Gaz-fren polemiğinin perde arkası

Hükümet üyeleri arasında geçtiğimiz yıl sonunda başlayan "gaz-fren" polemiği, iktidar arasında bir anlayışın dışa vurumuna dönüştü. Rotahaber, bu "anlayış"ı araştırdı.
Hükümetin ekonomi kurmayları arasındaki görüş farklılığı, küresel krizin ağırlığını hafifletmeye başladığı dönemde su yüzüne çıktı. Başbakan Yardımcısı ve ekonominin patronu Ali Babacan “temkinli” olmayı savunurken, öteki bakanlar, “frene fazla basıldığı, artık gaza basılması” gerektiği görüşünü savunuyor. 
 
Hükümet üyeleri arasında yaşanan bu “fren-gaz” tartışmasının ardında çok daha derin görüş ayrılıkları yattığı belirtiliyor. 
 
Önce “fren-gaz” tartışmasını hatırlayalım. 
 
Küresel krizin yaşandığı ve Türkiye’yi etkilediği günlerde hükümet üyeleri arasında görüş farkı bulunmuyordu. Krizin ağırlığı ekonominin üzerinden kalkmaya başladığı dönemde ise farklar ortaya çıkmaya başladı. 
 
Bunun en bariz örneği, geçtiğimiz yıl sonunda döviz kurlarında ortaya çıkan dalgalanma sırasında yaşandı. Başbakan Yardımcısı Babacan’ın yaptığı açıklamalar, “reel kesimi göz önünde bulundurmamak ve finans kesiminin çıkarlarını korumak” olarak algılandı. 
 
Kamuoyuna pek yansımasa da hem parti içinde hem de Hükümet içinde ciddi tartışmalara neden oldu. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli, Babacan’ın “bir ayağın frende” olmasını savunduğu sıralarda, "Ekonominin yavaşlama sürecinde iki defa frene basmamak gerekiyor. Türkiye'nin daha hızlı frene basması sonuç vermeyecektir" diyerek çıkış yapmıştı.
 
Merkez Bankası yönetimi ve Ali Babacan’ın “ekonomide frenli gidiş” tavrına sert çıkışı daha sonra Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan devraldı. 
 
İki bakan hafta başında Para Dergisi ve Sabah Gazetesi'nin sponsor olduğu İstanbul Finans Zirvesi'nde aynı platformda konuştu. “El frenini çekerek artık Türkiye’nin bir yere gidemeyeceğini herkesin anlaması gerekiyor” diyen Bakan Çağlayan, 2023 hedeflerine ulaşabilmek için frene değil gaza basmak gerektiğini söyledi.
 
Zafer Çağlayan şunları söyledi:
 
“2023 gibi kendisine önemli bir hedef koymuş. Bu hedefi yakalamak için de yıllık yüzde 6 ortalama büyümesi gerekiyor. Yani her yıl belli bir kilometre katetmesi gereken bir arabaya sürekli frene basarak olsa olsa balataları yakarsınız.”
 
Aynı toplantıda konuşan Ali Babacan da yine arabalı örnek vermeyi seçti. “Virajlı bir yolda sisli bir havada otobüs kullanan şoföre yolcular, ‘Bas gaza bas gaza’ dediğinde şoför o yolcuları dinlemeyecektir. O sorumluluğun gereğini yapacaktır” değerlendirmesi yaptı.
 
Babacan’a göre, küresel ekonomide normalleşme olmadan gaza basmanın yanlışlığını anlattı.
 
GAZ-FRENDEN TARTIŞMASININ ARDINDA REEL SEKTÖR-BANKA SAVAŞI VAR
 
İşin perde arkasında yürütülen kavganın ardında daha farklı şeyler var.
 
 “gaz-fren” tartışmasından daha farklı şeyler var. “Finansalcılar” olarak tanımlanan ekonomiyi finansallaştıranlar ve bir anlamda bankalara bağlayanların tasfiyesi çabaları söz konusu. AK Parti çevrelerinde konuşulanlara göre, üretimi, sanayiciyi düşünmeyen ekip gönderilecek. Aynı çevrelerin iddiasına göre, kongrede yeni bir ekonomi ekibi kurulacak.
 
İLK AYRILIK İMF ANLAŞMASINDA ORTAYA ÇIKTI
 
Hükümetin ekonomi yönetiminde ilk ciddi görüş ayrılığı ise 2008 yılında İMF ile yapılan görüşmeler sırasında ortaya çıkmıştı. 
 

Erdoğan, İMF ile anlaşmanın yenilenmemesi gerektiği görüşünde iken Ali Babacan anlaşmanın devam etmesinden yana tavır koymuştu.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri