Gezi Olayları Nedeniyle İlk Kez Darbeden Ceza İstendi

Beşiktaş’ın taraftar gruplarından Çarşı’nın liderlerinin de aralarında bulunduğu 35 kişi hakkında Gezi olaylarında hükümeti yıkmaya teşebbüs suçlamasıyla iddianame düzenlendi. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen...

Beşiktaş’ın taraftar gruplarından Çarşı’nın liderlerinin de aralarında bulunduğu 35 kişi hakkında Gezi olaylarında hükümeti yıkmaya teşebbüs suçlamasıyla iddianame düzenlendi. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen şüphelilerin ‘Arap baharını’ çağrıştırır şekilde imaj oluşturduğu, silahlı örgüt kurduğu iddia edildi. Gezi olayları nedeniyle onlarca iddianame hazırlanmış ve dava açılmıştı. Terör savcılığı tarafından da daha önce iddianame düzenlenmiş ve şüpheliler terör örgütü üyeliği ile suçlanmıştı. Ancak ilk kez Gezi olayları nedeniyle şüpheliler darbe ile suçlandı.

Gezi Parkı eylemleri sonrasında terör savcılığı tarafından eylemlere katılan Çarşı Grubu üyelerininde bulunduğu şüpheliler hakkında iddianame hazırlandı. Haziran 2013’te düzenlenen operosyanda Çarşı grubu liderleri Numan Bülent Ergenç, Cem Yakışkan ve Halil İbrahim Erol’un da aralarında bulunduğu isimler gözaltına alınıp, tutuklanmıştı. Tutukluluar itiraz üzerine serbest kalmıştı.

Yaklaşık bir senedir devam eden soruşturma İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından tamamlandı. Savcılık, 35 şüpheli hakkında 38 sayfalık iddianame hazırladı. Çarşı grubunun kurucularından ‘Sarı Cem’ lakaplı Cem Yakışkan ile Çarşı'nın pankartlarını hazırlayan Deve Erol lakaplı Erol Özdil ile Halil İbrahim Erol, Numan Bülent Ergenç, Hakan Tezel ve Ayhan Güner de şüpheliler arasında yer aldı. İddianamede 9 polisin de müşteki olduğu belirtildi.

İddianamede, eylemlerinin ilk başlarda demokratik tavır ve iyi niyetli gösteriler olarak başladığı anlatıldı. Ancak bir süre sonra amacından saptığı ve marjinal grupların eylemlere katıldığı belirtildi. Marjinal grupların Taksim’de toplanan insanları hükümete karşı kışkırtarak, demokratik olmayan yöntemlerle hükümeti düşürmeyi amaçladığı ifade edildi.

Eylemlere katılan Çarşı grubunu Cem Yakışkan ve Numan Bülent Ergenç’in örgütlediği kaydedildi. Yakışkan ve Ergenç’in taraftar grubunu Taksim Gezi Parkı’na yönlendirdiği ve kitlenin eyleme katılmasını sağlamaya çalıştıkları iddia edildi.

Şüphelilerin, Başbakanlık Çalışma Ofisi’ni de işgal etmeye çalıştığı ileri sürüldü. İddianamede, “Özellikle ülkede otorite zaafı oluştuğu görünümü yaratmak için Beşiktaş semtinde bulunan Başbakanlık Çalışma Ofisi’ni işgal etmeye çalıştıkları, eş zamanlı olarak Ankara’da gerçekleştirilen gösterileri organize edenlerle irtibat kurarak Ankara’daki Başbakanlık Çalışma Ofisi’ni ele geçirmeleri için teşvik ettikleri belirlenmiştir.” ifadeleri yer aldı.

İddianamede, şüphelilerin oluşacak zaafiyeti dünya kamuoyuna duyurmak için özellikle yabancı basın mensuplarının olay yerlerine girmesini sağlandığı belirtildi. ‘Arap baharı’na da atıf yapılan iddianamede, “Yabancı basın mensupları tarafından olay yerlerinde elde edilecek görüntüleri dünya medya kuruluşlarına servis yaparak kamuyonda ‘Arap Baharı’ diye adlandırılan bir kısım Ortadoğu ülkelerindeki yönetim değişikliklerini çağrıştırır şekilde imaj oluşturup Türkiye Cumhuriyeti’nin yasal olarak kurulan hükümetini yasal olmayan yöntemlerle ortadan kaldırmayı amaçladıkları belirlenmiştir.” denildi.

Şüphelilerin hükümeti devirme amaçları olduğuna delil olarak telefon görüşmeleri gösterildi. Şüpheliler arasında yapılan görüşmelerde, ‘Park mark benim umrumda değil, bana ne yemişim AVM’sini de, Gezi Parkı’nı da ağacını da, ihtilal başladı, bu hükümeti düşüreceğiz, Başbakanlık konutuna saldırı olacak bugün, bu bir iç savaşa dönüşebilir, polise güçlü saldıralım, gösterilerde ölen kişi olursa toplumsal refleks daha çok artar’ şeklinde ifadeler olduğu anlatıldı. Eylemlercilerin birçok işyeri ve banka ofislerine zarar verdiği, trafik geçişini engellediği, kamu araçlarını yaktığı ve polis memurlarını yaraladığı ifade edildi.

Çarşı grubunun liderlerinden Numan Bülent Ergenç’in evinde yapılan aramada tabanca ve mermi bulunduğu belirtilen iddianamede, şüphelinin arkasına aldığı kitleyi Başbakanlık Ofisine doğru yönlendirdiği iddia edildi. Dosyada bu olaya ilişkin fotoğraflar olduğu kaydedildi.

Şüpheli Ergenç’in başka grup üyeleriyle tartışırken bıçaklandığı ancak bu bıçaklama olayını polisin yaptığını söyleyerek konuyu saptırmaya çalıştığı iddia edildi. Ergentç’in gözaltına alınan kişilere nasıl ifade vermesi gerektiği yönünde talimat verdiği ileri sürüldü.

Çarşı’nın liderlerinden Cem Yakışkan’ın da eylemcleri yönlendirdiği, Twetter ortamında kitleleri eyleme katılması için teşvik ettiği belirtilen iddianamede, “Hatta bir kısım söylemlerinde meselenin ağaç meselesi olmadığını belirtti.” denildi.

‘Deve Erol’ lakaplı Erol Özdil’in de piyasadan temin ettiği meşale ve gaz bombalarını eylemcilere dağıttığı öne sürüldü.

İddianamede olaylar sırasında eylemcilerin bir dozer ile TOMA’yı ele geçirdiği anlatıldı. Şüpheli Koray Yalnız’ın telefon görüşmelerinde, ‘Başbakanlık konutu önünde eylem yaptıklarını, Beşiktaş stadı önündeki inşaatta kullanılacak dozeri ele geçirdikleri, polisin TOMA’larından bir tanesini ele geçirdiklerini’ söylediği iddianamede yer aldı. Yalnız’ın telefon görüşmelerindeki bu konuşmaları kız arkadaşına hava atmaya yönelik olduğunu söylediği belirtildi.

İddianamede, eylemlerin asıl amacının Taksim’e alışveriş merkezi yapılması için ağaçların kesilmesini engellemek olmadığı vurgulandı. Savcı şu değerlendirmede bulundu: “Şüphelilerin telefon kayıtlarından da anlaşılacağı üzere Türkiye Cumhuriyeti’nin yasal olarak kurulmuş hükümetini gayrı yasal yollardan devirmeye amaçladıkları, bu sonucu kolaylaştırmak içinde ülkede kaos ve otorite boşluğu oluşturmaya çalıştıkları özellikle eş güdümlü olarak Ankara ve İstanbul’daki Başbakanlık Ofislerini ele geçirmeye çalıştıkları” belirtildi.

Diğer şüpheliler Rüştü Aytan, Arda Mutludoğan,Sezgin Gülnar, Kaan Kabaş, Sarp Dağ, Barış Karaca, Mahmut İli, Erdener Karataş, Volkan Eroğlu, Ant Erbirsin, Yusuf Demirci, Burak Bulut, Hüseyin Fidan, Tuncer Gençer, Erdem Işık, Hakan Bora, Emre Işık, Engin Sarar, Serkan Sevim, Savaş Yeşiltepe, Aykan Uyanıktürk, Murat Eroğlu, İbrahim Aydın, Musa Fırat, Mustafa Uysal ve İbrahim Halilullah Turan’ın eylemlere katılarak örgütlü biçimde hükümeti devirmeye çalışmakla suçlandı.

Hükümeti yıkmaya teşebbüs suçlamasının yanı sıra Çarşı brubu lideri Erol Özdil, Cem Yakışkan ve Numan Bülent Ergenç ‘silahlı suç örgüt kurmak’ ile de suçlandı. Diğer şüphelilere ise hükümeti yıkmaya teşebbüs suçlamasının yanı sıra ‘silahlı örgüt üyesi olmak’, ‘kamu görevlisine dirmek’, ‘kanuna aykırı toplantı ve gösteri düzenleme’, ‘ruhsatsız silah bulundurmak’ gibi suçlardan ceza istendi. Şüphelilere darbe suçundan birer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenirken diğer suçlamalardan da 2 yıldan 50 yıla kadar ceza talep edildi.

Gezi olayları nedeniyle daha önce İstanbul’da 80’in üzerinde iddianame hazırlanmıştı. Bu iddianamelerde eylemcilere izinsiz gösteri yapmak, polise direnmek, kamu malına zarar vermek, molotof kokteyli atmak, örgüt üyesi olmak gibi suçlamalar yöneltilmişti. Gezi Parkı olaylarına ilişkin terör kapsamında ilk iddianame ise eski TMK savclığı tarafından 36 şüpheli hakkında düzenlenmişti. 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının ilk savcısı Muammer Akkaş tarafından hazırlanan iddianamede de benzer suçlamalar yöneltilmişti. Güvenlik güçlerine molotofkokteyli, taş ve sapanla saldırıldığı belirtilen önceki iddianamede, Gezi olaylarının bir süre sonra legal ve illegal yapılanmaların çağrılarıyla tamamen provokasyona dönüştüğü kaydedilmişti. Örgüt mensuplarının yönlendirmesiyle barikatlar kurulduğu, yolların kapatıldığı, devlete karşı isyan etme, cebir ve şiddet kullanılarak kurtarılmış bölgeler oluşturulmaya çalışıldığı anlatılmıştı. İddianamede, “Dünyada ülkemizi zor duruma sokmak, devletimizi itibarsızlaştırmak isteyen terör örgütlerinin istediği bu ortama son vermek için illegal pankart ve dövizleri indirmek için 11 Haziran 2013’de meydana giren polislere başlarını Devrimci Karargah terör örgütünün hamisi olan Sosyalist Demokrasi Partisi ve diğer terör örgütleri mensupları tarafından molotof, havaifişek, taş, sopa ile saldırıda bulundu.” denilmişti. Devrimci Karargah üyesi olduğuna dair mahkeme kararı da bulunan Ulaş Bayraktaroğlu’nun terör örgütüne üye olma, kanuna aykırı eylem yapma, molotofkokteyli atma, kamu malına zarar verme suçlarından 58 yıla kadar hapsi istenmişti.

CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Türkiye Haberleri