Altın ve döviz almış başını gidiyor. Deyim yerindeyse, fırtınaya okyanusun ortasında kapılan bir gemi misali savruluyor Türk Lirası. Değerler, değmezler, endeksler, kurlar, kurtlar, kuşlar vs.
Göz görmeyince gönül katlanırmış misali, olmayan da zaten yok, olan için de sorun ya da problem yok.
**
Borçlu olanlar düşünsün desek, günümüz şartlarında borçsuz olan kimse de herhalde yok. Acaba yok diye diye mi geliyor başımıza bu yokluk desek, elle tutulur bir izahı yok.
Siyaset yazmıyorum, siyaset de yapmıyorum. Yazımın başlığı ile bu satıra kadar yazdığım kelimelerin birbiriyle pek bir bağı da yok.
**
Para, pul, döviz, altın yani maddesel metalar ölçüsüyle kaybettiğimiz değerlere veryansın ediyoruz da manevi değer kayıplarımıza neden sesimiz çıkmıyor? Diye hayıflanıyorum.
**
Kur farkı, döviz endeksi vs. neredeyse ilköğretim çocuklarına bile sirayet etti de, günde beş defa göklerine ezan yükselen canım ülkemde Kuran, sünnet ve ümmet endeksi sadece mezarlıklarda mı aklımıza gelecek?
**
Kur’an ile gönül bağı kurmak gibi bir derdimiz, hedefimiz var mı? Yoksa wifi ağından internete bağlanabilmek bizim için daha mı öncelikli?
Vaktinin çoğunluğunu sosyal medyada tüketen bir milletin en iyi üretimi ne olabilir? Ve bu üretime kim kaç para verir?
**
Peki ya yaşadığımız 1 gün, dünya üzerinde bilinen hangi para ya da değer birimiyle ölçülebilir? Bir günü saatlere, dakikalara, anlara bölsek değeri değişir mi?
**
Kimse sosyal medya kullanmasın filan demiyorum, sadece bazı değer ölçülerimizle önceliklerimizin boyutlarına dikkat çekmeye çalışıyorum! 1 Türk Lirasının, 1 falanca para ya da altın karşısında değer kaybına doğal olarak tepki veriyoruz da, Ümmeti Muhammed’in(S.A.V.) günümüzdeki ve gelecekteki nesillerinin değer kaybını ne kadar umursuyoruz?
**
Sahi biz kimiz? Nerede nasıl duruyoruz? Dünyaya uyandık da, gerçeğimize uyuyor muyuz? Uyduk imama diye niyet ettik de, İmamımıza uyuyor muyuz? Tevhide çağıran peygamberi(S.A.V.) dinliyor, duyuyor muyuz? Allah’ın (C.C.) ipine sarılıp sıkıca tutuyor muyuz?
**
Daha da geç olmadan her birimiz uyanmalı, birbirimizi uyarmalıyız. Dengemizi kurmalı, maddi ve manevi bütünlüğümüzü oluşturmalıyız. Daha çok çalışmalı, beden ve kafa yormalı, dosdoğru olmalı, sorumluluk almalıyız. Kaç nesil heba oldu, artık gençlerimizi şeytanın kucağına bırakamayız. Vesselam.