Geleceği şekillendireceğiz

Her biri farklı bir hayat hikayesine sahip olan Suriyeli öğretmenler,  iç savaş nedeniyle eğitim hayatı kesintiye uğrayan çocukların, eğitimini sürdürmesini istiyor. Öğretmenler, yeni eğitim ve öğretim yılına hazırlanmak için MEB ve UNICEF tarafından düze

Suriye'deki iç savaş, 6 yılı geride bıraktı. Birçok alan ve bölge, iç savaşla büyük zarar gördü. Suriye'deki okulların büyük çoğunluğuna bombalar atıldı. Sınıflarda ders gören bazı öğrenciler, Esad rejimi tarafından kaçırıldı. Eğitim, uzun bir süre kesintiye uğratıldı. Baskıdan kurtulmak için Türkiye'ye kaçan ve eğitim hayatından ayrı kalan sığınmacı çocuklar, eğitim hayatını devam ettirmek istiyor. Türkiye'nin farklı illerinden Milli Eğitim Bakanlığı ve UNICEF tarafından düzenlenen kursa katılmak için gelen Suriyeli öğretmenler de çocukların, eğitim hayatını kaldığı yerden devam ettirmesini istiyor. Sığınmacı çocukların eğitim seviye ve kalitesinin yükseltilmesi için yeni eğitim ve öğretim sezonuna var gücüyle hazırlanıyor.

AĞAÇLARIN ALTINDA EĞİTİM VERDİK

Suriyeli Felsefe öğretmeni Ahmet Mustafa. 33 yaşında ve 10 yıldır öğretmen. Öğretmenlik mesleğinin kendisi için ne kadar önemli olduğunu belirten Mustafa, “Hayatta iki amacım var. Birincisi okuyup, öğretmen olmaktı ikincisi de sevdiğim insanla evlenmekti. İkisini de başardım” dedi. Zor şartlar altında okuyan Mustafa, “Dayım öğretmendi, hep kendime onu örnek aldım. Kış ayları köyümüzde çok soğuk olurdu ve evimizin önünde dere vardı. O dereden bazen geçemezdik. Köyümüzde okul vardı ama öğretmen sayısı azdı. Okuyup memleketime ve milletime faydalı olmak istedim. Felsefe, her alanla ilişkili özellikle insan psikolojisini ağırlıklı olarak kapsadığı için öncelikli tercihim oldu. İnsan yetiştirmek, bir toplum için en öncelikli şey. Çevremizdeki okulları hep bombaladılar, geceleri korkudan uyuyamazdık. Bomba atılan bölgeden uzaklaştık, gittiğimiz yerde okul yoktu. Çocuklar eğitim hayatından uzak kalmasın diye onlara ağaçların altında bile eğitim verdik. Yıllarca ücretsiz çalıştığımız zamanlar da oldu. Ama ne olursa olsun ömrümün son nefesine kadar, bu mesleği yapmaya devam edeceğim” şeklinde konuştu.

SOKAK ÇOCUĞU OLMALARINI İSTEMİYORUZ 

Suriyeli Samra Alali, İngilizce öğretmeni ve 3 dil biliyor. Yaşadığı onlarca sıkıntıya rağmen, öğrencilerine yönelik içinde hep bir sevgi ve ümit beslediğini söyleyen Alali, “Suriye'de sınır bölgesinde öğretmendim. Çok baskın yedik. Öğrencilerimin bazıları esir alındı. Bunlara bir kadın olarak dayanamadım. Türkiye'ye geldim. Şimdi sıra Türkiye'deki Suriyeli çocukları eğitebilmek. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bizlere verilen kursla yeni eğitim ve öğretim yılına var gücümüzle hazırlanıyoruz. Yeni insanlarla tanışmayı çok seviyorum. Ne olur, hiçkimse eğitimden bir an bile uzak kalmasın” cümlelerini kullandı. 

ÖĞRETMENLİK EN KUTSAL MESLEK

Sahra Osman, 28 yaşında ve Arap Dili ve Edebiyatı öğretmeni. Eğitimin yanında çocuklara ahlak bilgisinin ve kurallarının da iyi öğretilmesi gerektiğini vurgulayan Osman, şunları kaydetti: “Bizim bulunduğumuz yerde bombalama olayları olmadı. Ama üzerimizde müthiş bir psikolojik baskı kuruldu. Bu baskıdan birçok öğrencim zarar gördü. Öğretmenlik, çok kutsal bir meslek. Geleceği şekillendiren çocuklara değer verilmeli. Suriyeli sığınmacı çocuk ve gençlerin eğitim ihtiyacını karşılayacak nitelikli öğretmen sayısı çok az. Aldığımız kursla, bu ihtiyaca cevap verecek potansiyele kavuşacağımızı biliyoruz. Eğitimin kalitesi her zaman için artırılmalı.”

MENDİL SATAN ÇOCUKLARI TOPLADIK

Röportaj yaptığımız öğretmenler arasında en tecrübelisi olan ve 20 yılı aşkın bir süredir eğitim veren Matematik öğretmeni Lamıya Alvıso, dünyaya bir daha gelse yine öğretmen olmayı tercih edeceğini dile getirdi. Meslek hayatı boyunca binlerce öğrenci yetiştirdiğini belirten Alvıso, şöyle konuştu: “Esad rejimi eğitimi kesmek için elinden geleni yaptı. Ders işlerken okullarımız dahi bombalandı. Son üç yıldır Suriye'de eğitime ait hiçbir şey yok. Eğitim kalitedir. Gelecek nesiller bilinçli olarak, ümmetin kurtuluşudur. Konya'ya kurs görmek için İstanbul'dan geldim. İstanbul'da her yaş grubuna ayrı ayrı dersler veriyoruz. Zaman kaybı çok olduğu için yoğunlaştırılmış programlar yapıyoruz. 2 yılın dersini toplamda 1 yılda veriyoruz. Öğretmenlik, fedakarlık gerektirir. Türkiye'de mendil satan 150 tane çocuğu sokaklardan toplayarak eğitime kazandırdık. Ölene kadar hizmetimi devam ettireceğim. Para benim için çok da önemli değil.”

TARİHİMİZİ BİZE YANLIŞ ANLATTILAR

 Kurs görmek için Konya'ya gelen ve İstanbul'da bir geçici eğitim merkezinde okul müdürü olan Arap ve İlahiyat bölümü öğretmeni Maazen Raşid'de şöyle konuştu: “Suriye'de büyük bir siyasi kriz vardı. Nusayriler, kendi inançlarını yaymak için elinden geleni yapıyorlardı. Müfredatta çok büyük yanlışlıklar vardı. Tarihimizi bize hep yanlış anlatıyorlardı. Osmanlı Devletini bize düşman olarak göstermek istiyorlardı. Çocuklara, rejimin buyruğu altındaymış gibi davranılıyordu. Allah, bana bu mesleği bazı mesajları yaymak için verdi. Bu meslek benim boynuma borç. Kur'an-ı Kerimin ilk emri bile (İkra) yani oku. Okumalıyız, bizlere yanlış anlatılan bu tarihi doğru kavramayı bilmeliyiz. Gördüğümüz kurs hem öğretmenlerin hem de öğrencilerimizin bilinçlenmesi için büyük bir önem arz ediyor.”

EMRE ÖZGÜL merhabahaber.com

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri