Röportaj: EMRE ÖZGÜL
Gül Madde Bağımlılarını Kurtarma ve Gençlik Derneği maddi ve manevi bütün imkanlarını seferber ederek gençleri topluma kazandırmaya devam ediyor. Dernek yaptığı çalışmalarla uyuşturucu batağına düşmüş yüzlerce gencin hayata tutunmasını sağladı
BU İŞİ GÖNÜLLÜ OLARAK YAPIYORUZ
Gül Madde Bağımlılarını Kurtarma ve Gençlik Derneği Kurucu Başkanı Yakup Özkurt ve Sorumlu Müdür Zeki Yiğit ile yaptığımız röportajda, dernek faaliyetleri kapsamında uyuşturucu madde bağımlısı gençlerin topluma kazandırılma sürecini konuştuk. Yakup Özyurt, “Derneğimiz 2011 yılında resmiyet kazandı. 2004 yılından beri gönüllü olarak bu işi yapıyoruz. Derneğimiz, bünyesinde gönüllü doktorları, öğretmenleri ve akademisyenleri barındırıyor” dedi.
GENÇLERİ SAHİPSİZ BIRAKMAYIN
Madde bağımlılığının başlama nedenleri hakkında bilgi veren Gül Madde Bağımlılarını Kurtarma ve Gençlik Derneği Sorumlu Müdürü Zeki Yiğit de “Gençler öncelikle aileleriyle yaşadığı sıkıntılardan, ilgisizlik, girdikleri arkadaş ortamından rahatlıkla etkilenmelerinden yaşanan depresyonlardanve en önemlisi de manevi boşluktan dolayı bu maddelere yöneliyorlar. Bu dönemde gençler kesinlikle dışlanmamalıdır. Onlara maddi ve manevi destek olunmalıdır” diye konuştu
AMACIMIZ GENÇLERİMİZİ KURTARMAK
**Derneğiniz ne zamandan beri faaliyet içinde? Dernek kimlerden oluşmakta? Kurulma amacınız nedir? Madde bağımlısı yaş aralığı nedir? Ve ne gibi faaliyetleriniz var? Resmi olarak derneğe bağlı kaç genç var ve kaç tanesi erkek kaç tanesi bayan?
-Derneğimiz 2011 yılında resmiyet kazandı. Fakat bu işe gönül vermemiz ve gençlerimizi topluma kazandırma çalışmalarımız eskilere dayanmaktadır. 2004 yılından beri gönüllü olarak bu işi yapıyoruz. Derneğimiz, bünyesinde gönüllü doktorları, öğretmenleri ve akademisyenleri barındırmaktadır. Kurulma amacımız ise, madde bağımlıları çocuklarımızı ve gençlerimizi bu illetten kurtarmak. Maddi ve manevi katkılarda bulunarak onlara bu konuda gerekli eğitimleri vermek. Madde bağımlısı yaş aralığı genellikle derneğimizde 13-40. Derneğimize kayıtlı resmi 260 bağımlı kardeşimiz var. Fakat resmi rakamların dışında binlerce insan ile yine iletişim halindeyiz. Bu sayının büyük çoğunluğunu erkekler oluşturmaktadır. Sadece yüzde onu kadar bayan kardeşimiz kayıtlı bağımlı sayısını oluşturuyor. Bizim derneğimize kayıt olmak isteyen bağımlı kardeşlerimizi öncelikle tıbbi bir kontrol altından geçmelerini öngörüyoruz. Bunun için AMATEM birimlerine yönlendiriyoruz. Gerekli bütün müdahaleler yapıldıktan sonra derneğimize davet edip rehabilitasyon sürecine başlıyoruz. Derneğimizde ebru kursları, resim kursları, bilgisayar kursları, Kur'an-ı Kerim eğitimleri, manevi sohbetler, şehirler arası geziler ve sportif faaliyetlerle bu kardeşlerimizi tehlikelerden ve tehlikeleri hatırlatacak bütün şeylerden uzak tutmaya çalışıyoruz.
UYUŞTURUCU KULLANIM YAŞI 13'E DÜŞTÜ
**Madde bağımlılığı nedir? Türkiye genelinde bağımlılık olayları ve uyuşturucu kullanımları arttı mı? Biraz bahseder misiniz?
-Sakinleştirici ve uyarıcı etkileri olan, giderek daha fazla alma isteği ve alınmadığında yoksunluk belirtileri doğuran kimyasal maddelere uyuşturucu madde adı verilir. Uyuşturucu madde bağımlıları, çoğunlukla kullanımı kontrol edebilecekleri düşüncesiyle madde kullanmaya başlarlar. Oysa bağımlılığın nasıl gelişeceği öngörülemez, bir kez kullanım dahi son derece risklidir. İlk kullanımdan sonra tekrar tekrar madde alma ihtiyacı doğar. Aynı uyuşturucu etkinin sağlanması için kullanım sıklığı veya miktarı artar. Bu kısır döngünün yerleşmesiyle kişi bağımlılık sürecine girmiş olur. Bu süreç olarak bir rahatsızlıktır. Bağımlılık sürecinde en tehlikeli dönem maddeye olan ihtiyacın hissedilmesidir. Bu olay risk teşkil ediyor. Türkiye genelinde bu risk artmış durumda. Uyuşturucu madde kullanım yaşı 13'e kadar düşmüştür. Bu çok vahim bir olaydır.
GENÇLER KESİNLİKLE DIŞLANMAMALI
**Gençleri uyuşturucu madde kullanımına iten sebepler nelerdir? Bu nedenleri birkaç konuyla sınırlamak yanlış mıdır? Ama bağımlılığı tetikleyen en önemli sebep sizce nedir? Bu durumun azaltılması için neler yapılmalı?
-Gençler öncelikle aileleriyle yaşadığı sıkıntılardan, ilgisizlik, girdikleri arkadaş ortamından rahatlıkla etkilenmelerinden, flört döneminde yaşanan depresyonlardan ve ayrılmalardan en önemlisi de manevi boşluktan dolayı bu maddelere yöneliyorlar. Bu gibi sebepler gençleri bu maddelere yönlendirerek rahatlıkla onları bağımlı hale getirebiliyor. Bu dönemde gençler kesinlikle dışlanmamalıdır. Onlara sevgi ve muhabbetle yaklaşılmalıdır. Gençlerin bilerek kendilerini bu duruma sokacaklarını zannetmiyorum. Belli bir süreden sonra akıl ve bilinç kaybolduğu için istem dışı fonksiyonlar harekete geçiyor. Onlara suçlu muamelesi yapılmamalıdır. Her türlü imkan kendilerine seferber edilmelidir. Her bir mahallede sosyal tesislerin kurulması lazımdır. Manevi eğitim merkezleri açılarak boşluklar bu maneviyatla doldurulmalıdır. Bu olayların olduğu yerlere ve o gençlere sahip çıkılmalıdır. Bu gençlerle yakından ilgilenip sevgi gösterilmelidir. Risk boyutu ve talep ancak bu şekilde azaltılabilir.
**Konya'da bonzai vakası şikayeti duydunuz mu hiç? Kısaca ifade eder misiniz?
-Şükürler olsun ki o olay ile ilgili en ufak bir duyum almadık. Merkeze böyle bir şikayet gelmedi. Bu kadar acıklı olayların içinde bonzai vakasının duyulmaması yüreğimize bir nebzede olsa su serpiyor. İnşallah bu süreç Konya'da değil bütün Türkiye'de biter.
**Ankara'da 1. Uyuşturucu Şurasına katıldığınızı belirttiniz. Sizce bu kapsamda alınan kararlar bu olayların büyük bölümünün önüne geçecek nitelikte mi?
-Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu'nun bu şura kapsamında çok güzel mesajları vardı. Bu mesajlar derneğimiz olarak bizleri çok memnun etti. Şuradan sonra koruyucu tedbirlerin arttığını bütün vatandaşlarımızın bilmesini isterim. Sayın Davutoğlu, uyuşturucu bağımlılığını, mekanla ve nesille sınırlı olmayan bir sorun olarak nitelendirdi. Sorunların çok baş edilemez noktaya geldiği anda tedbir almakla kalınırsa, sadece tedaviye dönük tedbirler olacağını ve koruyucu aşamada. toplumsal bilincin önemli olduğunu vurguladı. Toplumun her katmanında buna bu soruna ilgiyi ve özeni uyandırmanın gerekliliğinden bahsetti. Bunların hepsi birer koruyucu kapsamdır. Bu kapsamda sıkıntıların bir nebze de olsa azaldığının canlı şahitleriyiz. Bundan sonra denetimlerin daha da sıklaşacağından hiç şüphemiz yok. Çalışmalar böyle devam ederse illa ki büyük bir sıkıntının engellenebileceğini tahmin ediyoruz.
HIRSIZLIK OLAYLARININ YÜZDE 60'I MADDE BAĞIMLILIĞINDAN
**Son kez bir soru sormak istiyorum. Madde bağımlısı gençler kadar ailelerde büyük sıkıntılar içerisinde. Bunu rahatlıkla görebilirsiniz. Peki içinizi çok burkan bir madde bağımlısının aile dramıyla karşılaştınız mı? Ailelere bu süreçte neler düşüyor? Çocuklarına nasıl davranmalılar?
-Çocukların ve gençlerin ailelerinin gözünün önünde eriyip bitmesi herkesten çok anne ve babayı etkiliyor. Onlarda çaresiz. Çaresiz bakışlar arasında gün geçtikçe çocuklarından biraz daha uzaklaşıyorlar. Aile de stres çok. Madde bağımlısı gençler ev içerisinde olay çıkartıyor. Krize girdiği an evde sinirlerine hakim olamadan herşeyi yapabiliyor. Maddeye ulaşabilmek için evde ne varsa çalıp götürüp satıyor. Belirli bir süreden sonra bu durumda doyum sağlamadığı için hırsızlık yapmaya, insanları gasp etmeye yöneliyorlar. Akıl ve bilinç gittiği için mantıklı karar vermeleri mümkün olmuyor. Türkiye'deki hırsızlık olaylarının büyük çoğunluğu, madde bağımlılarının maddeye duyduğu ihtiyaç sonunda doyum sağlamak için giriştikleri faaliyetler. Ben size sorayım. Siz bir anne ve baba olsanız gözünüzün önünde tüm bu olaylar cereyan etse neler hissedersiniz? Kahrolursunuz değil mi? Unutmam bir keresinde bir anneden çok iç yakan bir cümle duymuştum. Oğluna Allah, ya senin canını alsın ya da benim canımı alsın demişti. Hemen kendisine sordum insan hiç evladına bunu der mi diye. Bana ben her gün evladımı bu şekilde görmekten öldüm. Dermanım kalmadı. Ölse hiç değilse ikimizde azından bu kadar acı çekmeyiz demişti. Karşılaştığımız çok acıklı durumlar oldu. Fakat bizim derneğimizin kurulma amacı tam da bu konuda hem aileye hem de madde bağımlısı kardeşlerimize hizmet sunmak. Burada kardeşlerimize verdiğimiz eğitim kadar ailelerine de eğitim veriyoruz. Anne ve babaların göz yaşlarını birlikte silelim.