra zamanla yapa bildiğini gördükçe göz kararı katmaya başlıyorsun malzemeleri.

Şimdi haydi gelin bunu hayatımızla bağdaştıralım, diz çöküp tartışalım.

Başlarda yanlış ilişkiler kurarak, herkesi kendimiz gibi sanarak, aldığımız yaralardan sonra hayatımızda rol alacak insanları artık göz kararı seçebiliyoruz. Kimi zaman konuşmadan, kimi zaman bir bakıştan hayatımızda ki konumunu tarta biliyoruz. Bunu yapmak o kadar da kolay olmuyor aslında.

Nasıl ki bebekken ağladığımızda her sorunumuz birileri tarafından çözülüyordu ama sonra emekledik, yürüdük, kendi ihtiyaçlarımızı gidermeye başladık. Okul dönemi, ergenlik……….. diye ihtiyarlığa kadar bir süre var ve biz buna BÜYÜMEK diyoruz. İşte tecrübe tam olarak burada başlıyor. Yaşlılara “ihtiyar” denmesinin sebebi de budur aslında.

İhtiyarın kelime anlamı yaşlanmak değil, “karşılaşabileceği tüm ihtimallere karşı en makul olanı yapma becerisi kazanmak” demek.

Bir zamanlar köylerde kurulan “İHTİYAR HEYETLERİ” köyün tüm yaşlılarının toplanıp sohbet/muhabbet ettikleri bir dernek veya lokal değil, köy için en doğru kararın alındığı yerdi. İnsan yaş-aldıkça hatalarından ders çıkarmayı öğrenir. O yüzdendir ki seninle aynı hatayı yapan bir büyüğün cümleye hep şöyle başlar “Zamanında bende…..” ve neyin iyi, neyin daha az hasar verebileceğini tahmin edebilir.

İnsan pişmanlıklarıyla büyür ve maalesef bir çoğu bunu çıkmaz sokak olarak görüyor.

Peki kendimize büyümek, olgunlaşmak hatta hatalarımızdan ders çıkarmak, göz kararı seçim yapacak tecrübe için neden şans vermiyoruz?

Daha dün kekin kabarmazken bugün pastacılara taş çıkaracak marifet kazanana kadar yaktığın, kıvamını ayarlayamadığın kekleri unutma.

Vel hasıl birinin yaptığı son hata ile değerlendirip aşağıladığımız için belki de “artık benden geçti, bunu bile başaramıyorum, olmaz artık benden bir kesere sap” diye düşünüp hayata küsüyor insanlar.

Hata yapmadan doğruyu bulmaya çalışmak pişirdiği yemekleri yiyememeye benzer.

Canım dost;

KUSURLARIMIZLA KUSURSUZUN PEŞİNDE OLMAYI BIRAKIRSAK HAYAT DAHA EĞLENCELİ OLACAK J