Bu konuda da yazmak istemedim. Bazı konularda yazmak istemez insan ama yazar. Lgbt ile yazdığım yazıda bazı okurlar “Temel Karamollaoğlu abiniz kızar” diyerek kalemimi siyasi bir kalıba sokarak yorum yaptı, Ekrem İmamoglu'nun kucağında bira sişeleriyle alem yaptığı bir resmin montaj olduğunu yazınca "git utanmazsan Ekremle vale yap" yazdılar.
**
Şunu tekrar tekrar söylemek istiyorum, siyasi fanatizm benim işim değil. Siyasette şunun ya da bunun tarafı değilim, düşüncem doğrudan yanadır. Merkeze aldığım şey Müslüman kimliğine zarar verici siyasetçilerin tarafında olmamaktır. Çünkü basit gibi gözüken şeylerin bu millete uzun süreçte görünmeyen, hissedilmeyen zararları büyüktür.
**
Eleştirilecek yerler varsa eleştiririm, takdir edilecek yerler varsa takdir ederim. Akit gazetesini de okurum, Cumhuriyet gazetesini de, Sözcüde okurum Sabah ve Yeni Şafak da.. Ters kutupları, çapraz okumayı severim. Radikal islamci da okurum, ateist de... Lakin bunu herkese önermem. Kitap en iyi arkadaştır lafı gereksiz bir laftır. Bazı kitaplar vardır ki, insanın kimliğini kaybetmesine sebep olur. Sade’nin Sodom ve Gomore’sini, Tanrı’ya Söylevini ne diye okuyum...
**
Şimdi asırlık özlemi giderip Ayasofya’yı ibadete açanı, uluslararası platformlarda mazlumun sesini hayrıkararak dünyaya duyuranların neden yanında olmayım; ya da zinayı suç olmaktan çıkaranın, aile mefhumuna zarar verilmesine yol açan yetkilerinin yanında neden taraf olayım.
Her şeyi takdir edip olumsuz hiç bir eleştiri yapmayan, yapamayanları da biliyorum, her şeyi olumsuz eleştirip hiç güzel görmeyenleri de... Kimisi siyasi baskıdan korkuyor, kimiside yalakalık yapıyor.
**
Yakın zamanda Ziya Azizi'nin İzmir'deki Mevlevi gösterisi konseri eleştirildi. Bu konuyla ilgili insanların çeşitli yorumları vardı. Azizi'yi araştırdım, baktım diğer ülkelerde sema dansı ve derviş tangosu gibi eğitim ve öğretileri yayıyor. Ecnebiler de onun gibi dans ediyor. Bunu ilgi ve merakla takip edenler vardı. En sonunda kendisi de sanatının siyasete malzeme edilmesinin kendisini derinden yaraladığını söyledi, sonra biraz daha araştırdım bir de ne göreyim meğer kendisini siyasete alet edenlerden yakınan Ziya Azizi 2012 yılında Gezi Direnişinde maskeli derviş olarak siyasetin tam göbeğinde dans ediyordu. Sanat dergisinde yaptığı bir röportajda gezideki ayaklanmada bol bol resimleri vardı. “Sen de Taksim'e gel” diye gezi direnişine davet ediyordu. Röportajda şunları söylüyordu ; işçilerle dans ettim, LGBT bayraklarıyla döndüm. Herkesle beraber olmamız çok önemliydi çünkü.
**
Sanatı severim. Lakin böyle bir sanatçıyı sevmem.Herkesle beraber olmaya benim aklım ermez. Bu yazıyı ve bütün olarak bu konuyu Mevlana'nın sözüyle noktalayalım.
Gerisi boştur çünkü...
Ben yaşadıkça Kur’an’ın bendesiyim. Ben Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.v) ayağının tozuyum. Biri benden bundan başkasını naklederse; ondan da davacıyım, o sözden de davacıyım, şikayetçiyim. Hz. Mevlâna Celâleddin (k.s)