Hatıralar canlanıyor yazı serisi (11)
Gençlerimizin ellerinde bayrak, yakalarında rozet ve gönüllerinde sevda olarak taşıdıkları Milli Gençlik Vakfı’nın amblemi de taşıdığı mana ile mütenasip bir işarettir.
Bir amblem yarışmasından sonra elde edilen şekilde “G” harfi gençliğimizi ifade etmektedir. Ancak bu gençlik, bir kısım gençliği değil ülkemizde ki bütün bir gençliği kucakladığı gibi İslam ülkeleri gençliği başta olmak üzere bütün dünya gençliğini kucaklamaktadır.
Bunun manası ülkemiz gençliğinin bütün kesimlerine kucakladığı ve bunlar için faaliyetler programladığı gibi İslam ülkeleri gençleri için de programlar yapmakta, dünya gençliği için de çalışmaları sürdürecek bir performansa sahiptir.
Batı âleminin yerli yersiz olayları bahane ederek Müslümanları anarşist ve terörist ilan etmeye kalkıştığı günümüzde bütün dünya gençliğine kardeşane tavırlarla kucak açan Milli Gençlik Vakfı’nın bu hareketi aslında takdir edilmeye değer bir harekettir.
Batıyı Müslümanlar üzerine kışkırtanlar ise sahipleri veya kontrollerinde bulunan Siyonist (İsrail’in dünya hâkimiyeti) olan medya (Televizyonlar, gazeteler) kanallarıdır.
HİLAL’İN ANLAMI
Milli gençliğin dünya gençliği ve özellikle Batı âleminde ki gençlik ile ilgili çalışmaları “ılımlı İslam, semavi dinler… ” formatında değil, sahip olduğumuz milli ve manevi değerlerin onlara tanıtılması ve onların da kendilerine dünya ve ahiret mutluluğu sağlayacak bu değerlere sahip olmasının temini şeklindedir.
Bu sebeple MGV bayrağında ki hilal, Türk bayrağında taşıdığı manayı aynen taşımaktadır. Bilindiği gibi Hilal, İslam’ın bir işaretidir. Bayrağında hilal bulunan millet, bütün işlerini hilalin manasına göre düzenlemektedir, demektir.
Tarih boyunca Hıristiyanların hazırladıkları 19 Haçlı ordusu Müslümanların göğsünde söndürülmüş ve haçlılar isteklerine muvaffak olamamışlardır.
İşte bu savaşlarda karşımıza çıkan ifade, “Hilal ve Salip’in mücadelesi” şeklindedir. Hilal milletimizi ve taşıdığı değerleri ifade etmekte, Salip ise Hıristiyanların, onların haçlarını ve eğer varsa değerlerini anlatmaktadır.
Bütün bu manaları da düşünerek bayraklarımızda, rozetlerimizde, kâğıt ve zarflarımızda kullandığımız, aşkını ise kalplerimize gömdüğümüz amblemimizin manası;
“Dünya gençliğini Hilal’in şefkati çağırır, yeryüzünden zulüm ve sömürünün kaldırılmasını isteriz” şeklinde anlaşılabilir.
Bayrağın zemininde ki açık mavi renk, gençliğin azim ve gayretini ifade etmektedir.
Davası “milli ve manevi değerlerin en üsttün olmasına çalışan gençliğimiz bu gayelerini yeryüzüne ulaştırmakta ki azimlerini bir renkle ifade etsek her halde açık mavi renkten daha iyisini bulamazdık.
29.Mayıs Fetih ve Gençlik günleri kutlamalarında stadyumlarda, kırmızı Türk bayrakları ile mavi MGV bayrakları renk armonisi çok güzel bir görünüm sergilemektedir.
GENÇLİĞİN MOTORU MARŞTIR
Toplum psikolojisi, o toplumu oluşturan insanların aynı duyguları taşıması ve aynı hareketlerin içinde olmasını gerekli kılar. Yoksa o toplum (ümmet) olmaz, kalabalık (Pazar kalabalığı) olur. Pazar kalabalığının müşterek bir aksiyon göstermesi ve müşterek bir reaksiyon sergilemesi mümkün değildir.
Bir insan inanır, adına Müslüman denir. Müslümanlar ilim öğrenmek veya nefis terbiyesi yapmak için âlimlerin yanına gelir veya şeyh efendilere “intisap (onun ailesinden olmak)” eder bu topluluğa cemaat denmektedir.
Ama bu topluluk aynı zamanda bir başkanın etrafında toplanır ve ona biat ederse bu topluluğa da ümmet denmektedir. Ümmet yapısı, “Ben Müslüman’ım” herkesi bünyesine kabul eden bir yapıdır. Böylece o toplum, şairin; “Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez” dediği yapıya erişmiş olur.
Nitekim Peygamberimize yapılan birinci ve ikinci Akabe biatleri ile Ben-i Rıdvan biati, Müslümanları; islama yapılacak saldırılara karşılık verebilecek ve kendi haklarını koruyabilecek bir yapıya kavuşturmuştur.
Bizler, MGV olarak gençlerimizin aynı ruh ve aynı manayı taşımaları ve aynı aksiyon içerisinde olabilmeleri için marşlara ağırlık vermekteydik. Bu konuda söylediğimiz bir sloganımız şu şekildedir.
“Tuğlaları birbirine bağlayan harç, gençleri birbirine bağlayan marştır.”
Marşlarımızın başında, toplantı ve çalışmalarımızda hep birlikte ve tek yürek; Abdurrahim Karakoç’un “Ceddin deden” bestesi ile “HAK YOL İSLAM YAZACAĞIZ” marşı gelmektedir.
- Kör dünyanın göbeğine,/Hak yol İslam yazacağız.
Kuşların göz bebeğine /Hak yol İslam yazacağız.
- Yola, ağaca, pınara/ Esen yele, yağan kara,
Yağmur yüklü bulutlara/Hak yol İslam yazacağız.
- Koç burcuna, yay burcuna/Bebeklerin avucuna,
Minarelerin ucuna,/Hak yol İslam yazacağız.
- Her kes duyacak, bilecek/Saklanmaz gayri bu gerçek,
Yaprak yaprak, çiçek çiçek/Hak yol İslam yazacağız.
Gençlerimizin ellerinde bayrak, yakalarında rozet ve gönüllerinde sevda olarak taşıdıkları Milli Gençlik Vakfı’nın amblemi de taşıdığı mana ile mütenasip bir işarettir.
Bir amblem yarışmasından sonra elde edilen şekilde “G” harfi gençliğimizi ifade etmektedir. Ancak bu gençlik, bir kısım gençliği değil ülkemizde ki bütün bir gençliği kucakladığı gibi İslam ülkeleri gençliği başta olmak üzere bütün dünya gençliğini kucaklamaktadır.
Bunun manası ülkemiz gençliğinin bütün kesimlerine kucakladığı ve bunlar için faaliyetler programladığı gibi İslam ülkeleri gençleri için de programlar yapmakta, dünya gençliği için de çalışmaları sürdürecek bir performansa sahiptir.
Batı âleminin yerli yersiz olayları bahane ederek Müslümanları anarşist ve terörist ilan etmeye kalkıştığı günümüzde bütün dünya gençliğine kardeşane tavırlarla kucak açan Milli Gençlik Vakfı’nın bu hareketi aslında takdir edilmeye değer bir harekettir.
Batıyı Müslümanlar üzerine kışkırtanlar ise sahipleri veya kontrollerinde bulunan Siyonist (İsrail’in dünya hâkimiyeti) olan medya (Televizyonlar, gazeteler) kanallarıdır.
HİLAL’İN ANLAMI
Milli gençliğin dünya gençliği ve özellikle Batı âleminde ki gençlik ile ilgili çalışmaları “ılımlı İslam, semavi dinler… ” formatında değil, sahip olduğumuz milli ve manevi değerlerin onlara tanıtılması ve onların da kendilerine dünya ve ahiret mutluluğu sağlayacak bu değerlere sahip olmasının temini şeklindedir.
Bu sebeple MGV bayrağında ki hilal, Türk bayrağında taşıdığı manayı aynen taşımaktadır. Bilindiği gibi Hilal, İslam’ın bir işaretidir. Bayrağında hilal bulunan millet, bütün işlerini hilalin manasına göre düzenlemektedir, demektir.
Tarih boyunca Hıristiyanların hazırladıkları 19 Haçlı ordusu Müslümanların göğsünde söndürülmüş ve haçlılar isteklerine muvaffak olamamışlardır.
İşte bu savaşlarda karşımıza çıkan ifade, “Hilal ve Salip’in mücadelesi” şeklindedir. Hilal milletimizi ve taşıdığı değerleri ifade etmekte, Salip ise Hıristiyanların, onların haçlarını ve eğer varsa değerlerini anlatmaktadır.
Bütün bu manaları da düşünerek bayraklarımızda, rozetlerimizde, kâğıt ve zarflarımızda kullandığımız, aşkını ise kalplerimize gömdüğümüz amblemimizin manası;
“Dünya gençliğini Hilal’in şefkati çağırır, yeryüzünden zulüm ve sömürünün kaldırılmasını isteriz” şeklinde anlaşılabilir.
Bayrağın zemininde ki açık mavi renk, gençliğin azim ve gayretini ifade etmektedir.
Davası “milli ve manevi değerlerin en üsttün olmasına çalışan gençliğimiz bu gayelerini yeryüzüne ulaştırmakta ki azimlerini bir renkle ifade etsek her halde açık mavi renkten daha iyisini bulamazdık.
29.Mayıs Fetih ve Gençlik günleri kutlamalarında stadyumlarda, kırmızı Türk bayrakları ile mavi MGV bayrakları renk armonisi çok güzel bir görünüm sergilemektedir.
GENÇLİĞİN MOTORU MARŞTIR
Toplum psikolojisi, o toplumu oluşturan insanların aynı duyguları taşıması ve aynı hareketlerin içinde olmasını gerekli kılar. Yoksa o toplum (ümmet) olmaz, kalabalık (Pazar kalabalığı) olur. Pazar kalabalığının müşterek bir aksiyon göstermesi ve müşterek bir reaksiyon sergilemesi mümkün değildir.
Bir insan inanır, adına Müslüman denir. Müslümanlar ilim öğrenmek veya nefis terbiyesi yapmak için âlimlerin yanına gelir veya şeyh efendilere “intisap (onun ailesinden olmak)” eder bu topluluğa cemaat denmektedir.
Ama bu topluluk aynı zamanda bir başkanın etrafında toplanır ve ona biat ederse bu topluluğa da ümmet denmektedir. Ümmet yapısı, “Ben Müslüman’ım” herkesi bünyesine kabul eden bir yapıdır. Böylece o toplum, şairin; “Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez” dediği yapıya erişmiş olur.
Nitekim Peygamberimize yapılan birinci ve ikinci Akabe biatleri ile Ben-i Rıdvan biati, Müslümanları; islama yapılacak saldırılara karşılık verebilecek ve kendi haklarını koruyabilecek bir yapıya kavuşturmuştur.
Bizler, MGV olarak gençlerimizin aynı ruh ve aynı manayı taşımaları ve aynı aksiyon içerisinde olabilmeleri için marşlara ağırlık vermekteydik. Bu konuda söylediğimiz bir sloganımız şu şekildedir.
“Tuğlaları birbirine bağlayan harç, gençleri birbirine bağlayan marştır.”
Marşlarımızın başında, toplantı ve çalışmalarımızda hep birlikte ve tek yürek; Abdurrahim Karakoç’un “Ceddin deden” bestesi ile “HAK YOL İSLAM YAZACAĞIZ” marşı gelmektedir.
- Kör dünyanın göbeğine,/Hak yol İslam yazacağız.
Kuşların göz bebeğine /Hak yol İslam yazacağız.
- Yola, ağaca, pınara/ Esen yele, yağan kara,
Yağmur yüklü bulutlara/Hak yol İslam yazacağız.
- Koç burcuna, yay burcuna/Bebeklerin avucuna,
Minarelerin ucuna,/Hak yol İslam yazacağız.
- Her kes duyacak, bilecek/Saklanmaz gayri bu gerçek,
Yaprak yaprak, çiçek çiçek/Hak yol İslam yazacağız.