Nereye gidiyoruz yazı serisi
Ülkemizde özellikle seçimlerde yapılan “horoz düğüşü” şeklinde ki siyasi çalışmalar, bize, hayati ehemmiyete haiz konularda ki sıkıntıları ve tehlikeleri görmemize engel olmaktadır. Koskoca vatanı yangın sarmış, biz hala birbirimizle çekişme derdindeyiz. Üretim tamamen durmuş. Ne hayvancılık, ne et ve süt besiciliği, ne imalat sektörü… Her şey dışarıdan ithal edilir hale gelmiş. Hatta evet hatta saman bile ithal edilir hale gelmiş.
İşsizlik yüzde 25’lerde… Rakamlar üzerinde yapılan oynamalarla bu rakam yüzde 9- 10’lara düşürülmüş. Ahlaksızlık, diz boyu. Dün canımızdan endişe ediyorduk, bu gün malımızda ırzımızdan da endişe eder hale geldik.
Dış ticaret açığı dev boyutlara yükselmiş. Yani ihracatımız ithalatımızı karşılamıyor ve biz büyük dış ticaret açığı veriyoruz. Şimdi rakamlar üzerinde durmuyorum. Merak edenler Hazine Müsteşarlığı veya TUİK sitesinden bunları öğrenebilirler.
Bu arada ülkemize para girişini sağlamak, milli gelirimizi yükseltmek için çaba gösteren özel sektörümüz de yok değildir. Bunlardan biri de “Rusya’ya gıda maddesi (Dolma biber) ihraç eden özel sektörümüzdür.
Bu iş adamları son iki ay içerisinde 68,5 ton dolma biberini Rusya’ya ihraç etmişler. Ancak ne var ki Rusya yetkilileri biberlerimizi laboratuarlarında inceleyerek, bunların sağlığa zararlı maddelerle ihtiva ettiğini tespit ederek biberlerin tamamını geri iade etmişler.
Rusya’ya ihraç edilen biberlerimiz Rusya laboratuarlarında inceleme esnasında…
DOLMA BİBER İHRACATIMIZ
Bununla ilgili gazetelerde, Web sitelerinde yer bulan haberi, Cihan Haber Ajansı şu şekilde vermektedir. “Rusya son 2 ayda 68,5 ton biberi Türkiye’ye geri gönderdi”
“Türkiye’den Rusya’ya son 2 ayda ihraç edilen 68,5 ton biber Batı Çiçek Tripsi (Western Californian Flower tripsi) bulunduğu gerekçesiyle geri gönderildi” demiştir.
Rosselhoznadzor Basın Sözcüsü Aleksey Alekseyenko, “Türkiye’den Rusya’nın Karadeniz kıyısı Novorossiysk limanına getirilen 3,5 ton biber kontrol edildi. Laboratuvarda yapılan araştırmada ürünlerde tehlikeli haşarat sayılan batı çiçek tripsi tespit edildi. 3,5 ton biberin Türkiye’ye geri gönderilmesine karar verdik. Son 2 ayda benzer gerekçeyle Türkiye’ye toplam 68,5 ton biberi iade ettik.” dedi.
Rosselhoznadzor sözcüsü, benzer sorunların sık sık yaşanmaması için Türk meslektaşlarıyla görüşerek ortak verimli çalışmaların yapılacağına inandıklarını ifade etti.
Rusya tarafından tespit edilen Batı çiçek tripsi, aslında Türkiye’de yetiştirilen bütün bitkilerde görülen GDO (Genetiği ile oynanmış tohumların bitkileri) olayıdır.
Bu tür bitkiler İsrail’de, AB’de ve şimdi de Rusya’da görüldüğü üzere yenmemekte sadece ülkemizde tüketilmektedir. Zira 2006 yılında çıkartılan 5553 sayılı yasa ile milli tohum üretimi yasaklanmış ve sadece ithal GDO’lu bitkilerin tohumları ile sebzeler, hububatlar ve bakliyatlar üretilir olmuştur.
Bir taraftan da bitkilerin üretilmesinde hormon dediğimiz ilaçlar kullanılmakta bir anda bitki, olağanüstü şekilde büyümekte ama tadı ve kokusu tamamen kaybolmaktadır.
Bu tip bitkiler sağlığa büyük darbeler vurmakta, kanser vakaları artmaktadır. GDO’lu kısır bitkiler ise onu tüketen toplumumu da kendisi gibi kısırlaştırmakta, nüfus artışı durmakta ve ülke gittikçe yaşlı insanlar ülkesine haline gelmektedir. Şimdi başımıza geldiği gibi…
Sayın Başbakan’a sesleniyor ve “Bu ülkenin Başbakan’ı olarak aşağıda bir kısmına işaret ettiğimiz gıda sahasında alacağınız kararlarla bizim şartlarımızı düzeltebilirsiniz. Bu uygulamanız sebze, bakliyat ve hububat üretimini artıracak, ihracatımızda mallarımız iade edilmeyecek, halkımız da kısırlaşmadan kurtulacaktır.
* İlkokuldan itibaren bütün okullarda Kur’an ve ahlak derslerini konulsun. Zira gençlerimizin buna çok ihtiyacı vardır.
* Yerli tohum üretim yasağını kaldırılsın. Tohumlarımız Tarım Bakanlığında ve Üniversitelerimizde ıslah edilmeye çalışılsın.
* Üretim ve imalat yapanlara; arazi, tohum, gübre, akaryakıt teşvikleri verilsin.
* İmalat ve üretimin önünde engel olan zam, vergi ve harçları aşağıya çekilsin.
* İthalat rejiminizde, yerli imalatı olan malların ithalatına izin verilmesin.
* Tarım Bakanlığı çiftçinin ürettiği ürün ve hayvanı ondan alma taahhüdünde bulunsun. Bakanlık gerekirse bunları ihraç etsin.
* Faizsiz imalat, üretim ve besicilik kredileri verilsin.
* Yabancılara toprak ve arazi satışı durdurulsun. Çiftçi elinde toprağı kaybetmek tehlikesiyle karşı karşıya bırakılmasın.
* Maliyetlerin düşük olması, dış piyasalarda rekabet edilebilmesi için üretim ve imalatta faizsiz kredi verilsin.
* Soygun ve hortumlamaya fırsat verilmesin.
Ben de öyle şeyler teklif ediyorum ki bunu yapabilmeleri için “Milli Görüş” gömleğini yeniden giymeleri gerekir. Tabii giyerlerse bunları yapabilirler…