Günümüzde kötü davranışların yaygınlaşmasında internet ve sosyal medya etkinken, kötü alışkanlıkların gence bulaşmasında arkadaşın etkisi inkar edilemez. Elbette ki, anne-babanın temel ahlâkî davranışları gence yerleştirmedeki, ehemmiyeti büyüktür. Ancak yaş ilerledikçe, genç üzerinde arkadaşın etkisi daha bir artar. Hayâtının en fırtınalı dönemini yaşayan genç, sürekli anlaşılmamaktan, dert yanıp durur. Bu sâikle, gençler şikâyetlerini paylaşacak arkadaş ararlar. Bilindiği üzere arkadaş, insanı vezir de eder, rezil de. Bu hususta, gençlerin hep önünü açan, İki Cihan Sultânı, Peygamberimiz aleyhisselâm’ın hadisi şerifleri birer nasihat niteliğindedir; ‘Kişi dostunun dîni üzeredir. O halde her biriniz, dost edindiği kişiye dikkat etsin.’ (Tirmîzi, Zühd, 45) ‘Kişi sevdiğiyle berâberdir.’ (Tirmîzî, Zühd, 50) Buyururlar. Bu sebeple gençlerin doğru arkadaş seçmesi, hayatlarının doğru istikâmetlenmesine sebeptir. Allâh’ı ve Peygamberi seven arkadaşlar, iki dünyâda da, birlikte olurlar.
Kötülük ve çirkinliklerden, aynı zamanda günahlardan kaçınmak, gençlere iyilik ve güzellik yollarını açar. Böyle gençleri Allah Teâlâ’da sever, Peygamberi’de. Zira yüce Peygamber aleyhissalâtu vesselam; ‘Allah kötülüğe iltifat etmeyen genci, emsallerinden üstün tutar.’ (Feyzu’l-Kadir, C.2, s.263, Hadis no:1799) buyuruyorlar. Bu hakikat, gençler için, güzel bir müjdedir. Bugün gençler, okul hayatlarına başladıklarından, üniversiteye varana kadar âdeta bir yarış atı misâli, devamlı en güzel puanı alabilme mücâdelesi verirler. Aslında kişiler çalışarak başarılı olurlar, ama asıl o başarıyı ihsan eden, Rabbül Âlemîn’dir. Ancak Cenâbı Hakk’ın inâyetiyle o kişi diğerlerinden üstün olur. İşte aynen bunun gibi, gençlerin sürekli olarak günaha teşvik edildiği bir devirde, kötü alışkanlıklar edinmekten ve günahlardan kaçınarak, ibâdetlere yönelen genç, Hak katında elbette diğer emsallerinden üstündür. Tabi bunun için lafta değil, özde iman şarttır.
Bir gençte özde, güçlü bir imâna erişmenin risk sınırı vardır ki, o da ‘Namaz’dır. Geçmişten bugüne insanları namaza çağıran, ‘Ezânı Muhammedî’nin müminlere verdiği mesaj şudur; ‘Haydi Yüce Yaratıcı seni namaza çağırıyor, abdestini al, câmiye gel, cemaate katıl.’ Ancak; nefis ve şeytan, kötü arkadaş ve çevre; ‘Boş ver ya, namazı! Daha gençsin, bu yaşta namaz mı olurmuş? Yaşlanınca kılarsın.’ Hezeyanlarını, zihne ve yüreğe yığıyor. Sanki namaz sâdece yaşlılara has bir ibâdet! Erişkinler bundan muaf mı? Âyetlerde böyle bir ibâre var mı?
Bâzı gençler, haftada bir cumâ namazlarını, senede iki defa bayram namazlarını kılarlar, Ramazan ayı gelince de terâvih namazına da giderler. Hatta mübârek Ramazan ayının mübârekliğinden istifadeyle, beş vakit namaz kılmaya da, niyet ederler, Ramazan bitiminde başlarlar ama sonra devâmı gelmez. Kimileri, nefse uymaktan, şeytana aldanmaktan kimileri de ihmalkarlıktan, arkadaşa kanmaktan diyerek, türlü mazeretler sıralarlar. Oysaki namaz, İslâm dîninin beş temel esaslarından biridir. Şerefli kitâbımızda 70 den fazla âyeti kerime, namaz emredilmektedir. Allah Azze ve Celle’nin, namaz kadar ısrarla üzerinde durduğu bir başka ibâdet yoktur.
Namazla cennet istenir, cehennemden korkulur. Namaz kılmayanların hâli, ebedi âlemde haraptır. Müddessir sûresinde cehenneme girenlere, Cennete girenler, Sekar Cehennemine girenlere, cennete girenler uzaktan seslenirler: “Onlar cennetler içinde sorarlar. Günahkârların durumunu: ‘Sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir?’ Diye. Onlar şöyle cevap verirler: ‘Biz namaz kılanlardan değildik, Yoksulu doyurmuyorduk, (Bâtıla) dalanlarla birlikte dalıyorduk, Cezâ gününü de yalan sayıyorduk.’ Sonunda bize ölüm geldi çattı.” (Müddessir, 40-47) Bu kadar dehşetli uyarılar varken, nasıl olur da, Allah Teâlâ’nın emirlerine karşı duyarsız kalınabilir? Sanki (haşa) Rabb’imizin emirlerine âdeta kafa tutar gibi; ‘Sen ne dersen de, ben bildiğimi okurum’ (haşa) ya da; ‘Benim namazdan daha önemli işlerim var’, dercesine bir tavır alınabilir? Bu kabul edilemez!!! İnsanlar kendi hür iradeleriyle seçimlerini doğru yapmalılar ki, sonu hüsran olan acıklı azaplara düçâr olunmasın. Gençler bu yönlü, akıllarını doğru yönde kullanmalılar. Zira son pişmanlık fayda vermez.
Diğer yazımızda da aynı hususa değinmek üzere, şimdilik, hayırla kalınız. Cumânız mübârek olsun.