Görmeyenleri Koruma Derneği Konya Şubesi ile Koyunoğlu Şehir Müzesi ve Kütüphanesi tarafından düzenlenen programda görme engelliler, kütüphane arşivinde bulunan ve 64 sayfasının her birinde Ermenilerin mezalimlerini anlatan tarihi belgeyi inceleyerek yetkililerden belge hakkında geniş bilgi aldı.
Dernek Başkanı Veli Özağan, sözde aydınları kınadıklarını ifade ederken, “Bizler görme engelli kişileriz ve bu halimizle bile kütüphanenin arşivinde yer alan belgeyi inceledik, görebildiğimiz kadar içerisindeki fotoğrafları gördük, yetkililerden içeriği hakkında bilgi aldık. Görebildiklerimiz ve dinlediklerimiz yüreğimizi bir kez daha yaktı. Yetkililer tarafından belge içinde yer alan ifadeler bizlere anlatıldı. Sadece Koyunoğlu arşivinde bulunan iki adet albüm bile gerçekleri net bir şekilde ortaya koyuyordu. Bizler Konya’dan sözde aydınlara bir kez daha seslenmek istiyoruz, ‘Önce gelin bu belgeleri görün, inceleyin ve ondan sonra özür dileyin. Gerçekler bu kadar ortada iken sözde aydın geçinen kişilerin özür dilemelerini kabil edemiyor ve şiddetli kınıyoruz” diye konuştu.
Koyunoğlu Şehir Müzesi ve Kütüphanesi Müdürü Hasan Yaşar ise görme engellilerin ziyaretleri konusunda yaptığı açıklamada, “Görmeyenleri Koruma Derneği Konya Şubesi, bizlerden müzeyi gezmeleri ve Ermeniler ile ilgili belgeler hakkında kendilerini bilgilendirmemiz konusunda talep etti. Bizler de kütüphanemiz arşivinde bulunan ‘Ermeni Amal ve Harekâtı İhtilaliyyesi’ isimli belgeyi kendilerine tanıttık. Kısmen görenler kendileri bakarak inceledi. Diğer arkadaşları ise bizler belgeler ve albüm hakkında bilgi verdik” dedi.
Yaşar, albümün İngilizce, Almanca ve Osmanlıca olarak hazırlandığını ve muhtemelen Alman arşivlerinden 1. Dünya Savaşı sonrası alınıp tercüme edildiğini ifade ederken, “Bu albümde Ermenileri ve mezalimlerini anlatan fotoğraflar ve bilgiler yer almaktadır. Bu belge müzemizde bulunan belgelerden sadece birisidir. Tarih boyunca dünyanın her tarafında üçüncü sınıf muamele gören Ermeniler, Türklerin Anadolu’ya girişleri ile İslamiyet’in ve Türklüğün hoşgörülü siyasetinden faydalanmıştır. 19. yüzyılın sonlarına kadar olan süre Ermenilerin Anadolu’daki altın çağı olmuştur. Osmanlı Devleti’nin devlet yönetiminde gayr-i Müslimlere tanıdığı haklardan en fazla Ermeniler istifade etmiştir. Bu yıllarda onlardan Osmanlı’da ‘Teba-i Sadıka’ yani ‘Güvenilir millet’ olarak bilinmişlerdir” dedi.
Yaşar, Osmanlı’nın zayıflaması ile birlikte önce İngilizlerin daha sonra ise Fransızların kışkırtması ile Türklerin Ermeni sorununun oluşturulduğunu da hatırlattı. Yaşar, “Ermeniler o tarihten sonra sürekli olarak zararlı cemiyetler kurmaya başladı. Osmanlı’ya zarar verecek her faaliyetin altından Ermeniler çıkıyordu. Ermeniler Sultan 2. Abdülhamit’e 1905 yılında suikast bile düzenlendi. Seferberliğin ilanıyla birlikte Ermenilerin kimi İngiltere, kimi Rusya, kimi de Fransa yanında ama hepsi İtilaf devletlerinin safında savaşa girdi. Hasılı Türk milletine zarar veren bu eylemler neticesinde Osmanlı Hükümeti 14 Mayıs 1915 tarihinde tehcir kanunu çıkarmak zorunda kalmıştır. Ermeniler bu kanunla Halep ve Şam’a sevk edildiler. Bu gidişleri sırasında tüm iaşe ve diğer masrafları hatta gittikleri yerde iş ve mesken sorunları bile Türk hükümeti tarafından çözüldü. İşte günümüz sözde aydınları tamamen tarafgir bir şekilde bu tehcir sırasında ellerinde hiçbir belge olmamasına rağmen Ermeni’lerin katliama uğradıklarını iddia etmektedir. İşte biz böyle bir sorumluluk içerisinde elimizde bulunan bu katliam belgesini, milletimizin Ermeni vatandaşlarımız dahil affına sığınarak objektif bir şekilde yayınlıyoruz. ‘Ermeni Amal ve Harekâtı İhtilaliyyesi’ isimli belge elimizde bulunan albümlerden sadece bir tanesi. 64 sayfanın her birinde Ermeniler ve mezalimleri tanıtılıyor. Bu belgenin 62. sayfasında yer alan Turabin Aram imzalı bir mektup çok önemlidir. ‘Fransız Milletine! diye başlayarak itilaf devletlerine övgüler yağdıran mektup daha sonra şöyle başlıyor, ‘Haşmetli ikinci Nikola orduları Ermenistan hududunda kılıç sallayarak Avrupa ve Asya’yı hunhar Türklerin varlığından temizleyecektir. Türkler ki ancak Mekke ve Medine çöllerinin en ücra köşelerine layıktır ve zaten onlardan hiçbir zaman çıkmamaları icap ederdi’ Bu ifadelerden ürpermemek mümkün değil” diyerek albümde yer alan bazı belgeleri özetledi.
ALİ SAİT ÖGE
Koyunoğlu Şehir Müzesi ve Kütüphanesi Müdürü Hasan Yaşar ise görme engellilerin ziyaretleri konusunda yaptığı açıklamada, “Görmeyenleri Koruma Derneği Konya Şubesi, bizlerden müzeyi gezmeleri ve Ermeniler ile ilgili belgeler hakkında kendilerini bilgilendirmemiz konusunda talep etti. Bizler de kütüphanemiz arşivinde bulunan ‘Ermeni Amal ve Harekâtı İhtilaliyyesi’ isimli belgeyi kendilerine tanıttık. Kısmen görenler kendileri bakarak inceledi. Diğer arkadaşları ise bizler belgeler ve albüm hakkında bilgi verdik” dedi.
Yaşar, albümün İngilizce, Almanca ve Osmanlıca olarak hazırlandığını ve muhtemelen Alman arşivlerinden 1. Dünya Savaşı sonrası alınıp tercüme edildiğini ifade ederken, “Bu albümde Ermenileri ve mezalimlerini anlatan fotoğraflar ve bilgiler yer almaktadır. Bu belge müzemizde bulunan belgelerden sadece birisidir. Tarih boyunca dünyanın her tarafında üçüncü sınıf muamele gören Ermeniler, Türklerin Anadolu’ya girişleri ile İslamiyet’in ve Türklüğün hoşgörülü siyasetinden faydalanmıştır. 19. yüzyılın sonlarına kadar olan süre Ermenilerin Anadolu’daki altın çağı olmuştur. Osmanlı Devleti’nin devlet yönetiminde gayr-i Müslimlere tanıdığı haklardan en fazla Ermeniler istifade etmiştir. Bu yıllarda onlardan Osmanlı’da ‘Teba-i Sadıka’ yani ‘Güvenilir millet’ olarak bilinmişlerdir” dedi.
Yaşar, Osmanlı’nın zayıflaması ile birlikte önce İngilizlerin daha sonra ise Fransızların kışkırtması ile Türklerin Ermeni sorununun oluşturulduğunu da hatırlattı. Yaşar, “Ermeniler o tarihten sonra sürekli olarak zararlı cemiyetler kurmaya başladı. Osmanlı’ya zarar verecek her faaliyetin altından Ermeniler çıkıyordu. Ermeniler Sultan 2. Abdülhamit’e 1905 yılında suikast bile düzenlendi. Seferberliğin ilanıyla birlikte Ermenilerin kimi İngiltere, kimi Rusya, kimi de Fransa yanında ama hepsi İtilaf devletlerinin safında savaşa girdi. Hasılı Türk milletine zarar veren bu eylemler neticesinde Osmanlı Hükümeti 14 Mayıs 1915 tarihinde tehcir kanunu çıkarmak zorunda kalmıştır. Ermeniler bu kanunla Halep ve Şam’a sevk edildiler. Bu gidişleri sırasında tüm iaşe ve diğer masrafları hatta gittikleri yerde iş ve mesken sorunları bile Türk hükümeti tarafından çözüldü. İşte günümüz sözde aydınları tamamen tarafgir bir şekilde bu tehcir sırasında ellerinde hiçbir belge olmamasına rağmen Ermeni’lerin katliama uğradıklarını iddia etmektedir. İşte biz böyle bir sorumluluk içerisinde elimizde bulunan bu katliam belgesini, milletimizin Ermeni vatandaşlarımız dahil affına sığınarak objektif bir şekilde yayınlıyoruz. ‘Ermeni Amal ve Harekâtı İhtilaliyyesi’ isimli belge elimizde bulunan albümlerden sadece bir tanesi. 64 sayfanın her birinde Ermeniler ve mezalimleri tanıtılıyor. Bu belgenin 62. sayfasında yer alan Turabin Aram imzalı bir mektup çok önemlidir. ‘Fransız Milletine! diye başlayarak itilaf devletlerine övgüler yağdıran mektup daha sonra şöyle başlıyor, ‘Haşmetli ikinci Nikola orduları Ermenistan hududunda kılıç sallayarak Avrupa ve Asya’yı hunhar Türklerin varlığından temizleyecektir. Türkler ki ancak Mekke ve Medine çöllerinin en ücra köşelerine layıktır ve zaten onlardan hiçbir zaman çıkmamaları icap ederdi’ Bu ifadelerden ürpermemek mümkün değil” diyerek albümde yer alan bazı belgeleri özetledi.
ALİ SAİT ÖGE