Aile Rehberi, Biz ve İkbal, Her Şey Sizinle Başlar, Hazine, Ramazan Sohbetleri, Kadın ve Problemleri, Haykırış, Yürek Sızısı gibi eserlere imza atan Nurten Selma Çevikoğlu’nun yeni kitabı “Dert Şekeri” muhtevası, dolgunluğu, akıcı dili ve kuşatıcılığıyla dikkat çekiyor.
Hayat ki bir çile yumağı. Hangimiz dertten muzdarip değiliz?
Kendimizce çözümler ararız, bazen başımızı taştan taşa vururuz, bazen en sert çarelerde hayatı tüketir sonlandırırız. İsyanlarımızı, gelgitlerimizi, bunalımlarımız, yol arayışlarımızı, kökten değişim ve ıslahımız, yeni doğuşları hep “dert” ekseninde yaşar, dillendirir ve kurgularız.
Sınanmalarınız dertledir; kulluk ölçüsü, elenme dertle ortaya çıkar. İmtihan sırrı, fiillerimizin varacağı yer, Yaradan ve varlıkla alışveriş; hep kuyulardan, mağaralardan, uçurum diplerindeki savaşlardan ve dert ç(engelinden) geçer.
Dolayısıyla yüklerimizin altında kaldığımız, sıkıntıları besleyip budaklandırdığımız, mânâyı yitirdiğimiz bu zamanlarda, dertle başa çıkmak bir tarafa, “şekerleştirmenin” gizi daha da önem kazanıyor.
“Belâ ve musibetler, üzüntü ve elemler insan için bir basiret gözlüğüdür. Onlar sâyesinde insanın kalp gözü uyanır ve olayları daha net görmeye ve hayâtı daha doğru yorumlamaya başlar”; “Kirlenmiş karalanmış bir sayfaya yazı yazılmaz. Ey dertzede bil ki, Rabb’in sana dert ve sıkıntı vermesi, seni üzmesi, ağlatması senin gönül sayfanı temizleyip rahmet ve esenlik yazıları yazmak içindir.” diyen yazar şahsî tecrübelerinin de etkisiyle dert konusunu, teşrih masasına yatırmış adeta. Bir he(â)kim edasıyla girdisini çıktısını, sebeplerini araştırıp incelemiş, inceden inceye işlemiş. Hep merak ettiğimiz sorular, çözümleriyle birlikte takdim edilmiş.
Üzüntülerimiz neden kaynaklanır, neden göğüslemiyoruz; belâyı sadece biz mi çekeriz, ortaklaşa dertlerimiz nelerdir; neden bazen sorun/ortam/mesele sürdüğü ve aynı kaldığı halde; ibadet/ bir olay/bir güzel insanla/ yönelişle beden-ruh durumu değişir, algılama farklılaşır, c(eza) hafifler. Derde, nasıl hangi açıdan bakmalıyız, tek tek değinmiş.
“Dünya isteklerine ulaşamamak, hastalık, aile geçimsizliği, çoluk-çocuk sıkıntıları, kötü ahlâk, günah” gibi âmiller eziyetlerimizin kaynağıdır. “Zayıf iman, bilgi eksikliği, kalbî hayatın olmaması, şükürsüzlük” gibi eksiklikler de yine problemin altında kalmamızı sağlar.
Oysa “güzel ahlâka sahip olmak, Allah’ı en yakın dost bilmek, kendinle barışık olmak, kadere rıza göstermek” gibi hasletlerle sıkıntı dağlarını aşabiliriz.
Kitabın ilk bölümü, iman ve imtihan konusuna ayrılmış. Bakara, Ankebut, Mülk, Hud gibi muhtelif surelerde, imtihanla ilgili ayetler çıkarılıp, tefsir edilmiş. Nurten Hanımefendi, dünyevî hızdan pek de fark etmediğimiz meselenin ciddiyetini, vahametini zarif bir lisanla kes(k)inleştirip, göstermiş.
“Esmâü’l-Hüsna Şerhleri” bölümünde, sıradan yorumlarla yetinilmemiş. Allahü Azümüşşân’ın Zâtı Âli ilgili esmâlar; affı ve merhametiyle ilgili isimler; belâ ve musibetlerle ilgili esmâlar ve en önemlisi problemlere çare olabilecek, ‘Yâ Selâm(Selâmete çıkaran), Yâ Mü’min (İman eden kulunu koruyup kollayan), yâ Müheymin(Koruyup gözeten) yâ Fettâh( Hayır kapıları açan), Yâ Bâsıt(Açan, genişleten), Yâ Halîm(çok yumuşak olan, mühlet tanıyan), Yâ Muhyî(Can bağışlayan, sağlık veren) gibi esmâlara yer vermiş.
Ayrıca işimizi kolaylaştırıp, esmalardan çıkarılacak dersleri de yazmış; Hak isimlerinden nasıl imdat beklenir, hangi eylemlerle Hak Kapısı çalınır.
Her şeye rağmen, en azından geçmişte “Derdimi seviyorum”, “Kahrında hoş, lütfun da hoş” diyen âbide insanların mevcut olduğu bir toplumda, böylece “insanlaşmanın, güzelleşmenin” örnekleri ve yolları ortaya serilmiş.
Dert Şekeri’nde, her bölüm sonundaki okuma parçaları; “Dertli Şiirler” ve bitişteki “Hayattan Kesitler” gibi kısımlar; eserdeki düşünceyi daha iyi hazmetmemizi ve nefeslenmemizi temin ediyor, ayrı bir lezzet katıyor. Bölümler, müstakil, ayrı bir kitapçık, tefekkür açılım durakları gibi de okunabilir.
Aslen İngilizce Öğretmeni olan Sayın Çevikoğlu; fikirlerini, tespit ve yorumlarını Kutsal Kitabımıza dayandırıyor. Onları kıssa ve menkıbeler, sırf dinî kaynaklarla yetinmeyerek; güncel olaylar, değişik bakış açıları, ilmî veriler, kabullerle de destekliyor. Ayağını bastığı sağlam zemin, kuvvet aldığı tasavvuf dolayısıyla şümullü, zihnin arkasında soru bırakmayan; şifa verici, şeker etkisi yapan bir kitap vücuda getiriyor.
Gerçekten bir ömrün özü bu. Dahası yol haritası, kılavuz bir metin, verdiği ipuçlarıyla kesinlikle başucu kitabı.
“Bizden” bir kişisel gelişim, tekâmül kitabı gibi okunabilen eser; yaşamın eza ve cefasından yeni bir hayat ve dünya çıkarmanın formülünü gösteren, çilesini süzmüş damıtmış bir kalemin, emek ve sevgi dolu devâsa bir gönül kitabı.