Eskilerin haklı bir sözü vardır; ‘Azgınlık bozgunluk getirir’ diye, bu gerçekten böyledir. Sen bir yaratılmış olarak, Kâinâtın Mutlak Sâhibi’nin emir ve yasaklarının dışına çıkacaksın, O’nun hükümlerini hayâtından çıkarıp yerine insan yapımı kânunlar koyacaksın hatta o kânunlara dahi uymayıp arsızlık edeceksin… Kardeşim senin sonunun hayır olmadığı, bu gidişin aynıyla devam etmesiyle de olmayacağı açık ve net. ‘Eden bulur dünyâsı’ dememişler miydi?
Bu kadar yanlışlıklar, hak-hukuk tanımamazlıklar, insanların önce zavallı konumuna düşürülüp sonra üzülmesi-ezilmesi, zulümler, işkenceler, mahpusluklar, zindanlarda eziyetler, tecâvüzler, güçlülerin dünya tetikçiliğine soyunması ve dahi insanlığı yok etmeye doğru bir gidiş… Bunlar helak sebepleri değil de ne? Dünya insanlık târihinde kavimlerin azmasının sonucunda belâ ve musibetler gelmiştir, bugün de bu böyledir.
‘Câhil cesur olur’, derler. İnsanlar nice rezillikleri, kepâzelikleri, insanlık haysiyetine sığmayan en ağır cürümleri korkusuzca işleyebiliyorlar. Neden? Cehâletlerinden dolayı, kibirlerinden dolayı, kendi bildiklerini en doğru sandıklarından dolayı. ‘Kork Allah’tan korkmayandan’ sözü gereği, kendini yaratan yüce Yaratıcı’dan korkmayandan her türlü melanet beklenir. Hatta bir de aklını put edinen, kendini ‘en akıllı’ zannedip aslında ‘en akılsız’ olup Cenâbı Hakk’ı inkar eden zavallı, ukala bir gurup var. Kur’an’ı ve O’nun şanlı Rasûlünü inkar edenler var. Allah Teâlâ onlara acısın, doğrusu biz acıyoruz. Hakk’ı bilmeyenler o korkunç günde perişan olacaklar…
İşte bilim ve teknolojinin geliştiği şu çağda, ‘corona virüs’ denen dünyâyı sarsan minicik bir virüsten dolayı bir buçuk milyon insan öldü. Hani niye bir şey yapamıyorlar? Araştırmalara göre dünyâda toplam 420 bin ton insanı evine kapatan virüsün, dünyâdaki vâr olan ağırlığının hepsi sâdece ‘1 gr.’ Bu ‘1 gr.’lık virüs dünya ülkelerinin kapılarını birbirine kapattı, ülke ekonomileri dibe vurdu, yüzlerce şirket iflas etti, yüz milyon insan işsiz kaldı, 20 trilyon dolar kaynak tükendi, üretim ve tüketim durdu, borsalar düştü, para piyasalarında târihi krizler yaşandı… Bu illet bütün dünyâyı altüst etti, onca gelişmişliğe rağmen neden bir şey yapamıyorlar? Çünkü bütün güç ve kuvvetlerin ötesinde bir Allâhu Azûmüşşan var. Her şeyin ihâtâsı, O’nun sonsuz kudret elinde, her şey yalnızca O’nun dilemesiyledir. Allah Teâlâ, ‘ol’ derse olur, ‘kaybol’ derse kaybolur ‘virüs’. Yeter ki, Allah Azze ve Cell istesin.
Tabi bunun yanında insanların yıktığı pek çok yıkılmaması gereken şeylerde, iyileşme olduğunu da, bilmek lâzım. Bütün insanlığa musallat olan bu illet vesilesiyle araştırmaların bahsettiğine göre tam 45 savaş durdu, dünya üzerinde toplam hava kirliliğinin % 75’i temizlendi, bilhassa büyük şehirleri felç eden trafik azaldı, ahlaksızlık boyutuna varan insan temâsı sonlandı, dünyâda iki milyon öğrenci tâtil yaptı, insanlar temizliğe yöneldi. Ama her şeyden önce insanlar, bu virüs sebebiyle eşitlendi. Zengin-fakir, iyi-kötü, güçlü-güçsüz herkesler eşitçe bu virüsle karşılaştılar ve dahi karşılaşıyorlar. Yâni zenginler, üst meslek sâhibi insanlar, vicdansızlar bunun dışında kalmadı.
Bilindiği üzere son senelerde insanların çoğunda, pek çok şeye sâhip olmalarına rağmen bir şikâyetlenme hâli vardı. Ebeveynler evlatlarından, evlatlar ana-babalarından, konu-komşu ve akrabalar birbirlerinden, esnaf müşterilerinden, müşteriler güvenilmeyen esnaftan, câmi hocaları cemaatten, cemaat câmi hocalarından, âmir memurundan, memur âmirlerinden hep şikâyetçiydiler. İnsanlar birbirlerinin kıymetini bilmeden, günahtır demeden, kişisel hak ve hukukları çiğneyerek, birbirleri hakkında atıp tutuyorlardı. Haydi bakalım, şimdi o hiçten yere şikâyet ettiğiniz insanları göremiyor, görüşemiyorsunuz. Virüsten önceki zamanlarda yakınlar arası mesâfe koyanlar şimdi isteseler de bir iletişim içine giremiyorlar. Siz Hak Teâlâ’nın emirleriyle aranıza mesâfe koyarsanız, O (c.c)’da sizinle yakınlarınızın arasına böyle mesâler koyar. ‘Ne doğrarsın aşına o çıkar karşına’ denmiyor mu?
Rabb’im sonumuz hayretsin inşaALLAH.