Dünyada sadece orta doğu karışık bir ortamda.
Kim karıştırıyor? Sözde demokrasi getireceğiz diyen Amerika’nın etrafına çullanmış batılı devletler iştiraki ile değil mi?
Daima onun arkasında görünmüyorlar mı?
Bakın Afganistan’a kimler asker gönderdi? Asyalılar mı? Avrupalılar mı?
Biz mi? Bizde ki söz sahibi(!) olanların işi ama Irak işinde siviller “Nooo “ deyiverdi de iştirak etmedik değil edemedik!
Etmedik ama batı hatta cesaretle söyleyeyim mason ideallerine sevdalı entellektüel (Fransızca “İntellectuel” den alınma) değil kendilerini öyle gösteren entel’ler hala tenkit eder. “Gitse idik iyi olacaktı…” diye.
Dün Afganistan derken Irak’a giriş de, Filistin bahanesi ile Beyrut, Suriye ve yeni başlayan İran kargaşalığı.
Bakınız tarihi oluşumlara. Hepsi demokrasi falan değil. Haçlı isteklerinin uzantısı yanında petrol ve bilhassa İsraile “SU”
Petrol yerlerini İran dışında hallettiler gibi. Ama “SU” nasıl olacak.
PKK ve Kürdistan haritaları asıl bunu ifade etmiyor mu?
Bu konuya dokuz yıl evvel de değinmiştim. 20.07.2000 günlü “Asıl amaçlarını görebiliyor muyuz?” başlıklı yazımla. Tekrarda olsa izleyelim değişen bir şey olmuş mu?
***
“Asıl amaçlarını görebiliyor muyuz?
Yıllardır yazanlar oldu. Bendenizde yazmıştım aynı konulara değinerek çoğu zaman.
Yazanlar batı heveslisi değil yurdunun istikbalini düşünüyorlardı…
Bir cümlede toplarsak…
“Türkün kendisinden başka dostu yoktur” konusu içinde.
Bakınız tarihe. Yarım asır evvelini bilenler bile bilir.
Kim vardı? Çevremizde ki komşuları bırakın diğer devletlerden dost olan!..
Uzakta ki Pakistan’dan başka. (Şimdileri o da uzaklaşmakta ya)
Rusya, Osmanlıdan gelen isterikliği içinde Kars Ardahan ve boğazlar peşinde…
İran Şahların da savaşlarla başlayan sonra diğer yollardan kavuşmak ezeli istedikleri isteriklerle devam eden Anadolu’ya sahip olma emelleri…
Irak ve Suriye’nin Dicle Fırat ve Hatay civarı emelleri…(Suriye vazgeçti mi dersiniz? Dostluk gösteriyor da.)
Yunanistan kendi emeli olan Costantinople, İzmir ve Ege Anadolu’ya sahip olma emelleri…
Yalan mı bunlar?
Yalan değil ama bizim bakar kör Avrupalılaşma hayranları görmez. Veya görmezden gelir.
Dillerine pelesenk ettikleri kendi amaçları yönünde Atatürkçülüğü yozlaştırıp onun ana noktaları güzelce ifade ettiği tavsiyeli cümleler bulunan nutkunda ki Osmanlıca Farsça kelimeleri bile değiştirip, geçen gün TV de Sayın Oktay Çınaroğlu’nun vurguladığı gibi “Muasır medeniyetlerin ilerisi…” cümlesini sözde Türkçecilik sadeleştirmesi içinde gereksizce “Batılaşma…” şekline getirip bizlere yutturmadılar mı?
***
Bunlar görünenler idi. Ya bizlerin görmediği ve halâ da göremedikleri!...
Anadolu’ya sadece onlar değil, asıl düvellerin asır evvelinden bu yana gizli düşünceleri olan istekler!..
Bizim bazı yerel medya ile politikacılarımızın yapılabilen işlemi, hayal hatta rüya haline getirip “Hayallerimiz gerçekleşti…” dedikleri(!) manasında ele alırsak…
Bizlerce rüya görüp hayal yapıyorlar diye manalandırdığımız emeller yavaş yavaş olmakta iken birden hızlandırarak gerçekleştirme yolunu tutmuş oluyorlar!..
***
Bugünün orta doğusunda olanların ana noktası budur esasında.
Haçlı zihniyetinin soy kırımı yanında esas gaye Amerika ve yandaşlarının Petrol sahipliği ve petrolden de kıymetli olan “SU” ya hâkim olmak İsrail’i ve oturacakları Orta doğuda bolca suya kavuşturmak!..
Sadece orta doğu değil, buralar halledilince Orta Asya’ya kadar uzanacak emeller!..
,,,,,,
***
1950 yılları içinde okuyup hayal sandığımız. Bir Amerikan profesörünün makalesinden;
“…Siz Emperyalist ve komünizm diye düşman görünenlere bakmayın. Aralarında ki gizli kırmızı telefonlarla dostluk kuranların emeli var. Amerika Ortadoğu petrol ve Anadolu ırmaklarına sahip olmak, Rusya ise boğazlar, Anadolu kuzey doğusu ve Akdeniz’e inişe sahip olma paylaşımı içindedirler…
1950’li yıllarda Amerika Kongresi’nde Marshall Planı çerçevesinde konuşuluyor...
(burada konuşulanı geçen gün yazdım atlıyorum)
Büyük istekle girmeye çabalayıp demokrasi ve hürriyet aleyhine olanları bile kabullenmeye zorlandığımız AB yönetmenliğinde resmen yazılı olan bir maddeyi okudu dört gün evvel bir dış işleri bilgilerine sahip bir bayanımız Flaş TV de..
“…Türkiye’deki Fırat ve Dicle nehirleri ile üzerinde ki barajlar beynelmilel kurul tarafından işletilecektir….” Bayan ilave ediyor. “bakın işletilebilir, olabilir değil, -İşletilecektir.- deniliyor. Bizimkiler bunu görmezden mi geliyor?...”
***
Daha çoook deyimler var resmi ağız veya kâğıtlarda…
Köşe bitti belki ilerde tekrarlarken bir noktayı tekrarlamak isterim..(Nitekim tekrarladık)
Esas gaye Filistin, Lübnan, Irak, Afganistan’a demokrasi değil Müslüman kıyımı ve petrol için girip. Başlayan insanlık dışı yeni hamlelerle Sıra Suriye sonra İran’na gelip de
Zapt olunursa…
Sıra kimde siz düşünün gayri!... “
***
Evet, bir iki değişiklik var gibi ama içtenlikte de öyle mi?
Bu günlerin İran’da ki halk kargaşalığını çıkartanların Amerika olduğunu bizzat Amerikalı gazeteciler yazıyor.
Ne dersiniz bizde de öyle mi acaba?
Görebilen var mı?
***
Sağlık ve esenlik içinde yaşam dileğimle…