Okumuşların son yıllarda yurtdışına çalışmak için gittikleri bir gerçek…
Yüzler, binler, on binler…
Milyonlar…
Evet! Gidiyorlar…
Kim iyi bir eğitim almışsa, kim bir yolunu ya da fırsatını bulmuşsa, kim ailesini ikna etmişse…
Kim bu ülkede artık yaşama koşulları kalmadı demişse…
Gidiyor…
En çok doktorlar…
Mühendisler…
Tabii ki diğer meslek grupları…
Meslek gruplarının gitmesi bir sorun ama doktorların gidiyor olması büyük bir sorun...
Ülkede, “Giderlerse gitsinler!” diyecek kadar doktor yok.
Doktorlara ihtiyaç çok…
Giden doktorların kendilerine göre bir gerekçesi var…
Ne diyor giden doktorlar; çalışma koşullarımız çok kötü, yeteri kadar değer görmüyoruz, ücretler çok az, yaşam kalitemiz çok düşük...
Daha bir sürü neden sıralıyorlar...
Gidenlere, birkaç söz söylemek istiyorum:
Bu ülkede doğdunuz, büyüdünüz…
O kadar yıl bu ülkede eğitim aldınız.
İlkokulu, ortaokulu, liseyi devlet okullarında okudunuz.
İyi üniversiteler kazandığınız…
Devlet yurt, kredi; vakıflar, dernekler, şirketler burs verdi.
Ülkenin tüm olanaklarından yararlandınız.
Okudunuz bir meslek sahibi oldunuz.
Şimdi gidiyorsunuz…
İyi de devlet sizi başka ülkelere hizmet etsin diye mi okuttu.
İşin birde bu tarafından bakmak gerekmez mi?
Bu topraklarda doğdunuz...
Siz bu topraklara aitsiniz…
Vatanınız bu topraklar… Gençler, kalmalısınız.
Bu halka, bu ülkeye hizmet etmelisiniz…
Bu ülkeye, bu halka borcunuz var.
Bu halkın parası ile okudunuz…
Bu halk okuttu sizi…
Ne kadar da devlet okuttu desek de devlet, halktır.
Halk varsa devlet vardır.
Devlet soyuttur.
Halk; taş, toprak, su kadar somuttur. Bu halka borcunuzu ödeyiniz!
Ülkelerini terk eden Suriyelilere, Afganlılara kim saygı duyuyor.
Onların adı artık, mülteci… Kimlikleri yok… Vatansızlar…
Gitmeyin…
Vatanı terk etmeyin…
Taş yerinde ağırdır.
Gelin el ele verin, ülkede umut yeşertin…
Gitmek, terk etmek çözüm değil…
Vatan bayraktır, bunu böyle bilin!