Konya Aydınlar Ocağı’nın Selçuklu Salı Sohbetleri’nde, 11 Aralık 2018 Salı günü vefat eden Konya Folklor Ustası ve Gazeteci – Yazar Seyit Küçükbezirci anıldı. Konya Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, Seyit ağabeyin bugün burada ‘10. Vefat Yılında Şair Fazıl Hüsnü Dağlarca’yı anlatacağını ifade ederek “Rabbim seviyormuş, onu katına aldı ve Hakk’a yürüdü. Mekânı cennet ve ruhu şâd olsun. Programı biz aksatmadan kaldığı yerden bu sefer o anlatacakken, dostları, sevenleri, arkasından halifesi olarak gelenler onu yâd edecekler burada. Ben Seyit ağabeyi 30 senedir tanırım. 1988’den beri çok iyi hatırlıyorum. STK’larda ve kültür mekânlarında karşılaşıyorduk. O ya konuşmacı olurdu ya da konuşmacıya katkıda bulunurdu. Ama her seferinde gündemde olurdu. Dolayısıyla biz her seferinde ondan istifade ederdik. Konya folklorunun dayeni, ustasıydı. Düzgün ve dobra bir insandı. Mürailiği sevmezdi. En çok kızdığı insanlardan birisi bendim. Dolayısıyla vefatının hemen akabinde ona ilk programı en kızdığı insanlardan birisi yapıyorsa, bir düşünün sevenleri neler yapmaz... Dolayısıyla benden yana her şeyiyle hakkım helal olsun. Konya kültürü çok şey kaybetti” dedi.
“AYDINLAR OCAĞI BİZİM SÜLALEMİZ”
Av. Fatma Şeref Polat da, Seyit Küçükbezirci’nin kendisini anlatan en rahat konuşmasını geçtiğimiz yıl Konya Aydınlar Ocağı’nda yaptığını hatırlatarak başladığı konuşmasında, “Seyit Bey, bize, o toplantı çıkışında “Aydınlar Ocağı bizim sülalemiz. Ben burada kendimi aile içinde gibi hissediyorum. En rahat burada konuşabildim” demişti. Onun hayatta birden fazla şapkası, farklı başlıkları, rolleri ve kimlikleri vardı” dedi. Seyit Bey’le TYB’de 2012’nin aralık ayında yeni çıkan kitabını imza töreninde tanıştığını kaydeden yazar Fatma Polat, hastalığı hakkında bilgiler verdikten sonra unutamadığı bazı hatıralarını paylaştı. Konya’ya yeni atanan Vali Muammer Erol’a, sabahın erken saatinde giderek “beni nasıl karşılayacak” diye deli numarası yaptığını da anlatan Polat, Vali Bey’in ondan usta çıktığını söyledi. Sonra Vali Erol Bey’le abi-kardeş olduklarını ifade eden Polat, “Ben kendisine Seyit Hoca demeyi tercih ederdim. Çünkü onun gençler üzerinde etkisine çok şahit oldum” dedi. Seyit Bey’in kendisi hakkında çıkan bütün yazıları topladığını ve bir kitap haline getirdiğini ve yakında çıkacağını bildiğini kaydeden Polat, dine bakış açısıyla ilgili bir soruyu ise şöyle cevaplandırdı:“Dinin Allah ile kendi arasında olduğuna inan bir insandı. Ben günahkâr olabilirim. Ama müşrik değilim, derdi. Dini bazı sözleri (s.a.v) söyleyemiyordu. Fakat tevhid kelimesini çok kullanırdı.”
SAKAOĞLU: “RUHU ŞÂD OLSUN”
Prof. Dr. Saim Sakaoğlu ise, kendi kafa kâğıdını göstererek erkekler açısından bunun bir belge niteliği taşıdığını ifade ederek 1943 doğumlu olan Seyit Bey’le aralarında dört yaş fark olduğunu ve muhakkak onun da bir kafa kâğıdının olduğunu söyledi. Kendisinin Konya Lisesi’nde okurken Seyit Beyin de Ticaret Lisesinde okuduğunu söyleyen Sakaoğlu, Türkiye’nin çok ünlü bir edebiyat öğretmeni olan Cahit Özdelli’nin onlara Türk Dili ve Edebiyatı dersi verdiğini kaydederek 1958’de, Konya Lisesi’nde Özlem adında bir dergi çıkardıklarını ve Halk edebiyatıyla ilgili ilk yazının da Seyit Küçükbezirci’ye ait olduğunu ifade etti. Sakaoğlu, sözlerine şu kelimelerle son verdi: “Konya’nın bir Seyit Küçükbezirci’si vardı. Kıyamete kadar da var olmaya devam edecek. Ortaya koyduğu eserler, yetiştirdiği elemanlar, hakkında yazılan tezler onun, ebediyyen yattığı makamında asla unutulmayacağının en güzel işaretleridir. Ruhu şâd olsun.”
Şairler Kul Remzi, İbrahim Demirtaş, İsmail Detseli ve Gönül Gözü Derneği Başkanı Derviş Ahmet Şahin de, Seyit Küçükbezirci için yazdıkları şiirlerini okuyarak hatıralarını dile getirdiler.
VASİYETİ YAKIN ZAMANDA AÇIKLANACAK
Seyit Küçükbezirci’nin yeğeni ve avukatı Yasemin Bezirci de, dernek, kütüphane ve diğer hususlarla ilgili vasiyetini yazdırdığını ve yakın zamanda yapacağı basın toplantısında vasiyetini açıklayacağını belirterek Seyit Bey’in, vefa konusunda son zamanlarda sıkıntılarının olduğunu kaydetti. Seyit Küçükbezirci’yi anma ve vefa programı, ruhuna gönderilen Fatihalar ve toplu çekilen hatıra fotoğrafıyla son buldu.