Gazetecilerin mesleki açıdan en zor yıllarından biriydi 2018 yılı. Sadece Türkiye'de de değil dünya genelinde gazeteciler baskılara uğradı, işlerinden kovuldu. Yetmedi konsolosluk bahçesinde öldürüldü. Tecavüze uğradıktan sora öldürülen bayan gazeteciler bile oldu...
**
Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu binasında Suudi suikast timi tarafından feci şekilde öldürülen Cemal Kaşıkcı cinayetini sadece Türkiye değil tüm dünya konuştu. Bugüne kadar gazeteciler defalarca suikaste uğradı. Ama böyle bir cinayet bir ilkti...
**
Dünyada ilk defa bir ülke, başka bir ülkede kendi konsolosluk binasında bir gazeteciyi öldürdü. Hem de vahşice hunharca. Cemal Kaşıkcı'nın öldürüldükten sonra cenazesinin önce parçalandığı sonra da cesedinin eritildiği iddia ediliyor..Dünya basın tarihine geçecek bir cinayetti bu olay...
**
2 Ekim 2018 tarihinde evlilik evraklarını almak için girdiği Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'ndan bir daha sağ olarak çıkamayan Cemal Kaşıkcı'nın cesedinin akıbeti de belli değil. Nişanlısı Hatice Cengiz, Cemal Kaşıkcı'nın konsolosluktan çıkmadığını eski AK Parti Milletvekili Yasin Aktay'a bildirmeseydi kimsenin haberi olmayacaktı...
**
Dünya görüşü ne olursa olsun, siyasi görüşü ne olursa olsun bir gazetecinin cinayete kurban gitmesi kabul edilebilir bir durum değil. Bu ülke Uğur Mumcu, Hrant Dink, Ahmet Taner Kışlalı, Abdi İpekçi, Necip Hablemitoğlu gibi gazetecilerin öldürülmesini hiç unutmadı...
**
Cemal Kaşıkcı cinayetinin dünya gündemine bu kadar gelmesinde çalıştığı gazetenin etkisi çok büyük oldu. Washington Post Gazetesi'nde çalışan dünya çapında bir gazeteci olmasa bu cinayet belki de bu kadar ses getirmeyecekti...
**
Bulgaristanlı bayan bir meslektaşımız Victoria Marinova da faili meçhul bir cinayete kurban giden gazetecilerden diğeri. Bulgaristanlı Araştırmacı Gazeteci Victoria Marinova ülkesinin Ruse şehrinde vahşice öldürüldü...
**
TVN isimli özel kanalda “Dedektör” adlı programı sunan 30 yaşındaki gazeteci, iş insanları ve siyasetçilerle bağlantılı olan Avrupa Birliği fonlarıyla ilgili yolsuzluk iddialarını araştırıyordu. Bulgaristanlı yetkililer Marinova’nın, tecavüze uğrayıp öldürülen bedeninin cumartesi günü bir parkta bulunduğunu açıkladı.
**
Marinova, son bir yıl içinde Avrupa Birliği ülkelerinde öldürülen üçüncü gazeteci oldu. Maltalı gazeteci Daphne Carauna Galiza da otomobiline düzenlenen bombalı saldırı sonucu öldürüldü...Galiza da ülkesindeki yolsuzlukları araştırıyordu...
**
Şubat 2018'de ise Slovakyalı Gazeteci Jan Kuciak evinde ölü bulundu. Her 3 gazeteci de ülkelerindeki politikacılarla iş insanları arasındaki şiabeli ilişkileri ve yolsuzluk iddialarını araştırıyordu...Bu cinayetler sürekli basın özgürlüğünden dem vuran AB ülkelerinde yaşandı....
**
Sadece Türkiye'de değil dünya genelinde gazeteciler kelle koltukta çalışmaya devam ediyor. Medeniyetin beşiği olarak adlandırılan Avrupa Birliği ülkelerinde bile gazeteciler suikas sonucu hayatını kaybediyor. .
**
Rusya, Suriye, Ukrayna, İran gibi ülkelerde de çok sayıda gazeteci ya görev başında hayatını kaybetti ya da uğradığı bir suikast sonucu öldü...Yolsuzlukları, hırsızlıkları, ülkelerinde yaşanan her hangi bir olumsuzluğu yazmaya çalışan gazetecilerin işi gerçekten çok zor...
**
Dünya basını, ulusal basın ve yerel basın çalışanları son dönemlerde sadece ekonomik sorunlarla değil baskılarla da boğuşuyor. Deyim yerindeyse kelle koltukta çalışıyoruz hepimiz. Kamu görevi gören gazetecilerin çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve daha demokratik ortamlarda gazetecilik yapmasını temenni ediyorum...
**
Özgür basın bir ülkenin nefes borusudur. Medyası özgür olmayan toplumlar çürümeye mahkumdur. Fikir özgürlüğünün olmadığı toplumlarda gelişmeden söz etmek bir ütopyadır. Sözün özü 2018 yılı hem Türk basını hem de yabancı basın için zor ve hatırlamak istemeyeceği bir yıl oldu…