Cenabı Allah insan vücudunu cismani aleme uygun ve cismani bir varlık olarak yaratmıştır. Vücudumuzun bütün uzuvları da cisim olarak yaratılmış olup bunların ilişkileri ve işlevleri de cisimlerle olmaktadır. Mesela elimizle cisim olanlara dokunur ve tutarız. Ayaklarımızla da yeryüzüne basarak yürürüz. Gözlerimizle de cisim olanları görür ve onların büyüklüğünü-küçüklüğünü, rengini kısaca şeklini şemalını tanımlarız.
***
Ancak yine de görmemizde ve işitmemizde; birazcık yarı soyut alemle soyut aleme yakınlaşmış içine girmiş olup soyut alemi kavramamıza da kapı açılmış olur. Şöyle ki; işitmiş olduğumuz ses tam bir somut (cisim) varlık değildir. İşittiğimiz için de tümden soyut değildir. Görmeye gelince; gözümüz bir kameradan çok daha farklı bir görme algısına sahiptir. Hüznü, neşeyi ,aşkı ,kin ve nefreti gözlerimiz görüyor. Hele hele beynimizle zihnimizde hayal etme, hayal kurma veya geçmişi hatırlama var ki; “Tüm yaşamım şöyle hepsi gözümün önünden geçti” deriz. Bunun somut alemle izahı mümkün değildir.
***
Bir de bu görme işi kul ile Allah arasında mevcuttur. Allah basirun bil ibadtır: Allah kullarını her an görüp durmaktadır. İhsan: Her ne kadar biz Allah’ı görmüyorsak ta o bizi görüyor. Allah’ı görüyormuş gibi hareket etmemize ihsan denir. Onun için Allah’ı görüyormuş gibi ihsanla hareket eden insanları da biz görüp işte bu Allah’ın mümin kuludur, diye belirtiyoruz.
***
Ben konuyu başka bir boyutta ele alıp bir düşüncemi aktarmak istiyorum. Cenabı Allah Kuran’da bize sürekli insanın ezeli düşmanı şeytan (iblis) ten bahseder. Şeytanın varlığından, insanı yoldan çıkaracağından, ondan sakınmamız gerektiğini hatırlatır. Dolayısıyla şeytan kesin vardır, Allah söylüyor. Biz de bize gelen kötü duygular ve nefsimizin kışkırtmalarından anlıyoruz ki bu şeytan var ve bizimle uğraşıyor.
***
Ancak biz onu bu maddi cismani gözümüzle göremiyoruz. Ama o bizim beynimizin içine girip bizim kafamızı karıştırabiliyor. Biz bu sefer şeytanın kendisini değil de tesiri altına aldığı kişilerden (biraz yanılmayla üç aşağı beş yukarı) fark ediyoruz. Hani eskiler der ya “Şeytan burnuna üfürdü” diye... Mesela hakikaten her gün sakin duran bir çocuk bir gün bir bakıyorsun yapmadık yaramazlık bırakmıyor.
***
Şimdi bir Müslüman insan veya herhangi bir hoca efendi birazcık şeytana uydu mu hemen fark ediliyor, belli oluyor. Burada bazı insanlar kimse fark etmez zannediyorlar. Halbuki şeytan görünmüyor ama şeytana uyan insan hemen her hareketinden kendini belli ediyor. Yalancıktan ağlasa da insanlar: ”Yalan timsah göz yaşları” diyorlar. Ağzını köpürterek vaaz etse de belli oluyor, inandırıcı gelmiyor. Kendileri insanları kandırdıklarını zannediyorlar. Hiç bir kitapta, hiç bir kaynakta olmayan hatta batıl olan bir bilgiyi yumurtlayıveriyor, görüyoruz. Çünkü şeytan onun da burnuna üfürmüş. Halbuki menfaat için şu veya bu sebeplerle susanlar da şeytana uyuyorlar, onları da görebiliyoruz.
***
Allah Müslümanlara da basiret vermiştir. Allah’ın izniyle şeytan ve şeytanın teslim aldığı insanların biz de nefes aldıkları sayıları biliriz. Biz kim kimin türküsünü çağırıyor, kim kimin emriyle hareket ediyor, kim Siyonizm’in emrinde biliyoruz evelallah. Biz insanların kaşını gözünü oynatmasından kime hizmet ettiğini anlıyoruz. Biz bilmesek te; Allah biliyor ve Müslümanları onlardan korur. Allah hepimize iman, salih amel ve Kur’ani basiret versin.