Teknoloji ilerleyeli aileler birbirlerine yeteri kadar zaman ayıramıyor. Çünkü teknolojiye harfiyen uyan aileler birbirlerine zaman ayırma nihayetine ulaşamıyor. Bunun neticesinde çocuklar tembelliğe alışıyor, bu alışkanlık ise sadece okul başarısını etkilemekle kalmıyor; sosyal, zihinsel ve duygusal olarak da çocuğun gelişimin yavaşlatıyor.
Çocuklarımızın geleceğinin açık olmasının yolu onlara zaman ayırmaktan geçer. Çocuğumuza ayırdığımız zamanın süresi değil, kalitesi önemlidir. Günümüzde öğrencilerin korkularından biri yalnızlıktır. Yalnızlık; umutsuzluk ve devasızlıkla buluştuğunda ise oturup ağlamamız bize fayda vermeyecektir.
İnsanoğlu gençliğin hevesiyle yeteri kadar hesap yapamıyor. Yaşlandığında ise yılların hesabını yapmaktan kaçınıyor. Çünkü bu defa da önünde kalan zamanın hesap yapmaya yetecek bir süre olup olmadığını göremiyor.
Yalnızlık ve zaman ayıramama gibi sorunların ilacı sorunu zamanında öğretmekten geçer. Hem anne hem baba hem de öğretmen öğreticilerdir. Öğretmenlik peygamber mesleğidir. Bir öğretmenin ödülü yetiştirdiği öğrencileridir. Bir anne babanın ödülü ise sevgi ile dolu, öldüğünde arkasından dualar edecek evlatlardır. Bu noktada öğretmenlik, vicdanla yapılan ve heyecan isteyen kutsal bir olgudur.
Her insan bir binaya benzer. Hayatta inşalarla durmadan devam eden ancak ölümle son bulan bir devamlılık gösterir. İnsanların eseri olan insanlıkta bir inşa’dır. Bu inşanın mimarları ise öğretmenlerdir. Bu bina ancak ve ancak sevgi ve aşkla dikilebilir.
Bazen bir kuşu sudan kurtarmak, bir ağaca su vermek, bir kediyi ağaçtan alıvermek, bir yaşlı insanı karşıdan karşıya geçirmekte sevgi göstergesidir. Bu sevgi yumağının hepsi bir insanlık aşkını gösterir.
Geleceğin mimarı olabilecek sevgili evlatlarımızın iyi bir yere gelmesi ve gurur kaynağı olması için lütfen onlara gerekli olan ilgiyi gösterelim ve onlara zaman ayıralım
Saygılarımla…